Gazetemiz muharriri Mustafa Balbay, “Saray Saadet’i bütün istiyor!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Balbay bugünkü yazısında, seçimler yaklaşırken AKP’nin Saadet Partisi’ni yanına çekme planına dair dikkat çeken sözler kullandı. Yazıda, Saadet Partisi takımlarının tümüyle Cumhur İttifakı’na katılması için AKP tarafınca harekete geçildiğinden bahsedildi.
Balbay, Saray’ın Saadet Partisi ile ilgili fikrinin “Saadet bir bütün olarak bize gelmeli. Geride öbür bir kök kalmamalı. Bunun haricindeki ihtimalleri öne çıkaracak bir çalışma yapmayın. Sayın Asiltürk’ün tam hâkim olduğu bir temel iştirak olsun!” olduğunu aktardı.
Balbay’ın yazısının ilgili kısmı şöyleki:
“Geçen hafta Saray’ın Saadet Partisi ile ilgili maksatlarını, odunlarını, tacizlerini sütuna yatırmıştık. Saray’ın maksada yönelik çalışmalarını sektirmeden sürdürdüğü anlaşılıyor.
Öncelikle Oğuzhan Asiltürk’e geçmiş olsun diyoruz. Covid’in en sevdiği şey yakın temas! Oğuzhan Beyefendi tahminen de ağır çalışmaları, temasları içinde buna ihtimam göstermekte zorlandı. Acil şifa diliyoruz.
Kamuoyunun da yakından bildiği üzere Saray’ın lisanıyla ‘Muhterem Asiltürk’ Cumhur İttifakı ile Saadet Partisi (SP) içinde ulusal köprü! SP’nin iktidarın bir kesimi olması için bütün yükünü koyuyor. SP takımları ortasında buna önemli bir direniş var. Yüzde 90’a varan oranda, ‘Çökmekte olan bir iktidarla yan yana durulmaz’ görüşü hâkim.
Ne var ki iktidar tutkalının cazipliği herkesi etkileyebiliyor. Saray’a şu çeşit teklifler de gidiyor:
‘Efendim SP’nin takımları ortasında bize yakın bir fazlaca arkadaş var. Onlar başlamış olan bu sürecin bir an evvel tamamlanmasından yana. Müsaade buyurursanız onlar gelsinler. bu biçimdece SP’nin adım adım Cumhur İttifakı’na yöneldiği havası yerleşmiş olur…’
Saray’ın bu teklife soğuk baktığı, şu istikamette düşündüğü haberleri geliyor:
‘Öyle şey olmaz. Saadet bir bütün olarak bize gelmeli. Geride öbür bir kök kalmamalı. Bunun haricindeki ihtimalleri öne çıkaracak bir çalışma yapmayın. Sayın Asiltürk’ün tam hâkim olduğu bir temel iştirak olsun!’
***
Saray’daki hesabın dışardaki siyasete uymadığını görüyoruz. Ulusal Gazete’nin dünkü birinci sayfasını dolduran haberlerin başında iktidarın temel bir sorunu çözme iradesinin yüzde 10’un altında olduğu anketi yer alıyordu.
SP’nin üst takımları ne derse desin Saray’ın kökten tahlil için zorlamaları sürdüreceği gündemin öteki mevzularından da anlaşılıyor.
İktidar ‘yerli ve milli’ telaffuzuyla istediği toplumsal kutuplaşmayı elde edemedi. Bu telaffuz oy kaybını durdurmaya yetmiyor. Artık bunun yerine şöyleki bir söyleme hazırlandıkları haberi geliyor:
Ulusal ve dini!
Siyaset İşleri Lideri Ali Erbaş’ın tansiyon odağına konmasının ana sebebi bu olsa gerek. Şayet SP’yi tümüyle muhalefet tarafınca koparamazlarsa bu telaffuz oturmayacak. Kamuoyu soracak: SP’ye mi dinsiz ittifak diyorsunuz?
İstanbul Sözleşmesi’nin AKP ortasındaki muhalefete, hatta Saray’daki bayanların itirazına karşın iptal edilmesi de bu sürecin bir modülü.
Ali Erbaş’ın Meclis açılışında nerede duracağı da başkentte konuşulanlar içinde. Erbaş’ın karşısına muhalefeti koyabilmek için yeni atılımlar beklenebilir!
Cumhur İttifakı’nın bileşenleri içinde cemaatlerin de olduğunu vurgulamaya gerek yok. Bu yanıyla AKP’nin ön, art, yan bahçeleri cemaatler koalisyonu. Biri ötekiyle güzel geçinemese bile iktidarın kanatları altında memnunlar. Evvelce bodrum katlarında faaliyet gösterirken artık Bodrum’da site hedeflemenin de elbette bir maliyeti var. Bunun görünen maliyetlerinden biri, iktidara dayanak vermek!
