Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Manavgat’ta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, “Afganları ülkelerine çabucak göndermek mümkün de değil yanlışsız da değil” dedi. Çavuşoğlu, Türkiye’ye resmi ziyarete gelen BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ile de görüştüklerini belirterek, “Artık mültecileri ülkelerine döndürülmesi için memleketler arası toplumdan daha âlâ dayanak görmeye başladık” diye konuştu.
Çavuşoğlu’nun cevaplarında dikkat çeken noktalar şöyleki:
“SURİYE’YE ‘KOMŞU ÜLKELER OLARAK İNİSİYATİF BAŞLATTIK: Suriye başta olmak üzere mültecilerin ülkelerine döndürülmesi için çalışmalarımız var. Bir de komşu ülkeler olarak bir inisiyatif başlattık. Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak olarak, en hayli Suriyeliye konut sahipliği yapan komşu ülkeler olarak. Lübnan’da örneğin durum epeyce makûs. Natürel bunları zorla bu biçimde iterek değil de alanda onlara yani Suriye ortasında bizim harekat bölgelerimizde olduğu üzere İdlib’de olduğu üzere dönen insanlara bir şeyler sağlayarak okul, eğitim, sıhhat istihdam yaratıcı projelerin hayata geçirilmesi üzere… Avrupa bugüne kadar ‘Suriye’nin bir daha inşasına karşıyız’ diyorlardı. Yanlışsız, savaş devam ederken bir ülkenin ya da yerin bir daha inşası gerçekçi değil. Rejim ile ilgili hepimizin tavrı muhakkak ancak alanda temel muhtaçlıkları karşılamak bir daha inşa etmek değildir.
AFGANLARI ÇABUCAK GÖNDERMEK GERÇEK DA DEĞİL MÜMKÜN DE DEĞİL: Birebir şey Afganistan ortasında geçerli, lakin şu an da Afganistan’daki durum sebebiyle insanları çabucak göndermek gerçek da değil, mümkün de değil. Muhatap da yok aslına bakarsanız. Biz daha evvel Türkiye olarak uçaklarla Afganları Afganistan’a gönderiyorduk. bundan evvelki hükümet periyodunda. Pakistan’a da birebir biçimde gönderiyoruz.
TOPLUMDA RAHATSIZLIK DA VAR: Sonuçta evet bu bir sorun, tüm dünyada sorun. Covid’le birlikte bu sorun daha da artmaya başladı. Değişik ülkelerdeki gelişmeler ve ekonomik kahırlar sebebiyle de hareketlilik görüyoruz. Bu global bir meseleyse memleketler arası toplum olarak daima bir arada sorunu çözmek için çalışmalıyız. Türkiye’de de bu işin bir sorun olduğunu görüyoruz. Toplumda bir rahatsızlık da var. Fakat bu işe yalnızca güvenlik açısından bakmak da gerçek değil. Irkçı ve faşizan bir yaklaşımla bakmak son derece yanlıştır. Başka taraftan toplumsal bir sorumluluksa da bunu daima bir arada yani sakin bir biçimde değerlendirip yeni siyasetlerde üreterek buna bir deva bulmak için İçişleri Bakanlığımız başta olmak üzere bütün ilgili kurumlarımız da çalışıyor. Bu manada da gerekli altyapı çalışmaları da sürüyor.”
Çavuşoğlu’nun cevaplarında dikkat çeken noktalar şöyleki:
“SURİYE’YE ‘KOMŞU ÜLKELER OLARAK İNİSİYATİF BAŞLATTIK: Suriye başta olmak üzere mültecilerin ülkelerine döndürülmesi için çalışmalarımız var. Bir de komşu ülkeler olarak bir inisiyatif başlattık. Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak olarak, en hayli Suriyeliye konut sahipliği yapan komşu ülkeler olarak. Lübnan’da örneğin durum epeyce makûs. Natürel bunları zorla bu biçimde iterek değil de alanda onlara yani Suriye ortasında bizim harekat bölgelerimizde olduğu üzere İdlib’de olduğu üzere dönen insanlara bir şeyler sağlayarak okul, eğitim, sıhhat istihdam yaratıcı projelerin hayata geçirilmesi üzere… Avrupa bugüne kadar ‘Suriye’nin bir daha inşasına karşıyız’ diyorlardı. Yanlışsız, savaş devam ederken bir ülkenin ya da yerin bir daha inşası gerçekçi değil. Rejim ile ilgili hepimizin tavrı muhakkak ancak alanda temel muhtaçlıkları karşılamak bir daha inşa etmek değildir.
AFGANLARI ÇABUCAK GÖNDERMEK GERÇEK DA DEĞİL MÜMKÜN DE DEĞİL: Birebir şey Afganistan ortasında geçerli, lakin şu an da Afganistan’daki durum sebebiyle insanları çabucak göndermek gerçek da değil, mümkün de değil. Muhatap da yok aslına bakarsanız. Biz daha evvel Türkiye olarak uçaklarla Afganları Afganistan’a gönderiyorduk. bundan evvelki hükümet periyodunda. Pakistan’a da birebir biçimde gönderiyoruz.
TOPLUMDA RAHATSIZLIK DA VAR: Sonuçta evet bu bir sorun, tüm dünyada sorun. Covid’le birlikte bu sorun daha da artmaya başladı. Değişik ülkelerdeki gelişmeler ve ekonomik kahırlar sebebiyle de hareketlilik görüyoruz. Bu global bir meseleyse memleketler arası toplum olarak daima bir arada sorunu çözmek için çalışmalıyız. Türkiye’de de bu işin bir sorun olduğunu görüyoruz. Toplumda bir rahatsızlık da var. Fakat bu işe yalnızca güvenlik açısından bakmak da gerçek değil. Irkçı ve faşizan bir yaklaşımla bakmak son derece yanlıştır. Başka taraftan toplumsal bir sorumluluksa da bunu daima bir arada yani sakin bir biçimde değerlendirip yeni siyasetlerde üreterek buna bir deva bulmak için İçişleri Bakanlığımız başta olmak üzere bütün ilgili kurumlarımız da çalışıyor. Bu manada da gerekli altyapı çalışmaları da sürüyor.”