Gazetemiz müellifi Barış Terkoğlu, “Fethullah Gülen’in omzuna takılan rütbe” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Terkoğlu bugünkü yazısında, 28 Şubat MGK’sinda ihraç edilen asker sayısının 162 olduğunu hatırlattı. Terkoğlu devamında, binlerce sayfalık 28 Şubat davasının jet süratiyle bitirildiğini ve 14 emekli generalin rütbelerinin sökülüp mahpusa konulduğunu söylemiş oldu.
Terkoğlu, “Davanın ihbarcısı, savcısı, tutuklama yapan yargıçlar hatta uzmanlar yakın periyotta FETÖ nedeni öne sürülerek ihraç edilen, tutuklanan, firar eden isimlerden oluşuyor. Fakat dahası var. 28 Şubat davası belgesinde AKP’nin rütbesini tekrar taktığı isimler de var.” dedi.
Terkoğlu’nun yazısı şöyleki:
Can değil kan değil bu, yol… Taşa, toprağa bakıyor senin sanıyorsun. halbuki önündeki düzlükte, çalıdan çırpıdan, çukurdan tümsekten temizleyenlerin görünmeyen ayak izi var. Yürüyor, kimi koşuyor, ilerliyorsun.
Dün yandaş gazetelerde bayram vardı. Hafızanızı zorlamayın. Yeni ilan edilmiş bir bayramdan kelam ediyorum. Malum, Yargıtay’daki binlerce sayfalık 28 Şubat davası, jet süratiyle, 79 günde okunup bitirildi. 14 emekli asker için müebbet mahpus cezaları onandı. Askerler çarçabuk tutuklandı. Son olarak evvelki gün, rütbeleri bürokrasinin hantallığını unutturacak çabuklukla söküldü. Aslında iki olayın birbiriyle alakası yoktu. Ancak algı nitekim daha kıymetliydi. 12 Eylül darbesinin 41. yıldönümüne “28 Şubatçıların rütbeleri söküldü” manşetleriyle çıkıldı.
Haberleri okuyunca, “Peki, rütbesini Erdoğan dedim? Evet, 15 Temmuz darbesini yapan FETÖ’cülerin tamamının terfisinde Erdoğan imzası var. Evet, Erdoğan onların önünün açılması için birfazlaca Atatürkçü askerin emekliliğine de imza attı. Bunları aslına bakarsan biliyorsunuz. Kastettiğim bunlar değil. Direkt 28 Şubat’ı işaret ediyorum.
Nasıl mı?
BİTMEYEN MAĞDURİYET HİKAYESİ
Daha evvel burada 28 Şubat’ın da bir kumpas davası olduğunu anlattım. Davanın ihbarcısı, savcısı, tutuklama yapan yargıçlar hatta uzmanlar yakın devirde FETÖ nedeni öne sürülerek ihraç edilen, tutuklanan, firar eden isimlerden oluşuyor. Lakin dahası var. 28 Şubat davası evrakında AKP’nin rütbesini tekrar taktığı isimler de var.
Başınız mı karıştı?
Şöyle anlatayım…
28 Şubat “darbe” sayılınca, her zamanki üzere “mağdurum da mağdurum” diyenler ortaya çıktı. Kimi 28 Şubat MGK’sinin yapıldığı gün daha çocuk yaştaydı. Kiminin kederinin 28 Şubat’la dolaylı olarak bile ilişkisi yoktu. Fakat, mağduriyet hiç bitmeyen ekmekti.
İşte bunların içinde bir kesim var ki kıssalarını senelerca okudunuz. 28 Şubat 1997 tarihindeki MGK’nin öncesinde ya da daha sonrasında TSK’den ihraç edilenlerden kelam ediyorum. senelerca yandaş medyada mağduriyet hikayeleri anlatmakla kalmadılar. Gelip, 28 Şubat davasında müşteki de oldular. Yetmedi, “yetmez lakin evet” ile başlayan süreçte rütbeleri geri verildi. Özlük haklarına kavuştular. esasen bir kısmı TSK’den atıldıktan daha sonra AKP idaresindeki belediyelerde çalışmaya başlamıştı. Kendilerine, alınan kararlarla özel imkânlar da sağlandı.
Pekala, kim bu “28 Şubatçılar ihraç etti” dedikleri bireyler? Artık o periyot ihraç edilenlerin listesine bakalım.
İKİSİNDEN BİRİ FETÖ’DEN ATILDI
Ağustos 1996 – Kasım 1999 yılları içinde TSK’den tarikat iltisakı/disiplinsizlik niçiniyle ihraç edilen toplam işçi sayısı resmi olarak 753 kişi. (Dava klasörlerinde yedi kişinin belgesi yok, haliyle 746 diye yer alıyor.)
