Gazetemiz müellifi Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” isimli köşesinde “AKP’deki casuslar” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Pehlivan bugünkü yazısında, DEVA Partisi kurucu üyelerinden Metin Gürcan’ın “siyasal ve askeri casusluk” yaptığı argümanıyla tutuklanmasını ele aldı.
Danışmanlık hizmeti verdiğini ve ayrıntıları her insanın erişimine açık kaynaklardan derlediğini söyleyen Gürcan davası üzerine WikiLeaks sızıntılarını hatırlatan Pehlivan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın alakalarına dikkat çekti.
Pehlivan’ın yazısı şöyleki:
“Bu adam büyük bir kaynak… Bu adamla kurduğum ilgi ve yaptığım görüşme katiyetle saklı kalmalıdır.”
Okuduğunuz not Pentagon’un danışmanlığını yapan George Friedman tarafınca yazıldı. “Bu adam” dediği Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dı.
Anlatacağım lakin evvel kısa bir hatırlatma: DEVA Partisi kurucu üyelerinden Metin Gürcan “siyasal ve askeri casusluk” yaptığı savıyla tutuklandı. Bâtın ayrıntıları yabancı ülke temsilcilerine para karşılığında vermekle suçlanıyordu. Gürcan ise danışmanlık hizmeti verdiğini ve ayrıntıları her insanın erişimine açık kaynaklardan derlediğini belirtiyordu. AKP ve medyası Gürcan’ın bu yaptığının ne kadar büyük “hainlik” olduğunu günlerdir anlatıyor. Onları dinlerken Shakespeare’in, “Yüzünden lekesiz bir çiçek ol, ortasından zehirli bir yılan…” demesi geliyor aklıma. İkiyüzlülük, diyorum ve arşivi açıyorum.
Tarih: 27 Şubat 2012. WikiLeaks “Küresel İstihbarat Dosyaları” ismi altında sızıntılara başladı. Sızıntının kaynağı, merkezi Teksas olan global istihbarat şirketi Stratfor’du. Müşterileri içinde Pentagon, ABD İç Güvenlik Bakanlığı, ABD Savunma İstihbarat Departmanı ve CIA vardı. Şirket abonelerine istihbarat sağlıyordu. İşte tüm bu özellikleriyle Stratfor için “Gölge CIA” deniyordu. Keza, kurucusu George Friedman da ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) danışmanı ve Amerikan askerlerinin okullarındaki strateji hocasıydı. Friedman’ın liderliğindeki Stratfor, tüm dünyadan kilit roldeki istihbaratçıları ve diplomatları çalışanı yapmıştı. Heyhat! WikiLeaks’in sızdırdığı dokümanlardan, İbrahim Kalın’ın da Stratfor’un Türkiye’deki kaynaklarından biri olduğunu öğreniyorduk. Ve o periyot Erdoğan’ın başdanışmanı olan Kalın’ın Stratfor ile münasebetleri ne kadar da çarpıcıydı…
Bakın… Tarih: 31 Mayıs 2010. Friedman istihbarat toplama gezisi için eşiyle Türkiye’ye geldi. Çifti İstanbul’da gezdiren aracı ve sürücüsü kim sağladı, dersiniz? Maalesef, İbrahim Kalın! Yalnızca bu da değil… Kalın, Türkiye’de “Gölge CIA” lehine haber de yaptırıyor ve bunu Stratfor’a bildiriyordu. Sızan yazışmadan okuyalım: “Sevgili George ve Kamran, kimi medya kuruluşlarına Stratfor’un Türkiye ve Balkanlar hakkındaki raporunu haber yapmalarını söylemiş oldum ve ürettikleri haberlerin linklerini aşağıda gönderiyorum. İbrahim.” İşte bundandır ki… Friedman, 14 Eylül 2010 tarihindeki e-postasında, İbrahim Kalın ile bağının gizli kalmasını bildiren notu çalışanlarına iletiyordu.
CASUSLAR ÜLKEYİ Mİ YÖNETİYOR?
Hangi birini yazayım? Bugün damadı bile her türlü imtiyaza sahip olan Bülent Arınç’ın ABD Büyükelçisi’ne TSK’yi şikâyet etmesini mi anlatayım? Askerlerimizin başına çuval geçirildiği 2003’te ABD Büyükelçisi Robert Pearson’la gizlice görüşüp TBMM Lideri sıfatıyla TSK’nin “hatalarından” bahsetmesini mi hatırlatayım?
Ya da Erdoğan’ın UNESCO’ya temsilci atadığı başdanışmanı Gülnur Aybet’i mi yazayım? Onun ABD’li fikir kuruluşu Wilson Center’da Güneydoğu Avrupa uzmanı olduğunu mu anımsatayım? Aybet’in “15 Temmuz darbe teşebbüsünü kurgulamakla” suçlanan Wilson Center için hazırladığı raporları mı listeleyeyim?
Bakın… İktidarın içerideki stratejilerini ve dış siyaset ataklarını ABD büyükelçilik temsilcilerine sistemli aktaran AKP’li bakanları saymıyorum bile. Bugün hain ilan etme şampiyonu olan AKP medyasındaki isimlerin, yabancı diplomatlarla kurduğu çarpık münasebetlere değinmiyorum bile. Büyükelçilikteki casuslara, Genelkurmay Lideri Büyükanıt’ın ailesinin özel hayatına dair sunum yaptırıp AKP milletvekilliğine yükselenleri söylemiyorum bile. Ne mi diyorum? Şunu: Gürcan’ın yaptığı casusluksa ülkeyi yönetenler içinde da casuslar var.
