UYGUN Parti Genel Lideri Meral Akşener, Halk TV canlı yayınında açıklamalarda bulundu.
Meral Akşener, Sedat Peker’in argümanlarıyla ilgili AKP’yi eleştirdi. “Bu savların her biriyle bir aile sıkıntısı olmuş. AKP iktidarının attaya gittiğinin son anlarıdır şu andaki yaşananlar” diyen Akşener, “Bu bahisler gündeme geldiğinde 2 şey söylemiş oldum. Birincisi aile işlerine karışmıyoruz dedim. Göndermeydi. Herkes kulağının üstüne yattı” diye konuştu.
1996 yılında devlet-mafya ağının ortaya çıktığı Susurluk kazasıyla ilgili konuşan Akşener, “29 dava açılmıştır Susurluk sorunuyla ilgili. Bunun 8 aylık müddette 27’sini mahkemeye gönderen bakan benim. Hangi tez var ise araştırtmıştım” dedi.
Meral Akşener şunları söylemiş oldu:
“Bu enteresan Türkiye’yi bir algoritma ve bilgisayar yazılımı üzere düşünürsek her gelen iktidar kesinlikle bir ‘derin devlet’ denilen savla, buna bağlı mafyatik ögelerle, kural-kanun-kurul dışı örgütlenmelerle gayret etmek üzere geliyor.
bir süre daha sonra eskidikçe bu saydığımız her şey bir daha hayata geçiyor. Öne çıkıyor ve o iktidarlar çözemeden gidiyor. Ya da çözüyor diğer bir şey ortaya çıkıyor. Tıpkı borçlanmaya dair konu üzere, bitmeyen bir senfoni biçiminde. Sayın Erdoğan’ın partisi birinci kurulduğu vakit bu konularda epeyce argümanlı, açıktı. 28 Şubat, Susurluk probleminin üzerine gelen bir iktidardı. Bir baktık ki aile olmuşlar. Her ögeyle aile olunmuş. Bu tezlerin her biriyle bir aile sıkıntısı olmuş.
Bu mevzular gündeme geldiğinde 2 şey söylemiş oldum. Birincisi aile işlerine karışmıyoruz dedim. Göndermeydi. Herkes kulağının üstüne yattı.
Bir daha sonraki adımda da şunu söylemiş oldum; ‘Sayın Erdoğan’a çağrımdır, Susurluk problemi Hakikat Yol Partisi’ne, Alaattin Çakıcı ve Türkbank problemi de Anavatan Partisi’ni götürdü. Şayet siz milletin gerçek dürüst ikna edilmesine, kalplerinin ikna olmasını sağlamazsanız siz de o denli başkalarının kararına katlanırsınız’ dedim. Ben hayretler içerisinde kalıyorum bu işlere. Sayın Soylu çıktı, muhatapları demiyor ki, ‘Bu baştan aşağıya palavra konuşuyor, bizim bu biçimde bir irtibatımız yoktur’…”
SUSURLUK AÇIKLAMASI
“Susurluk için pak toplum, pak siyaset, pak ihale diye yolan çıkan samimi beşerler birden teğe tıpkı biçimde ‘irtica gitsin’e döndü. 28 Şubat geldi. daha sonrasında Susurluk’tan bahsedilemedi. 29 dava açılmıştır Susurluk sorunuyla ilgili. Bunun 8 aylık müddette 27’sini mahkemeye gönderen bakan benim. Hangi argüman var ise araştırtmıştım.
Bugün ise hiç bir şey yok şu anda. Bugün değişen şey ‘şahsım’ devleti var. Bugün partili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Bugün yargı, yürütme ve yasama birbirinin üstüne gelmiş. bu biçimde bir sistemin ortasında her şeyi bir kişinin iki dudağı ortasına verdiniz. O kişi ‘Savcılar, bakılırsavinizi yerine getirin’ demiyor. Herkes duruyor. Bunun kararı siyaset kurumunun rezil rüsva olması manasını taşır.”