Bunlardan kaçının öne sürülen sebebi FETÖ dersiniz?
Tamı tamına 243. Bu, ihraç edilenlerin yüzde 33’ünün, yani ihraç olan her üç şahıstan birinin, FETÖ niçiniyle atılması demek.
Daha da daraltırsak 28 Şubat MGK’sinden daha sonraki, 26 Mayıs 1997 tarihindeki YAŞ sonucu ile TSK’den ihraç edilen sayısı 162.
Bunlardan kaçının öne sürülen nedeni FETÖ dersiniz?
Tamı tamına 73. Bu, 28 Şubat’tan daha sonraki birinci MGK’de ihraç olanların yüzde 45’i, yani ihraç olan her iki askerden biri, FETÖ niçiniyle ordudan atıldı demek.
ATILANLAR PENSİLVANYA’DAN ÇIKTI
Devam edelim…
1996-1999 aralığında FETÖ’den atılan 243 bireyden 72’si davada müşteki oldu. İşin ilginci 17-25 Aralık öncesinde başlayan savcılık soruşturmasında, bu münasebet gizlenmedi.
Gelgelelim…
daha sonrasında, FETÖ ile kelamda gayret başlayınca, mahkeme kararlarında FETÖ ilgileri bir anda yok oldu! “Fethullahçı oldukları için” atılmalarının yerini, “Nurcu oldukları için” aldı. (Davanın ihbarcısı, düzmece çıkan evrakların kaynağı bile 17 Aralık 1997 tarihindeki YAŞ sonucu ile Fethullahçı olduğu için ihraç edilen Tamer Tatar.)
Savcının yazdığı iddianamede, TSK’den atılanların FETÖ’yle bağları “birlik dışı toplumsal faaliyet” biçiminde anlatılıyordu. 15 Temmuz’dan daha sonra yazılan mahkemenin gerekçeli sonucunda ise FETÖ iltisakları “dini inanç, başörtü” tabirleriyle geçiştirildi.
İşte dün, generallerin rütbeleri ilan edilen bayramla sökülürken, dünün FETÖ’cülerine manevi de olsa rütbeleri bir daha takıldı.
Hepsinin kıssasını buraya sığdıramayız. Lakin birkaç değişik örnek verebiliriz.
senelerca Fethullah Gülen’in yanında bulunduktan daha sonra örgütü deşifre eden Nurettin Veren, çeşitli televizyon programlarında, TSK’de birinci vakit içinderda örgütlenen 12 çekirdek FETÖ’cüyü açıklamıştı. Veren’in duyurduğu isimlerin tamamı, 28 Şubat süreci denilen periyotta, TSK’den ihraç edilenlerin içindeydı.
Bu isimlerden kimilerini tahminen hatırlarsınız. 12 kişilik çekirdek takımda yer alan Orhan Sipahioğlu ve Buyruk Altıntaş medyada haber de olmuştu. Deniz Kuvvetleri’nden atılan bu iki ismin, son periyottaki FETÖ operasyonları sırasında, Gülen ile Pensilvanya’da yan yana takkeli fotoğrafları çıktı. Halbuki aldıkları rütbeleri onun omzuna götürmüşlerdi.
RÜTBELERİ tekrar SÖKÜLDÜ
Bir örnek daha verelim…
TSK’den “28 Şubat dönemi”nde atılanların değerli bir kısmına, AKP’li belediyelerde iş bulundu. AKP periyodunda rütbeleri ve özlük hakları yasal düzenlemelerle iade edildi. FETÖ ile kelamda uğraş başladığında ise tıpkı isimler ikinci sefer FETÖ nedeni öne sürülerek belediyelerden de atıldı. Bununla da kalmadı, bir daha takılan rütbeleri ikinci defa söküldü. Örnek olsun, ismini az evvel verdiğimiz Sipahioğlu ve Altıntaş, AKP devrinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan ve 701 sayılı KHK ile tekrar rütbeleri sökülen “sözde 28 Şubat mağdurları”ydı.
FETÖ’YE İKİNCİ RÜTBE
10 yıl evvel Cumhuriyet’in karşısında, AKP’nin FETÖ ve liberallerle kurduğu ittifak vardı. Bugün bu ittifaka, ulusalcılığı Talibancılıkla karıştıranlar ile Atatürk’ün taht deviren ulus milliyetçiliğini “Saray milliyetçiliği”ne evriltmeye çalışanlar eklendi. Erbakan’ın ölmesinin akabinde, 10 yıl evvel açılan 28 Şubat belgesi ise dün 28 Şubat periyodunda vazife yapan Atatürkçü askerlerin rütbesinin sökülmesiyle sonlandı. Herkes rütbesi sökülen askerlere baktı fakat asıl sır üstte anlattığım hikâyedeydi. Sökülen rütbeler, “28 Şubat mağduru” denilerek ikinci sefer FETÖ’nün omuzlarına takıldı.
