Gazetemiz müellifi Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” isimli köşesinde “Davutoğlu artık konuşsun” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Pehlivan bugünkü yazısında, 2015 yılında Star, Sabah, Akşam, Güneş ve Takvim gazetelerinde yayımlanan metinlerin yıllar daha sonra düzmece çıkması üzerine, periyodun başbakanı Ahmet Davutoğlu’na davette bulundu. Pehlivan, “Davutoğlu bir bilen olarak anlatsın. Seçim sürecinde o palavraların nasıl üretildiğini tüm Türkiye bilsin” dedi.
Yazının ilgili kısmı şu biçimde:
“Havaya, suya, dağa, bahçeye her şeye konuşan, evliyalar tarihi anlatan, yakın tarihten her türlü dokunaklı cümlelerle siyaset üreten Sayın Başbakan, en önemli bahiste çıtınız çıkmıyor. Siz de mi ortaksınız sürece? Siz de mi bu tezgâhın parçasısınız?”
Periyodun CHP Sözcüsü Haluk Koç, periyodun başbakanı Ahmet Davutoğlu’na sesleniyordu. Bahis, Sümeyye Erdoğan’a suikast argümanıydı.
7 Haziran 2015 seçimlerine günler kalmıştı… Fethullahçıların CHP milletvekili Umut Oran’la birlikte bu suikastı müzakere ettiğine dair suçlama, AKP medyasının manşetindeydi.
Yedi yıl geçti. O günden bugüne hususla ilgili fazlaca kişi konuştu lakin en çok bilebilecek kişi daima sustu…
Pekala, ya bugünden daha sonra?
Okudunuz, o haberlerin palavra olduğu savcılık sonucuyla da ortaya çıktı. Star, Sabah, Akşam, Güneş ve Takvim gazetelerinde yayımlanan suikast planı diyaloglarının geçersizliği tespit edildi. Kumpası 40 sayfalık raporuyla belgeleyen uzman Koray Peksayar, “Acemice bir kanıt üretme çabası” dedi.
Hepsi tamam da kim yaptı? Evet, AKP’nin hezimete uğradığı o seçime giden yolda günler boyunca yandaş medyanın manşetine taşınan CHP palavralarını kim üretti?
Açın interneti, o kumpas metinleri hala erişilir durumda. Onlara bakarsanız suikast yazışmalarında fail aşikardı: “Güvenlik ve istihbarat üniteleri ortaya çıkardı!”
Bakın, Taraf gazetesinin internet sitesi yakın tarihin utanç belgeseli üzere açık tutulması gerekirken, kanıt karartmak istercesine kapatıldı. Açık olsaydı artık şu satırları da orada okurdunuz:
“Sümeyye Erdoğan’a suikast savının da yer aldığı Fuat Avni evrakı, Ankara’da siyasi açıdan da ıstıraba yol açtı. Belge Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun takımından ve hükümetten gizlendi. Davutoğlu ve yakın etrafı, evraktan duydukları rahatsızlığı yüksek sesle lisana getirdiler. Hatta AKP kulislerinde MİT eski Müsteşarı Hakan Fidan’ın bile, hükümete yakın medya kuruluşlarındaki Fuat Avni yayınları ile ilgili olarak, ‘Çok abarttılar’ yorumu yaptığı konuşuluyor. Erdoğan’ın da bu tenkitleri duyması üzerine Fuat Avni’ye ‘Delikanlıysan çık ortaya’ davetini yaptığı kaydedildi.”
Uydurma kanıtların matbaası Taraf’tı bunu yazan. O denli ya, AKP ile FETÖ’nün ortasının açıldığı vakit içinderdı, gazete de iki kirden birinin tarafını seçmişti.
Varmak istediğim nokta şu:
Ülke bir daha seçime gidiyor ve AKP bir daha oy kaybediyor. Fakat o devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu kere CHP ile birebir cephede.
Çağrım net: Davutoğlu bir bilen olarak anlatsın. Seçim sürecinde o palavraların nasıl üretildiğini tüm Türkiye bilsin. Palavrası manşete taşıyan gazetelerin işaret ettiği yer doğruysa buyruğundaki güvenlik ve istihbarat ünitelerinin neler yaptığını deşifre etsin.
Yani, Davutoğlu konuşsun. Konuşsun ki sandığa giderken başımıza bir daha neler gelebileceğini gorelim. Konuşsun ki yarının adil sisteminde kim şahit kim sanık, bilelim.