Pehlivan bugünkü yazısında, DEVA Partisi kurucu üyelerinden Metin Gürcan’ın “siyasal ve askeri casusluk” yaptığı argümanıyla tutuklanmasını ele aldı.
Danışmanlık hizmeti verdiğini ve ayrıntıları her insanın erişimine açık kaynaklardan derlediğini söyleyen Gürcan davası üzerine WikiLeaks sızıntılarını hatırlatan Pehlivan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın alakalarına dikkat çekti.
Pehlivan’ın yazısı şöyleki:
“Bu adam büyük bir kaynak… Bu adamla kurduğum ilgi ve yaptığım görüşme katiyetle saklı kalmalıdır.”
Okuduğunuz not Pentagon’un danışmanlığını yapan George Friedman tarafınca yazıldı. “Bu adam” dediği Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dı.
Anlatacağım lakin evvel kısa bir hatırlatma: DEVA Partisi kurucu üyelerinden Metin Gürcan “siyasal ve askeri casusluk” yaptığı savıyla tutuklandı. Bâtın ayrıntıları yabancı ülke temsilcilerine para karşılığında vermekle suçlanıyordu. Gürcan ise danışmanlık hizmeti verdiğini ve ayrıntıları her insanın erişimine açık kaynaklardan derlediğini belirtiyordu. AKP ve medyası Gürcan’ın bu yaptığının ne kadar büyük “hainlik” olduğunu günlerdir anlatıyor. Onları dinlerken Shakespeare’in, “Yüzünden lekesiz bir çiçek ol, ortasından zehirli bir yılan…” demesi geliyor aklıma. İkiyüzlülük, diyorum ve arşivi açıyorum.
Tarih: 27 Şubat 2012. WikiLeaks “Küresel İstihbarat Dosyaları” ismi altında sızıntılara başladı. Sızıntının kaynağı, merkezi Teksas olan global istihbarat şirketi Stratfor’du. Müşterileri içinde Pentagon, ABD İç Güvenlik Bakanlığı, ABD Savunma İstihbarat Departmanı ve CIA vardı. Şirket abonelerine istihbarat sağlıyordu. İşte tüm bu özellikleriyle Stratfor için “Gölge CIA” deniyordu. Keza, kurucusu George Friedman da ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) danışmanı ve Amerikan askerlerinin okullarındaki strateji hocasıydı. Friedman’ın liderliğindeki Stratfor, tüm dünyadan kilit roldeki istihbaratçıları ve diplomatları çalışanı yapmıştı. Heyhat! WikiLeaks’in sızdırdığı dokümanlardan, İbrahim Kalın’ın da Stratfor’un Türkiye’deki kaynaklarından biri olduğunu öğreniyorduk. Ve o periyot Erdoğan’ın başdanışmanı olan Kalın’ın Stratfor ile münasebetleri ne kadar da çarpıcıydı…
Bakın… Tarih: 31 Mayıs 2010. Friedman istihbarat toplama gezisi için eşiyle Türkiye’ye geldi. Çifti İstanbul’da gezdiren aracı ve sürücüsü kim sağladı, dersiniz? Maalesef, İbrahim Kalın! Yalnızca bu da değil… Kalın, Türkiye’de “Gölge CIA” lehine haber de yaptırıyor ve bunu Stratfor’a bildiriyordu. Sızan yazışmadan okuyalım: “Sevgili George ve Kamran, kimi medya kuruluşlarına Stratfor’un Türkiye ve Balkanlar hakkındaki raporunu haber yapmalarını söylemiş oldum ve ürettikleri haberlerin linklerini aşağıda gönderiyorum. İbrahim.” İşte bundandır ki… Friedman, 14 Eylül 2010 tarihindeki e-postasında, İbrahim Kalın ile bağının gizli kalmasını bildiren notu çalışanlarına iletiyordu.
CASUSLAR ÜLKEYİ Mİ YÖNETİYOR?
Hangi birini yazayım? Bugün damadı bile her türlü imtiyaza sahip olan Bülent Arınç’ın ABD Büyükelçisi’ne TSK’yi şikâyet etmesini mi anlatayım? Askerlerimizin başına çuval geçirildiği 2003’te ABD Büyükelçisi Robert Pearson’la gizlice görüşüp TBMM Lideri sıfatıyla TSK’nin “hatalarından” bahsetmesini mi hatırlatayım?
Ya da Erdoğan’ın UNESCO’ya temsilci atadığı başdanışmanı Gülnur Aybet’i mi yazayım? Onun ABD’li fikir kuruluşu Wilson Center’da Güneydoğu Avrupa uzmanı olduğunu mu anımsatayım? Aybet’in “15 Temmuz darbe teşebbüsünü kurgulamakla” suçlanan Wilson Center için hazırladığı raporları mı listeleyeyim?
Bakın… İktidarın içerideki stratejilerini ve dış siyaset ataklarını ABD büyükelçilik temsilcilerine sistemli aktaran AKP’li bakanları saymıyorum bile. Bugün hain ilan etme şampiyonu olan AKP medyasındaki isimlerin, yabancı diplomatlarla kurduğu çarpık münasebetlere değinmiyorum bile. Büyükelçilikteki casuslara, Genelkurmay Lideri Büyükanıt’ın ailesinin özel hayatına dair sunum yaptırıp AKP milletvekilliğine yükselenleri söylemiyorum bile. Ne mi diyorum? Şunu: Gürcan’ın yaptığı casusluksa ülkeyi yönetenler içinde da casuslar var.