Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, 27 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunduğu önergede Süleyman Özışık’ın açıklamaları ile bir daha gündeme gelen “FETÖ borsası” tezlerinin araştırılması için kurul kurulmasını talep etti.
15 Temmuz darbe teşebbüsünden daha sonra başlatılan türel süreçte kurulan OHAL Komitesine 2021 Mayıs sonu prestiji ile 126.674 müracaat olduğunu belirten Hakverdi, “Günümüzde dahi hala süreç devam etmekte ve siyasi ayağı hariç FETÖ terör örgütü ile kontağı bulunanlar kovuşturulmaktadır. Lakin kamuoyuna yansıyan kimi bilgiler hem bu soruşturmaya tıpkı vakitte darbe daha sonrası başlatılan hukuksal sürece dair vatandaşlarımızın itimadını yitirmesine sebep olmuştur. Birçoğu hakkında bir yargı sonucu olmamasına karşın; Bank Asya’ya hesap açanlardan tutun, askeri okul öğrencilerine, öğretmenlere hatta küçük esnafına kadar birfazlaca bireye FETÖ ile iltisaklı oldukları öne sürülen nedeni ile cezalar verilip, mallarına el konulmuş bir daha biroldukca kişi mesleklerinden ihraç edilmişlerdir. Bilhassa FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı birtakım siyasalların, iş insanlarının ve birtakım şahısların para karşılığında aklandığı ve evraklarının sümen altı edildiği ve bu bahiste bir FETÖ Borsası kurulduğu tezleri kamuoyu vicdanını derinden yaralamıştır. Bu mevzuda gerek AKP milletvekilleri gerekse iktidara yakın “gazeteciler” in yaptığı açıklamalar, o devir birbiri gerisine düşmüş ve FETÖ Borsasının varlığı adeta onaylanmıştır.” dedi.
“ÖZIŞIK’IN AÇIKLAMALARI FETÖ BORSASI’NIN İTİRAFIDIR”
Hakverdi önergesinde son günlerde biroldukca argüman ile gündeme gelen Özışık kardeşlerden Süleyman Özışık’ın geçmiş devirde yaptığı ve yeni açığa çıkan konuşması niçiniyle “FETÖ borsası”nın bir daha kamuoyu gündemine geldiğini belirterek “Özışık’ın açıklamaları FETÖ Borsası’nın itirafı niteliğindedir” dedi.
Özışık’in “Gerek Süleyman Soylu’ ya gerek OHAL süreçleri kuruluna, gerek öteki mercilere, saf olduğuna inandığım binlerce insanın evrakını götürdüm. Dedim ki; ‘bu beşerler suçsuz çıkmazsa hesabını benden sorun’ ve araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı.” sözlerini kullandığını hatırlatan Hakverdi, “Özışık, savcı mıdır? Hâkim midir? Kurul üyesi midir? Evraklarını Soylu ve başka mercilere ilettiği ve “masum olduğuna inandığı” beşerler kimlerdir? Bu beşerler ile nasıl bir bağ kurulmuş “bu pak dosyalar” karşılığında o insanlardan ne talep edilmiştir?” diyerek bir an evvel TBMM çatısı altında araştırma kurulu kurulması gerektiğini tabir etti.
PARASI VE SİYASİ İLİŞKİSİ OLAN KURTULDU, TÜM KABAHAT BAŞKALARINA KALDI
“FETÖ Borsası”na dair savları AKP milletvekilleri ve iktidara yakın gazetecilerin daha evvel de lisana getirdiğinin altını çizen Hakverdi, “AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, katıldığı bir televizyon programında, “FETÖ borsası kuruldu, itirafçı ismi altında iş adamları hür bırakılıyor.” derken, bir daha iktidara yakın Sabah Gazetesinde yazan Dilek Güngör’ün “FETÖ soruşturmaları kapsamında içeri atılan örgütün kimi kilit yahut paralı elemanlarının hür kalması için bir cins tahliye oyunu oynanıyor. Savlara nazaran, her vilayette bir FETÖ’cü kurtarma borsası oluşmuş. Mahkumun kıymet derecesine ve parasına göre hür kalma maliyeti belirleniyor. Misal, kiminden 100 bin, kiminden 1 milyon, kiminden 10 milyon TL isteniyor.” formundaki sözlerini hatırlattı.
“FETÖ Borsası” konusunda biroldukça sorunun cevapsız kaldığını ve bunun hem kamuoyu vicdanını derinden yaraladığını tıpkı vakitte FETÖ soruşturmalarının bu türlü sulandırıldığını tabir eden Hakverdi “Maalesef savcıların nazaranvini yapmadığı bu vakitte halkımız ismine bu araştırmayı yapmak TBMM’de nazaranv yapan milletvekillerine düşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ni amaç alan bireylerin bir borsa kurularak para karşılığı özgür bırakıldığı savları hala aydınlatılmamıştır. Bilhassa Süleyman Özışık’ın yaptığı açıklamada bahsetmiş olduğu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve başka mercilere götürerek akladığı binlerce insan olmak üzere, siyasi ilişkilerini, nüfusunu ve maddi gücünü kullanarak aklananların, onlara aracılık edenlerin ve bu süreçte sorumluluğu olanların ve vazifesini berbata kullananların belirlenmesi için Meclis Araştırma Kurulu kurulmasını istediklerini” kaydetti.
