Gazetemiz müellifi Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” isimli köşesinde çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Pehlivan yazısının “Çubuk Başsavcısı’nın evrakı açılmadan rafa kalktı” başlıklı kısmında, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan Ankara Çubuk’taki atakla ilgili dikkat çeken bir gelişmeyi aktardı.
CHP’nin avukatlarından Celal Çelik ile konuştuğunu söyleyen Pehlivan, Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün’ü hür bırakan devrin Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Güler’in Yargıtay Savcılığı’na atandığını yazdı.
Pehlivan, CHP’nin Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’na başvurduğunu ancak HSK’nin başsavcı hakkındaki şikayet evrakını açmadan kapattığını belirtti.
Pehlivan’ın yazısının ilgili kısmı şöyleki:
“İYİ Parti İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu’ya Halk TV çıkışında yumrukla saldıran Sinan Oral tutuklandı.
Ve bir daha Çubuk anımsandı. Nasıl hatırlanmasın! 2019’da CHP başkanı Kılıçdaroğlu’na yapılan linç teşebbüsü yeni bir periyodun başlangıcıydı.
Kılıçdaroğlu için ‘yakın!’ diyenler, onu öldürme daveti yapanlar, yumruk atanlar bir gün dahi cezaevini görmemişti.
CHP’nin avukatlarından Celal Çelik’i aradım. Hücuma dair davayı sordum.
Azmettiricilerinin sorgulanmadığını, örgütlü hata bulunmasına karşın ağır ceza yerine asliye mahkemesinde yargılama yapıldığını ve hala kayıp faillerin olduğunu hatırlattı.
Bir de…
Osman Sarıgün’dü Kılıçdaroğlu’na yumruk atan. Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Güler, ‘tutuklama sebepleri bulunsa bile’ demiş, lakin ‘sağlık durumunu’ dikkate alarak o saldırganı özgür bıraktırmıştı.
Oysaki CHP de bunun üzerine Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’na (HSK) başvurmuş. Parti, başsavcının siyasi yaklaşım sergilediğini ve misyonunu berbata kullandığını unsur husus belirtmiş. Hakkında disiplin ve ceza soruşturması başlatılmasını talep etmiş.
Duydum ki sonuç şu:
Evvel, Kılıçdaroğlu’na yumruk atanı özgürlüğüne kavuşturan başsavcıya ödül verildi. Yargıtay Savcılığı’na atandı. daha sonra, bu karara imza atan HSK, ödül verdiği başsavcı hakkındaki şikâyet evrakını daha açmadan rafa kaldırdı. Sürece bile koymadı.
Unutmayalım: Gün gün artan bu akınlar ve cezasızlık, Türkiye’de bir şeylerin örülmeye başlandığının en büyük işareti.”
Pehlivan yazısının “Çubuk Başsavcısı’nın evrakı açılmadan rafa kalktı” başlıklı kısmında, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan Ankara Çubuk’taki atakla ilgili dikkat çeken bir gelişmeyi aktardı.
CHP’nin avukatlarından Celal Çelik ile konuştuğunu söyleyen Pehlivan, Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün’ü hür bırakan devrin Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Güler’in Yargıtay Savcılığı’na atandığını yazdı.
Pehlivan, CHP’nin Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’na başvurduğunu ancak HSK’nin başsavcı hakkındaki şikayet evrakını açmadan kapattığını belirtti.
Pehlivan’ın yazısının ilgili kısmı şöyleki:
“İYİ Parti İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu’ya Halk TV çıkışında yumrukla saldıran Sinan Oral tutuklandı.
Ve bir daha Çubuk anımsandı. Nasıl hatırlanmasın! 2019’da CHP başkanı Kılıçdaroğlu’na yapılan linç teşebbüsü yeni bir periyodun başlangıcıydı.
Kılıçdaroğlu için ‘yakın!’ diyenler, onu öldürme daveti yapanlar, yumruk atanlar bir gün dahi cezaevini görmemişti.
CHP’nin avukatlarından Celal Çelik’i aradım. Hücuma dair davayı sordum.
Azmettiricilerinin sorgulanmadığını, örgütlü hata bulunmasına karşın ağır ceza yerine asliye mahkemesinde yargılama yapıldığını ve hala kayıp faillerin olduğunu hatırlattı.
Bir de…
Osman Sarıgün’dü Kılıçdaroğlu’na yumruk atan. Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Güler, ‘tutuklama sebepleri bulunsa bile’ demiş, lakin ‘sağlık durumunu’ dikkate alarak o saldırganı özgür bıraktırmıştı.
Oysaki CHP de bunun üzerine Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’na (HSK) başvurmuş. Parti, başsavcının siyasi yaklaşım sergilediğini ve misyonunu berbata kullandığını unsur husus belirtmiş. Hakkında disiplin ve ceza soruşturması başlatılmasını talep etmiş.
Duydum ki sonuç şu:
Evvel, Kılıçdaroğlu’na yumruk atanı özgürlüğüne kavuşturan başsavcıya ödül verildi. Yargıtay Savcılığı’na atandı. daha sonra, bu karara imza atan HSK, ödül verdiği başsavcı hakkındaki şikâyet evrakını daha açmadan rafa kaldırdı. Sürece bile koymadı.
Unutmayalım: Gün gün artan bu akınlar ve cezasızlık, Türkiye’de bir şeylerin örülmeye başlandığının en büyük işareti.”