SP, bir türlü bunlara gelmiyor!”
Balbay bugünkü yazısında, seçimler yaklaşırken AKP’nin Saadet Partisi’ni yanına çekme planına dair dikkat çeken sözler kullandı. Yazıda, Saadet Partisi takımlarının tümüyle Cumhur İttifakı’na katılması için AKP tarafınca harekete geçildiğinden bahsedildi.
Balbay, Saray’ın Saadet Partisi ile ilgili fikrinin “Saadet bir bütün olarak bize gelmeli. Geride öbür bir kök kalmamalı. Bunun haricindeki ihtimalleri öne çıkaracak bir çalışma yapmayın. Sayın Asiltürk’ün tam hâkim olduğu bir temel iştirak olsun!” olduğunu aktardı.
Balbay’ın yazısının ilgili kısmı şöyleki:
“Geçen hafta Saray’ın Saadet Partisi ile ilgili maksatlarını, odunlarını, tacizlerini sütuna yatırmıştık. Saray’ın maksada yönelik çalışmalarını sektirmeden sürdürdüğü anlaşılıyor.
Öncelikle Oğuzhan Asiltürk’e geçmiş olsun diyoruz. Covid’in en sevdiği şey yakın temas! Oğuzhan Beyefendi tahminen de ağır çalışmaları, temasları içinde buna ihtimam göstermekte zorlandı. Acil şifa diliyoruz.
Kamuoyunun da yakından bildiği üzere Saray’ın lisanıyla ‘Muhterem Asiltürk’ Cumhur İttifakı ile Saadet Partisi (SP) içinde ulusal köprü! SP’nin iktidarın bir kesimi olması için bütün yükünü koyuyor. SP takımları ortasında buna önemli bir direniş var. Yüzde 90’a varan oranda, ‘Çökmekte olan bir iktidarla yan yana durulmaz’ görüşü hâkim.
Ne var ki iktidar tutkalının cazipliği herkesi etkileyebiliyor. Saray’a şu çeşit teklifler de gidiyor:
‘Efendim SP’nin takımları ortasında bize yakın bir fazlaca arkadaş var. Onlar başlamış olan bu sürecin bir an evvel tamamlanmasından yana. Müsaade buyurursanız onlar gelsinler. bu biçimdece SP’nin adım adım Cumhur İttifakı’na yöneldiği havası yerleşmiş olur…’
Saray’ın bu teklife soğuk baktığı, şu istikamette düşündüğü haberleri geliyor:
‘Öyle şey olmaz. Saadet bir bütün olarak bize gelmeli. Geride öbür bir kök kalmamalı. Bunun haricindeki ihtimalleri öne çıkaracak bir çalışma yapmayın. Sayın Asiltürk’ün tam hâkim olduğu bir temel iştirak olsun!’
***
Saray’daki hesabın dışardaki siyasete uymadığını görüyoruz. Ulusal Gazete’nin dünkü birinci sayfasını dolduran haberlerin başında iktidarın temel bir sorunu çözme iradesinin yüzde 10’un altında olduğu anketi yer alıyordu.
SP’nin üst takımları ne derse desin Saray’ın kökten tahlil için zorlamaları sürdüreceği gündemin öteki mevzularından da anlaşılıyor.
İktidar ‘yerli ve milli’ telaffuzuyla istediği toplumsal kutuplaşmayı elde edemedi. Bu telaffuz oy kaybını durdurmaya yetmiyor. Artık bunun yerine şöyleki bir söyleme hazırlandıkları haberi geliyor:
Ulusal ve dini!
Siyaset İşleri Lideri Ali Erbaş’ın tansiyon odağına konmasının ana sebebi bu olsa gerek. Şayet SP’yi tümüyle muhalefet tarafınca koparamazlarsa bu telaffuz oturmayacak. Kamuoyu soracak: SP’ye mi dinsiz ittifak diyorsunuz?
İstanbul Sözleşmesi’nin AKP ortasındaki muhalefete, hatta Saray’daki bayanların itirazına karşın iptal edilmesi de bu sürecin bir modülü.
Ali Erbaş’ın Meclis açılışında nerede duracağı da başkentte konuşulanlar içinde. Erbaş’ın karşısına muhalefeti koyabilmek için yeni atılımlar beklenebilir!
Cumhur İttifakı’nın bileşenleri içinde cemaatlerin de olduğunu vurgulamaya gerek yok. Bu yanıyla AKP’nin ön, art, yan bahçeleri cemaatler koalisyonu. Biri ötekiyle güzel geçinemese bile iktidarın kanatları altında memnunlar. Evvelce bodrum katlarında faaliyet gösterirken artık Bodrum’da site hedeflemenin de elbette bir maliyeti var. Bunun görünen maliyetlerinden biri, iktidara dayanak vermek!
SP, bir türlü bunlara gelmiyor!”