Altınbaş Üniversitesi ve Türkiye Hastanesi de ortaklaşa düzenledikleri “Bilmek Hayat Kurtarır” isimli seminerinde AIDS ve HIV virüsüyle ilgili bilinmesi gerekenlere değinildi. Seminere Altınbaş Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Osman Nuri Uçan ile Türkiye Hastanesi Genel Müdürü Hayati Odabaşı, epeyce sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Altınbaş Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sıhhat İdaresi Kısım Lideri, Dr. Öğretim Üyesi Özgül Özkoç’un moderatörlüğünde gerçekleşen seminerde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hasret Alıcı AIDS’ten korunma halleri, Uzman Psikolog Buse Baytın hastaların ruhsal durumları ve Dr. Öğretim Üyesi Özgül Özkoç AIDS hastalığının Sıhhat İktisadı boyutu hakkında bilgi verdiler.
AIDS PANDEMİSİ
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hasret Alıcı, dünyadaki en kıymetli pandemilerden birinin AIDS olduğuna ve hala devam etmekte olduğuna dikkat çekti. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı UNADIS bilgilerine göre her yıl 1.5 milyon yeni olay belirlendiğini, 680.000 kişinin AİDS’e bağlı niçinlerle öldüğünü ve bunun %20’nin genç yaşlarındakiler olduğunu vurguladı. Gençlerin HIV ve AIDS hakkında bilinçlenmesinin epeyce kıymetli olduğuna değinen Doç. Dr. Hasret Alıcı, bulaş yolları ve hastalıktan korunmaya yönelik bilgiler verdi.
HIV VİRÜSLÜ ANNELER BEBEKLERİNİ EMZİRMESİN
AIDS’ın yalnızca cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmadığını belirterek, göz, ağız, vajina ve penis başı üzere mukoza alanları, kan bağışı, açık derin yaralar, ortak kullanılan enjeksiyonlar, güzel temizlenmemiş manikür ve pedikür materyalleri ile HIV virüslü annelerden de bebeklerine doğum ve emzirme sırasında da bulaşabildiğine değindi. Bu niçinle HIV riski olan annelere bebeklerini emzirmemelerini önerdiklerini belirtti.
BİREBİR TABAK VE ÇATALI KULLANMAKLA VE SARILMAKLA BULAŞMAZ
Doç. Dr. Hasret Alıcı, COVİD 19’un bilakis dış ortama dayanıksız olan HIV Virüsü ve AIDS hakkındaki önyargıların da giderilmesi gerektiğini anlattı. Buna nazaran “Ter, tükürük, idrar, gözyaşı üzere beden sıvıları ile birebir tabak, çatalı kullanmak, sarılmak ve tokalaşmak ile de mutlaka bulaşmaz dedi.
KESİNLİKLE TEDAVİ OLUN.
Tedavi daha sonrası %77 oranında olağan bir hayat sürdürülebilir. AIDS Hastalarının en epey toplum ortasında dışlanmaktan çekindikleri için test yaptırmak istemediklerine dikkat çeken Doç.Dr. Hasret Alıcı, hastalık belirtilerinin boğaz ağrısı, ateş olabildiği üzere kimi vakit de kendini hissettirmediğini söylemiş oldu. Doç.Dr. Hasret Alıcı, bireylerin, davranışlarının taşıdığı riskin farkında olmaları ve test yaptırmalarının hayat kurutacağını tabir etti. Test sonuçları ve tedavi süreçlerinde bilgi saklılığının kanun ile garanti altına alındığının, kişi ve tabibin haricinde kimsenin öğrenemeyeceğinin de altını çizdi. KUSURUM Derneği’nin bir araştırmasına göre tedavi daha sonrası olağan bir hayat sürme oranın %77 olduğuna da değinen Doç. Dr. Hasret Alıcı, her şeydilk evvel kondom ile inançlı cinsel ilgi kurun, farkında olun, tedavi olun, sıhhat sistemine dahil olun tavsiyelerinde bulundu.
AİLELERE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR
Uzman Psikolog Buse Baytam ise, AIDS Hastalarının üzücü ve yıkıcı bir müddetç yaşadıklarına değindi. En hayli travma, işini kaybetme korkusu, suçluluk, panik atak ve toplumdan dışlanma duygusu yaşadıklarını belirtti. Ailelere bu vakitte epey sorumluluk düştüğünü belirten Buse Baytam, aile ortasında kişinin kendisini izole etmesine müsaade verilmemeli, toplumsal dayanışma kümelerine katılması teşvik edilmelidir” diye konuştu.
Dr. Özgül Özkoç ise sıhhat idaresi ve sıhhat iktisadı açısından bakıldığında hastalığın önemli bir ekonomik boyutu olduğuna dikkat çekti. 2010 yılı datalarına göre AIDS hastalığının hayat uzunluğu tedavi maliyetinin 379.668 USD olduğuna belirterek, Türkiye’de Genel Sıhhat Sigortası kapsamında hastaların fiyatsız tedavi edilebildiğini söylemiş oldu. Dr. Özgül Özkoç, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Gelişme Maksatlarında AIDS pandemisinin 2030 yılına kadar bitirilmesinin planlandığı, HIV ile enfekte yıllık kişi sayısı ile HIV bağlantılı vefat niçinlerinin 2030 yılına kadar 500 000’in altına indirilmesinin hedeflendiği lakin hali hazırda dünyanın bu gayelerden çok uzak olduğunu belirtti. AIDS olan hastaların yalnızca tedavi maliyeti ile değil hem de üretim kaybından kaynaklanan maliyetler ile de karşılaştıklarının altını çizen Özkoç, genel sıhhat sigortası kapsayıcılığı yüksek olmayan ülkelerde yüksek maliyet bedelleri niçiniyle hastaların katastrofik harcamalar yapmak durumunda kaldıklarını ve bunun kararında yoksulluk kısırdöngüsü yaşadıklarını belirtti.
