Saadet Partisi Genel Sekreteri Mesut Doğan, AKP’nin geleceğine dair konuşurken değişik değerlendirmelerde bulundu.
Konya’nın lokal Kanal 42 televizyonunda konuk olan Doğan, geçen günlerde eski TBMM Lideri Bülent Arınç’ın yönelik yaptığı ‘beni fazla zorlamasınlar’ çıkışına yönelik soru üzerine “Bunu söyleyen kim? Bülent Arınç Beyefendi. Bülent Arınç Beyefendi kim, AK Parti’nin kuruluş evrelerinde akla gelen 4 isimden birisi. Bülent Beyefendi o cümlelerinin içeriğinde bana şu hissi veriyor. Ben AK Parti’den aslında hayli muzdaribim, söyleyeceğim epeyce şey var lakin çekindiklerim de var. Tabiri caiz ise Bülent beyefendi diyor ki bana dokunma, ben de sana dokunmayayım. Bu ülke açısından düzgün midir, makûs müdür bilmem. Her ne kadar kendi iç işlerine yönelik bir durum da olsa, illa da senin ortasından gelen doğruları söylemen için yarana mı basılması lazım, ya da senin canının mı acıması lazım? Milletin canının acıması kâfi değil mi senin için? Diyorsun ki, 84 milyon insanın canı yansa da benim kendi canım yanmadığı sürece doğruları söylemeyeceğim demektir, olmaz bu biçimde bir şey! Ben yalnızca bu kelamlardan dolayı demiyorum. İktidarda nazaranv yapmış bakan ve tesirli isimlerin halinde bunu görüyorum ve üzülüyorum. Kendini korumak için, iktidarın yanlışını söylemekten korkan bir yapı ve anlayış görüyorum. Bu hem bu ülkeye tıpkı vakitte sayın cumhurbaşkanına yapılabilecek en büyük kötülüktür” dedi.
“HAKARETLERE BİZ MANİ OLACAĞIZ”
Doğan, AKP’nin geleceği hakkındaki soru üzerine ise “10 yıl daha sonra AK Parti’nin olacağı ihtimalini hiç görmüyorum. Size olacağı söyleyeyim, birkaç yıl daha sonra AK Parti’ye bugün takviye verenler o kadar ağır şeyler söyleyecekler ki… Öngörü olarak söylüyorum, bir daha biz diyeceğiz ki ‘ya o kadar olmaz’. Hakarete varacak kelamların söylenmesine biz mani olacağız. Bugün kaygıdan dolayı suskunluk içerisinde olup da, AK Parti iktidarı gittikten daha sonra o denli kelamlar söylenecek ki ve bu biçimde gerçekler konuşulacak zira, inanın biz Saadet Partili’ler olarak diyeceğiz ki ‘bu kadar hakaret olmaz’, biz teskin etmek zorunda kalacağız. Milletin, devletin elinden ve lisanından kendini inançta hissetmediği bir devir yaşıyoruz. Bugün millet, devletin varlığından dolayı huzursuz. Devletin lisanından de korkuyor, elinden de korkuyor. Zira, bilhassa son birkaç yılda devlet milletin ekmeğiyle oynadı. Devletin milleti tuzaklara karşı müdafaası gerekirken, bugün milletine tuzak kuran bir devlet var. Devleti bugün temsil eden makam, hükümet. Hükümet her vakit kalacak, iktidar gidecek. Milletin ekmeğiyle oynayan, milletine tuzak kuran bir iktidardan bahsediyoruz. AK Parti iktidarı, umuduyla oynadığı beşerlerle helalleşmezse, o tarih geldiği vakit inanın millet hayırla yad etmez. Argüman ederek söylüyorum, AK Parti’ye oy verenlerin koltuğunu müdafaa kaygısında olanların dışındaki herkes rahatsız. İnsanların, affetmediği insan tipi kimdir biliyor musunuz? Beşerler umuduyla oynayan insanları affetmekte zorlanırlar, hatta affetmezler. Benzetme manasında söylüyorum, AK Parti kendisine oy veren insanların umuduyla oynamıştır” kelamlarını paylaştı.
“İKTİDARIN BİR ERKEN SEÇİM GEREKSİNİMİ HİSSİ VAR”
“Erken seçim olmalı mı?” sorusu üzerine Doğan “Muhalefet ülkeyi erken seçime götüremez. Bu güç şu anda iktidara ilişkin. Demokratik bir ülkede iktidarı sersemletecek kadar birtakım problemler yaşanıyorsa bunun tahlili erken seçimdir. Bence iktidarın da kendi iç dünyasında bir erken seçim muhtaçlığı hissi var. Sandıktan biz çıkar mıyız sorusuna, onun yanıtı evet biz çıkarız denmedikçe erken seçime gitmek istemeyecekler. Erken seçime gitmedikçe, sandıktan onlara çıkacak oy her geçen gün düşecektir. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, AK Parti iktidarının devam edeceğine yönelik bir sinyal nazaranmiyorum” sözlerini kullandı.
“3. İTTİFAK, AK PARTİ’NİN İKTİDARINA EVET DEMEKTİR”
Son vakit içinderda lisana getirile, Saadet-Gelecek ve DEVA Partisi’nden 3’üncü bir ittifak oluşabileceği argümanları için ise Doğan, “Ben bir tespit olarak söylüyorum. 3’üncü ittifak demek, ‘AK Parti’nin iktidarına evet’ demektir. Bir ittifak yüzde 51’i hedeflemiyorsa, o ittifak olmaz. AK Parti’nin ekmeğine yağ sürmek üzere ve AK Parti’nin iktidarını devam ettirmek üzere kurulmuş bir ittifak demektir” diye konuştu.