15 Temmuz darbe teşebbüsünden daha sonra başlatılan türel süreçte kurulan OHAL Komitesine 2021 Mayıs sonu prestiji ile 126.674 müracaat olduğunu belirten Hakverdi, “Günümüzde dahi hala süreç devam etmekte ve siyasi ayağı hariç FETÖ terör örgütü ile kontağı bulunanlar kovuşturulmaktadır. Lakin kamuoyuna yansıyan kimi bilgiler hem bu soruşturmaya tıpkı vakitte darbe daha sonrası başlatılan hukuksal sürece dair vatandaşlarımızın itimadını yitirmesine sebep olmuştur. Birçoğu hakkında bir yargı sonucu olmamasına karşın; Bank Asya’ya hesap açanlardan tutun, askeri okul öğrencilerine, öğretmenlere hatta küçük esnafına kadar birfazlaca bireye FETÖ ile iltisaklı oldukları öne sürülen nedeni ile cezalar verilip, mallarına el konulmuş bir daha biroldukca kişi mesleklerinden ihraç edilmişlerdir. Bilhassa FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı birtakım siyasalların, iş insanlarının ve birtakım şahısların para karşılığında aklandığı ve evraklarının sümen altı edildiği ve bu bahiste bir FETÖ Borsası kurulduğu tezleri kamuoyu vicdanını derinden yaralamıştır. Bu mevzuda gerek AKP milletvekilleri gerekse iktidara yakın “gazeteciler” in yaptığı açıklamalar, o devir birbiri gerisine düşmüş ve FETÖ Borsasının varlığı adeta onaylanmıştır.” dedi.
“ÖZIŞIK’IN AÇIKLAMALARI FETÖ BORSASI’NIN İTİRAFIDIR”
Hakverdi önergesinde son günlerde biroldukca argüman ile gündeme gelen Özışık kardeşlerden Süleyman Özışık’ın geçmiş devirde yaptığı ve yeni açığa çıkan konuşması niçiniyle “FETÖ borsası”nın bir daha kamuoyu gündemine geldiğini belirterek “Özışık’ın açıklamaları FETÖ Borsası’nın itirafı niteliğindedir” dedi.
Özışık’in “Gerek Süleyman Soylu’ ya gerek OHAL süreçleri kuruluna, gerek öteki mercilere, saf olduğuna inandığım binlerce insanın evrakını götürdüm. Dedim ki; ‘bu beşerler suçsuz çıkmazsa hesabını benden sorun’ ve araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı.” sözlerini kullandığını hatırlatan Hakverdi, “Özışık, savcı mıdır? Hâkim midir? Kurul üyesi midir? Evraklarını Soylu ve başka mercilere ilettiği ve “masum olduğuna inandığı” beşerler kimlerdir? Bu beşerler ile nasıl bir bağ kurulmuş “bu pak dosyalar” karşılığında o insanlardan ne talep edilmiştir?” diyerek bir an evvel TBMM çatısı altında araştırma kurulu kurulması gerektiğini tabir etti.
PARASI VE SİYASİ İLİŞKİSİ OLAN KURTULDU, TÜM KABAHAT BAŞKALARINA KALDI
“FETÖ Borsası”na dair savları AKP milletvekilleri ve iktidara yakın gazetecilerin daha evvel de lisana getirdiğinin altını çizen Hakverdi, “AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, katıldığı bir televizyon programında, “FETÖ borsası kuruldu, itirafçı ismi altında iş adamları hür bırakılıyor.” derken, bir daha iktidara yakın Sabah Gazetesinde yazan Dilek Güngör’ün “FETÖ soruşturmaları kapsamında içeri atılan örgütün kimi kilit yahut paralı elemanlarının hür kalması için bir cins tahliye oyunu oynanıyor. Savlara nazaran, her vilayette bir FETÖ’cü kurtarma borsası oluşmuş. Mahkumun kıymet derecesine ve parasına göre hür kalma maliyeti belirleniyor. Misal, kiminden 100 bin, kiminden 1 milyon, kiminden 10 milyon TL isteniyor.” formundaki sözlerini hatırlattı.
“FETÖ Borsası” konusunda biroldukça sorunun cevapsız kaldığını ve bunun hem kamuoyu vicdanını derinden yaraladığını tıpkı vakitte FETÖ soruşturmalarının bu türlü sulandırıldığını tabir eden Hakverdi “Maalesef savcıların nazaranvini yapmadığı bu vakitte halkımız ismine bu araştırmayı yapmak TBMM’de nazaranv yapan milletvekillerine düşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ni amaç alan bireylerin bir borsa kurularak para karşılığı özgür bırakıldığı savları hala aydınlatılmamıştır. Bilhassa Süleyman Özışık’ın yaptığı açıklamada bahsetmiş olduğu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve başka mercilere götürerek akladığı binlerce insan olmak üzere, siyasi ilişkilerini, nüfusunu ve maddi gücünü kullanarak aklananların, onlara aracılık edenlerin ve bu süreçte sorumluluğu olanların ve vazifesini berbata kullananların belirlenmesi için Meclis Araştırma Kurulu kurulmasını istediklerini” kaydetti.