AIDS PANDEMİSİ
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hasret Alıcı, dünyadaki en kıymetli pandemilerden birinin AIDS olduğuna ve hala devam etmekte olduğuna dikkat çekti. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı UNADIS bilgilerine göre her yıl 1.5 milyon yeni olay belirlendiğini, 680.000 kişinin AİDS’e bağlı niçinlerle öldüğünü ve bunun %20’nin genç yaşlarındakiler olduğunu vurguladı. Gençlerin HIV ve AIDS hakkında bilinçlenmesinin epeyce kıymetli olduğuna değinen Doç. Dr. Hasret Alıcı, bulaş yolları ve hastalıktan korunmaya yönelik bilgiler verdi.
HIV VİRÜSLÜ ANNELER BEBEKLERİNİ EMZİRMESİN
AIDS’ın yalnızca cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmadığını belirterek, göz, ağız, vajina ve penis başı üzere mukoza alanları, kan bağışı, açık derin yaralar, ortak kullanılan enjeksiyonlar, güzel temizlenmemiş manikür ve pedikür materyalleri ile HIV virüslü annelerden de bebeklerine doğum ve emzirme sırasında da bulaşabildiğine değindi. Bu niçinle HIV riski olan annelere bebeklerini emzirmemelerini önerdiklerini belirtti.
BİREBİR TABAK VE ÇATALI KULLANMAKLA VE SARILMAKLA BULAŞMAZ
Doç. Dr. Hasret Alıcı, COVİD 19’un bilakis dış ortama dayanıksız olan HIV Virüsü ve AIDS hakkındaki önyargıların da giderilmesi gerektiğini anlattı. Buna nazaran “Ter, tükürük, idrar, gözyaşı üzere beden sıvıları ile birebir tabak, çatalı kullanmak, sarılmak ve tokalaşmak ile de mutlaka bulaşmaz dedi.
KESİNLİKLE TEDAVİ OLUN.
Tedavi daha sonrası %77 oranında olağan bir hayat sürdürülebilir. AIDS Hastalarının en epey toplum ortasında dışlanmaktan çekindikleri için test yaptırmak istemediklerine dikkat çeken Doç.Dr. Hasret Alıcı, hastalık belirtilerinin boğaz ağrısı, ateş olabildiği üzere kimi vakit de kendini hissettirmediğini söylemiş oldu. Doç.Dr. Hasret Alıcı, bireylerin, davranışlarının taşıdığı riskin farkında olmaları ve test yaptırmalarının hayat kurutacağını tabir etti. Test sonuçları ve tedavi süreçlerinde bilgi saklılığının kanun ile garanti altına alındığının, kişi ve tabibin haricinde kimsenin öğrenemeyeceğinin de altını çizdi. KUSURUM Derneği’nin bir araştırmasına göre tedavi daha sonrası olağan bir hayat sürme oranın %77 olduğuna da değinen Doç. Dr. Hasret Alıcı, her şeydilk evvel kondom ile inançlı cinsel ilgi kurun, farkında olun, tedavi olun, sıhhat sistemine dahil olun tavsiyelerinde bulundu.
AİLELERE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR
Uzman Psikolog Buse Baytam ise, AIDS Hastalarının üzücü ve yıkıcı bir müddetç yaşadıklarına değindi. En hayli travma, işini kaybetme korkusu, suçluluk, panik atak ve toplumdan dışlanma duygusu yaşadıklarını belirtti. Ailelere bu vakitte epey sorumluluk düştüğünü belirten Buse Baytam, aile ortasında kişinin kendisini izole etmesine müsaade verilmemeli, toplumsal dayanışma kümelerine katılması teşvik edilmelidir” diye konuştu.
Dr. Özgül Özkoç ise sıhhat idaresi ve sıhhat iktisadı açısından bakıldığında hastalığın önemli bir ekonomik boyutu olduğuna dikkat çekti. 2010 yılı datalarına göre AIDS hastalığının hayat uzunluğu tedavi maliyetinin 379.668 USD olduğuna belirterek, Türkiye’de Genel Sıhhat Sigortası kapsamında hastaların fiyatsız tedavi edilebildiğini söylemiş oldu. Dr. Özgül Özkoç, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Gelişme Maksatlarında AIDS pandemisinin 2030 yılına kadar bitirilmesinin planlandığı, HIV ile enfekte yıllık kişi sayısı ile HIV bağlantılı vefat niçinlerinin 2030 yılına kadar 500 000’in altına indirilmesinin hedeflendiği lakin hali hazırda dünyanın bu gayelerden çok uzak olduğunu belirtti. AIDS olan hastaların yalnızca tedavi maliyeti ile değil hem de üretim kaybından kaynaklanan maliyetler ile de karşılaştıklarının altını çizen Özkoç, genel sıhhat sigortası kapsayıcılığı yüksek olmayan ülkelerde yüksek maliyet bedelleri niçiniyle hastaların katastrofik harcamalar yapmak durumunda kaldıklarını ve bunun kararında yoksulluk kısırdöngüsü yaşadıklarını belirtti.