Konya’nın lokal Kanal 42 televizyonunda konuk olan Doğan, geçen günlerde eski TBMM Lideri Bülent Arınç’ın yönelik yaptığı ‘beni fazla zorlamasınlar’ çıkışına yönelik soru üzerine “Bunu söyleyen kim? Bülent Arınç Beyefendi. Bülent Arınç Beyefendi kim, AK Parti’nin kuruluş evrelerinde akla gelen 4 isimden birisi. Bülent Beyefendi o cümlelerinin içeriğinde bana şu hissi veriyor. Ben AK Parti’den aslında hayli muzdaribim, söyleyeceğim epeyce şey var lakin çekindiklerim de var. Tabiri caiz ise Bülent beyefendi diyor ki bana dokunma, ben de sana dokunmayayım. Bu ülke açısından düzgün midir, makûs müdür bilmem. Her ne kadar kendi iç işlerine yönelik bir durum da olsa, illa da senin ortasından gelen doğruları söylemen için yarana mı basılması lazım, ya da senin canının mı acıması lazım? Milletin canının acıması kâfi değil mi senin için? Diyorsun ki, 84 milyon insanın canı yansa da benim kendi canım yanmadığı sürece doğruları söylemeyeceğim demektir, olmaz bu biçimde bir şey! Ben yalnızca bu kelamlardan dolayı demiyorum. İktidarda nazaranv yapmış bakan ve tesirli isimlerin halinde bunu görüyorum ve üzülüyorum. Kendini korumak için, iktidarın yanlışını söylemekten korkan bir yapı ve anlayış görüyorum. Bu hem bu ülkeye tıpkı vakitte sayın cumhurbaşkanına yapılabilecek en büyük kötülüktür” dedi.
“HAKARETLERE BİZ MANİ OLACAĞIZ”
Doğan, AKP’nin geleceği hakkındaki soru üzerine ise “10 yıl daha sonra AK Parti’nin olacağı ihtimalini hiç görmüyorum. Size olacağı söyleyeyim, birkaç yıl daha sonra AK Parti’ye bugün takviye verenler o kadar ağır şeyler söyleyecekler ki… Öngörü olarak söylüyorum, bir daha biz diyeceğiz ki ‘ya o kadar olmaz’. Hakarete varacak kelamların söylenmesine biz mani olacağız. Bugün kaygıdan dolayı suskunluk içerisinde olup da, AK Parti iktidarı gittikten daha sonra o denli kelamlar söylenecek ki ve bu biçimde gerçekler konuşulacak zira, inanın biz Saadet Partili’ler olarak diyeceğiz ki ‘bu kadar hakaret olmaz’, biz teskin etmek zorunda kalacağız. Milletin, devletin elinden ve lisanından kendini inançta hissetmediği bir devir yaşıyoruz. Bugün millet, devletin varlığından dolayı huzursuz. Devletin lisanından de korkuyor, elinden de korkuyor. Zira, bilhassa son birkaç yılda devlet milletin ekmeğiyle oynadı. Devletin milleti tuzaklara karşı müdafaası gerekirken, bugün milletine tuzak kuran bir devlet var. Devleti bugün temsil eden makam, hükümet. Hükümet her vakit kalacak, iktidar gidecek. Milletin ekmeğiyle oynayan, milletine tuzak kuran bir iktidardan bahsediyoruz. AK Parti iktidarı, umuduyla oynadığı beşerlerle helalleşmezse, o tarih geldiği vakit inanın millet hayırla yad etmez. Argüman ederek söylüyorum, AK Parti’ye oy verenlerin koltuğunu müdafaa kaygısında olanların dışındaki herkes rahatsız. İnsanların, affetmediği insan tipi kimdir biliyor musunuz? Beşerler umuduyla oynayan insanları affetmekte zorlanırlar, hatta affetmezler. Benzetme manasında söylüyorum, AK Parti kendisine oy veren insanların umuduyla oynamıştır” kelamlarını paylaştı.
“İKTİDARIN BİR ERKEN SEÇİM GEREKSİNİMİ HİSSİ VAR”
“Erken seçim olmalı mı?” sorusu üzerine Doğan “Muhalefet ülkeyi erken seçime götüremez. Bu güç şu anda iktidara ilişkin. Demokratik bir ülkede iktidarı sersemletecek kadar birtakım problemler yaşanıyorsa bunun tahlili erken seçimdir. Bence iktidarın da kendi iç dünyasında bir erken seçim muhtaçlığı hissi var. Sandıktan biz çıkar mıyız sorusuna, onun yanıtı evet biz çıkarız denmedikçe erken seçime gitmek istemeyecekler. Erken seçime gitmedikçe, sandıktan onlara çıkacak oy her geçen gün düşecektir. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, AK Parti iktidarının devam edeceğine yönelik bir sinyal nazaranmiyorum” sözlerini kullandı.
“3. İTTİFAK, AK PARTİ’NİN İKTİDARINA EVET DEMEKTİR”
Son vakit içinderda lisana getirile, Saadet-Gelecek ve DEVA Partisi’nden 3’üncü bir ittifak oluşabileceği argümanları için ise Doğan, “Ben bir tespit olarak söylüyorum. 3’üncü ittifak demek, ‘AK Parti’nin iktidarına evet’ demektir. Bir ittifak yüzde 51’i hedeflemiyorsa, o ittifak olmaz. AK Parti’nin ekmeğine yağ sürmek üzere ve AK Parti’nin iktidarını devam ettirmek üzere kurulmuş bir ittifak demektir” diye konuştu.