Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık kıymetlendirme toplantısında, döviz kurundaki artışa ve Merkez Bankasının piyasaya müdahalesine değindi.
Merkez Bankası’nın, 1 Aralık’tan bu yana 4 kere borçlanarak topladığı döviz rezervlerini satarak piyasaya müdahale ettiğini belirten Babacan, “Sadece iki gün evvel piyasa varsayımlarına nazaran 2,5 milyar doları yaktılar. Ay başından bu yana 4 milyar doları bu müdahalelerle cayır cayır yaktılar” dedi.
Merkez Bankasının net döviz durumunun daha da eksi düzeylere düştüğüne işaret eden Babacan, “Bir tanesi de ‘Biz bu borç aldığımız dövizleri niye yaktık?’ demiyor, diyemiyor. Bu kadar bilmemezlik, bu kadar inat olamaz. Olmayan bir tezi dayattılar. İnatla ve ısrarla bunun peşinden koşuyorlar ve her seferinde yanılsalar da yanılgıda ısrar ediyorlar” vurgusu yaptı.
Krizden çıkışın, maliyet ve meblağları aşağı çekmenin yolunun, sistem ve iktidar değişikliği olduğunu lisana getiren Babacan, şunları söylemiş oldu:
“Bugünkü iktidara ayrılan müddetin artık sonuna geldik. Bunun için evvel Sayın Erdoğan ve krizlerin ortağı Bahçeli ile vedalaşacağız. Bakın görün bu biçimde iktisat nasıl rahatlıyor. Akabinde, süratlice bir toparlanma sürecine gireceğiz. Bir yandan da sistemi değiştireceğiz. Ülkeyi gece yarısı kararnameleriyle yoksullaştıran partili, taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kurtulacağız. Milletimizin her kademede belirleyici olduğu güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz.”
“TAM ÇÖKÜŞE DÖNÜŞTÜRÜR”
Ali Babacan, konuşmasının akabinde bir gazetecinin, “ekonomik olağanüstü hal ilan edilebileceği” tezlerine ait bir sorusu üzerine, “OHAL üzere ihtimallerin konuşulur hale gelmesi dahi hükümetin ekonomiyi hangi noktaya getirdiğini herbiçimde açık bir biçimde göstermektedir. Bu çeşit kanılar ve muhtemel uygulamalar ekonomik krizi derinleştirip tam bir çöküşe dönüştürür. Hükümetin hemen bu cins dedikoduları kesin bir lisanla reddetmesi gerekir” diye konuştu.
Babacan, 2014’te Dünya Bankası’nın Türkiye’nin ıslahatlarını içeren bir kitap yayımlayarak gelişmekte olan ülkelere dağıttığını tabir ederek “Eğitimde, sıhhatte, Merkez Bankası idaresinde, her alanda öteki ülkelere reformlarımızı anlattık. Gerçek Türkiye modeli o devirde yaşandı. Şu anda şayet bir modelden bahsediyorsak herbiçimde ‘Erdoğan’ın gerileme periyodu modeli’ diyebiliriz tahminen.” dedi.
Mümkün bir seçim sonucu alınması halinde dolar kurunun düşeceği savlarına ait soruya Babacan, “Seçimlerden daha sonra kurulacak hükümetin nasıl bir takımla ve nasıl siyasetlerle bu ülkenin iktisadını ayağa kaldıracağını ortaya koyması lazım. Yalnızca bu hükümetin gitmesi haberi yetmez, yerine fazlaca daha uygununun geleceği haberi de gerekir piyasaların düzelmesi için” cevabını verdi.
“İTTİFAK SORUNU SEÇİM TARİHİ YAKLAŞINCA KONUŞULACAK BİR İŞ”
Ali Babacan, ittifaklar ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki açıklamasına ait soru üzerine de şunları söylemiş oldu:
“İttifak problemi bir seçim ittifakıdır. Seçim tarihi yaklaşınca konuşulacak ve gerekirse yapılacak bir iştir. O günkü kurallarda bu sonucun verilmesi lazım. Biz bugüne kadar ‘Cumhur İttifakı’nda olmayız, onlarla birlikte hareket etmeyiz’ diye deklare ettik. Önümüzdeki seçimlerde DEVA Partisi tek başına mı hareket edecek bununla ilgili sonucu günü gelince vereceğiz. Siyasi partilerle ilgi, diyalog yerimiz sıcak.”
DEVA Partisi Genel Lideri Babacan, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda partinin bugünden verilmiş bir sonucu bulunmadığını, günü geldiğinde yetkili organlarda kıymetlendirilerek sonucun alınacağını kaydetti.