Meral Akşener, Sedat Peker’in argümanlarıyla ilgili AKP’yi eleştirdi. “Bu savların her biriyle bir aile sıkıntısı olmuş. AKP iktidarının attaya gittiğinin son anlarıdır şu andaki yaşananlar” diyen Akşener, “Bu bahisler gündeme geldiğinde 2 şey söylemiş oldum. Birincisi aile işlerine karışmıyoruz dedim. Göndermeydi. Herkes kulağının üstüne yattı” diye konuştu.
1996 yılında devlet-mafya ağının ortaya çıktığı Susurluk kazasıyla ilgili konuşan Akşener, “29 dava açılmıştır Susurluk sorunuyla ilgili. Bunun 8 aylık müddette 27’sini mahkemeye gönderen bakan benim. Hangi tez var ise araştırtmıştım” dedi.
Meral Akşener şunları söylemiş oldu:
“Bu enteresan Türkiye’yi bir algoritma ve bilgisayar yazılımı üzere düşünürsek her gelen iktidar kesinlikle bir ‘derin devlet’ denilen savla, buna bağlı mafyatik ögelerle, kural-kanun-kurul dışı örgütlenmelerle gayret etmek üzere geliyor.
bir süre daha sonra eskidikçe bu saydığımız her şey bir daha hayata geçiyor. Öne çıkıyor ve o iktidarlar çözemeden gidiyor. Ya da çözüyor diğer bir şey ortaya çıkıyor. Tıpkı borçlanmaya dair konu üzere, bitmeyen bir senfoni biçiminde. Sayın Erdoğan’ın partisi birinci kurulduğu vakit bu konularda epeyce argümanlı, açıktı. 28 Şubat, Susurluk probleminin üzerine gelen bir iktidardı. Bir baktık ki aile olmuşlar. Her ögeyle aile olunmuş. Bu tezlerin her biriyle bir aile sıkıntısı olmuş.
Bu mevzular gündeme geldiğinde 2 şey söylemiş oldum. Birincisi aile işlerine karışmıyoruz dedim. Göndermeydi. Herkes kulağının üstüne yattı.
Bir daha sonraki adımda da şunu söylemiş oldum; ‘Sayın Erdoğan’a çağrımdır, Susurluk problemi Hakikat Yol Partisi’ne, Alaattin Çakıcı ve Türkbank problemi de Anavatan Partisi’ni götürdü. Şayet siz milletin gerçek dürüst ikna edilmesine, kalplerinin ikna olmasını sağlamazsanız siz de o denli başkalarının kararına katlanırsınız’ dedim. Ben hayretler içerisinde kalıyorum bu işlere. Sayın Soylu çıktı, muhatapları demiyor ki, ‘Bu baştan aşağıya palavra konuşuyor, bizim bu biçimde bir irtibatımız yoktur’…”
SUSURLUK AÇIKLAMASI
“Susurluk için pak toplum, pak siyaset, pak ihale diye yolan çıkan samimi beşerler birden teğe tıpkı biçimde ‘irtica gitsin’e döndü. 28 Şubat geldi. daha sonrasında Susurluk’tan bahsedilemedi. 29 dava açılmıştır Susurluk sorunuyla ilgili. Bunun 8 aylık müddette 27’sini mahkemeye gönderen bakan benim. Hangi argüman var ise araştırtmıştım.
Bugün ise hiç bir şey yok şu anda. Bugün değişen şey ‘şahsım’ devleti var. Bugün partili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Bugün yargı, yürütme ve yasama birbirinin üstüne gelmiş. bu biçimde bir sistemin ortasında her şeyi bir kişinin iki dudağı ortasına verdiniz. O kişi ‘Savcılar, bakılırsavinizi yerine getirin’ demiyor. Herkes duruyor. Bunun kararı siyaset kurumunun rezil rüsva olması manasını taşır.”