Pehlivan bugünkü yazısında, 2015 yılında Star, Sabah, Akşam, Güneş ve Takvim gazetelerinde yayımlanan metinlerin yıllar daha sonra düzmece çıkması üzerine, periyodun başbakanı Ahmet Davutoğlu’na davette bulundu. Pehlivan, “Davutoğlu bir bilen olarak anlatsın. Seçim sürecinde o palavraların nasıl üretildiğini tüm Türkiye bilsin” dedi.
Yazının ilgili kısmı şu biçimde:
“Havaya, suya, dağa, bahçeye her şeye konuşan, evliyalar tarihi anlatan, yakın tarihten her türlü dokunaklı cümlelerle siyaset üreten Sayın Başbakan, en önemli bahiste çıtınız çıkmıyor. Siz de mi ortaksınız sürece? Siz de mi bu tezgâhın parçasısınız?”
Periyodun CHP Sözcüsü Haluk Koç, periyodun başbakanı Ahmet Davutoğlu’na sesleniyordu. Bahis, Sümeyye Erdoğan’a suikast argümanıydı.
7 Haziran 2015 seçimlerine günler kalmıştı… Fethullahçıların CHP milletvekili Umut Oran’la birlikte bu suikastı müzakere ettiğine dair suçlama, AKP medyasının manşetindeydi.
Yedi yıl geçti. O günden bugüne hususla ilgili fazlaca kişi konuştu lakin en çok bilebilecek kişi daima sustu…
Pekala, ya bugünden daha sonra?
Okudunuz, o haberlerin palavra olduğu savcılık sonucuyla da ortaya çıktı. Star, Sabah, Akşam, Güneş ve Takvim gazetelerinde yayımlanan suikast planı diyaloglarının geçersizliği tespit edildi. Kumpası 40 sayfalık raporuyla belgeleyen uzman Koray Peksayar, “Acemice bir kanıt üretme çabası” dedi.
Hepsi tamam da kim yaptı? Evet, AKP’nin hezimete uğradığı o seçime giden yolda günler boyunca yandaş medyanın manşetine taşınan CHP palavralarını kim üretti?
Açın interneti, o kumpas metinleri hala erişilir durumda. Onlara bakarsanız suikast yazışmalarında fail aşikardı: “Güvenlik ve istihbarat üniteleri ortaya çıkardı!”
Bakın, Taraf gazetesinin internet sitesi yakın tarihin utanç belgeseli üzere açık tutulması gerekirken, kanıt karartmak istercesine kapatıldı. Açık olsaydı artık şu satırları da orada okurdunuz:
“Sümeyye Erdoğan’a suikast savının da yer aldığı Fuat Avni evrakı, Ankara’da siyasi açıdan da ıstıraba yol açtı. Belge Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun takımından ve hükümetten gizlendi. Davutoğlu ve yakın etrafı, evraktan duydukları rahatsızlığı yüksek sesle lisana getirdiler. Hatta AKP kulislerinde MİT eski Müsteşarı Hakan Fidan’ın bile, hükümete yakın medya kuruluşlarındaki Fuat Avni yayınları ile ilgili olarak, ‘Çok abarttılar’ yorumu yaptığı konuşuluyor. Erdoğan’ın da bu tenkitleri duyması üzerine Fuat Avni’ye ‘Delikanlıysan çık ortaya’ davetini yaptığı kaydedildi.”
Uydurma kanıtların matbaası Taraf’tı bunu yazan. O denli ya, AKP ile FETÖ’nün ortasının açıldığı vakit içinderdı, gazete de iki kirden birinin tarafını seçmişti.
Varmak istediğim nokta şu:
Ülke bir daha seçime gidiyor ve AKP bir daha oy kaybediyor. Fakat o devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu kere CHP ile birebir cephede.
Çağrım net: Davutoğlu bir bilen olarak anlatsın. Seçim sürecinde o palavraların nasıl üretildiğini tüm Türkiye bilsin. Palavrası manşete taşıyan gazetelerin işaret ettiği yer doğruysa buyruğundaki güvenlik ve istihbarat ünitelerinin neler yaptığını deşifre etsin.
Yani, Davutoğlu konuşsun. Konuşsun ki sandığa giderken başımıza bir daha neler gelebileceğini gorelim. Konuşsun ki yarının adil sisteminde kim şahit kim sanık, bilelim.