Merkez Bankası’nın, 1 Aralık’tan bu yana 4 kere borçlanarak topladığı döviz rezervlerini satarak piyasaya müdahale ettiğini belirten Babacan, “Sadece iki gün evvel piyasa varsayımlarına nazaran 2,5 milyar doları yaktılar. Ay başından bu yana 4 milyar doları bu müdahalelerle cayır cayır yaktılar” dedi.
Merkez Bankasının net döviz durumunun daha da eksi düzeylere düştüğüne işaret eden Babacan, “Bir tanesi de ‘Biz bu borç aldığımız dövizleri niye yaktık?’ demiyor, diyemiyor. Bu kadar bilmemezlik, bu kadar inat olamaz. Olmayan bir tezi dayattılar. İnatla ve ısrarla bunun peşinden koşuyorlar ve her seferinde yanılsalar da yanılgıda ısrar ediyorlar” vurgusu yaptı.
Krizden çıkışın, maliyet ve meblağları aşağı çekmenin yolunun, sistem ve iktidar değişikliği olduğunu lisana getiren Babacan, şunları söylemiş oldu:
“Bugünkü iktidara ayrılan müddetin artık sonuna geldik. Bunun için evvel Sayın Erdoğan ve krizlerin ortağı Bahçeli ile vedalaşacağız. Bakın görün bu biçimde iktisat nasıl rahatlıyor. Akabinde, süratlice bir toparlanma sürecine gireceğiz. Bir yandan da sistemi değiştireceğiz. Ülkeyi gece yarısı kararnameleriyle yoksullaştıran partili, taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kurtulacağız. Milletimizin her kademede belirleyici olduğu güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz.”
“TAM ÇÖKÜŞE DÖNÜŞTÜRÜR”
Ali Babacan, konuşmasının akabinde bir gazetecinin, “ekonomik olağanüstü hal ilan edilebileceği” tezlerine ait bir sorusu üzerine, “OHAL üzere ihtimallerin konuşulur hale gelmesi dahi hükümetin ekonomiyi hangi noktaya getirdiğini herbiçimde açık bir biçimde göstermektedir. Bu çeşit kanılar ve muhtemel uygulamalar ekonomik krizi derinleştirip tam bir çöküşe dönüştürür. Hükümetin hemen bu cins dedikoduları kesin bir lisanla reddetmesi gerekir” diye konuştu.
Babacan, 2014’te Dünya Bankası’nın Türkiye’nin ıslahatlarını içeren bir kitap yayımlayarak gelişmekte olan ülkelere dağıttığını tabir ederek “Eğitimde, sıhhatte, Merkez Bankası idaresinde, her alanda öteki ülkelere reformlarımızı anlattık. Gerçek Türkiye modeli o devirde yaşandı. Şu anda şayet bir modelden bahsediyorsak herbiçimde ‘Erdoğan’ın gerileme periyodu modeli’ diyebiliriz tahminen.” dedi.
Mümkün bir seçim sonucu alınması halinde dolar kurunun düşeceği savlarına ait soruya Babacan, “Seçimlerden daha sonra kurulacak hükümetin nasıl bir takımla ve nasıl siyasetlerle bu ülkenin iktisadını ayağa kaldıracağını ortaya koyması lazım. Yalnızca bu hükümetin gitmesi haberi yetmez, yerine fazlaca daha uygununun geleceği haberi de gerekir piyasaların düzelmesi için” cevabını verdi.
“İTTİFAK SORUNU SEÇİM TARİHİ YAKLAŞINCA KONUŞULACAK BİR İŞ”
Ali Babacan, ittifaklar ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki açıklamasına ait soru üzerine de şunları söylemiş oldu:
“İttifak problemi bir seçim ittifakıdır. Seçim tarihi yaklaşınca konuşulacak ve gerekirse yapılacak bir iştir. O günkü kurallarda bu sonucun verilmesi lazım. Biz bugüne kadar ‘Cumhur İttifakı’nda olmayız, onlarla birlikte hareket etmeyiz’ diye deklare ettik. Önümüzdeki seçimlerde DEVA Partisi tek başına mı hareket edecek bununla ilgili sonucu günü gelince vereceğiz. Siyasi partilerle ilgi, diyalog yerimiz sıcak.”
DEVA Partisi Genel Lideri Babacan, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda partinin bugünden verilmiş bir sonucu bulunmadığını, günü geldiğinde yetkili organlarda kıymetlendirilerek sonucun alınacağını kaydetti.