Görünmeyen bir detay daha…
Bu adımla, FETÖ’den bugün atılanlar için de yeni bir yol açılmış oldu. Çünkü, 28 Şubat davasında ceza alanlar, Batı Çalışma Grubu’nun faaliyetlerinden ceza almış görünse de bu kümenin ihraçlarla ilgisi yoktu. 1996-1999 içinde atılanlar, MİT’in raporlarıyla, YAŞ üzere Cumhurbaşkanı’nın da imzasının olduğu anayasal kurum kararlarıyla ihraç edilmişti. Husus, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındığı vakit, bu mahkeme bile aleyhlerinde karar vermişti. Fakat yıllar daha sonra, Cumhurbaşkanı’nın da imzasının olduğu MGK ve YAŞ kararları yasadışı ilan edilerek, TSK’den FETÖ nedeni öne sürülerek atılanlar “mağdur” sayıldı. 28 Şubat periyoduna yıllar daha sonra yapılan bu uygulamanın, yarın yineının olmayacağını kim söyleyebilir?
Sen yol olamazsan, yol sen olursun. Sorsanız “aynı menzile yürüdükleri”
Terkoğlu bugünkü yazısında, 28 Şubat MGK’sinda ihraç edilen asker sayısının 162 olduğunu hatırlattı. Terkoğlu devamında, binlerce sayfalık 28 Şubat davasının jet süratiyle bitirildiğini ve 14 emekli generalin rütbelerinin sökülüp mahpusa konulduğunu söylemiş oldu.
Terkoğlu, “Davanın ihbarcısı, savcısı, tutuklama yapan yargıçlar hatta uzmanlar yakın periyotta FETÖ nedeni öne sürülerek ihraç edilen, tutuklanan, firar eden isimlerden oluşuyor. Fakat dahası var. 28 Şubat davası belgesinde AKP’nin rütbesini tekrar taktığı isimler de var.” dedi.
Terkoğlu’nun yazısı şöyleki:
Can değil kan değil bu, yol… Taşa, toprağa bakıyor senin sanıyorsun. halbuki önündeki düzlükte, çalıdan çırpıdan, çukurdan tümsekten temizleyenlerin görünmeyen ayak izi var. Yürüyor, kimi koşuyor, ilerliyorsun.
Dün yandaş gazetelerde bayram vardı. Hafızanızı zorlamayın. Yeni ilan edilmiş bir bayramdan kelam ediyorum. Malum, Yargıtay’daki binlerce sayfalık 28 Şubat davası, jet süratiyle, 79 günde okunup bitirildi. 14 emekli asker için müebbet mahpus cezaları onandı. Askerler çarçabuk tutuklandı. Son olarak evvelki gün, rütbeleri bürokrasinin hantallığını unutturacak çabuklukla söküldü. Aslında iki olayın birbiriyle alakası yoktu. Ancak algı nitekim daha kıymetliydi. 12 Eylül darbesinin 41. yıldönümüne “28 Şubatçıların rütbeleri söküldü” manşetleriyle çıkıldı.
Haberleri okuyunca, “Peki, rütbesini Erdoğan dedim? Evet, 15 Temmuz darbesini yapan FETÖ’cülerin tamamının terfisinde Erdoğan imzası var. Evet, Erdoğan onların önünün açılması için birfazlaca Atatürkçü askerin emekliliğine de imza attı. Bunları aslına bakarsan biliyorsunuz. Kastettiğim bunlar değil. Direkt 28 Şubat’ı işaret ediyorum.
Nasıl mı?
BİTMEYEN MAĞDURİYET HİKAYESİ
Daha evvel burada 28 Şubat’ın da bir kumpas davası olduğunu anlattım. Davanın ihbarcısı, savcısı, tutuklama yapan yargıçlar hatta uzmanlar yakın devirde FETÖ nedeni öne sürülerek ihraç edilen, tutuklanan, firar eden isimlerden oluşuyor. Lakin dahası var. 28 Şubat davası evrakında AKP’nin rütbesini tekrar taktığı isimler de var.
Başınız mı karıştı?
Şöyle anlatayım…
28 Şubat “darbe” sayılınca, her zamanki üzere “mağdurum da mağdurum” diyenler ortaya çıktı. Kimi 28 Şubat MGK’sinin yapıldığı gün daha çocuk yaştaydı. Kiminin kederinin 28 Şubat’la dolaylı olarak bile ilişkisi yoktu. Fakat, mağduriyet hiç bitmeyen ekmekti.
İşte bunların içinde bir kesim var ki kıssalarını senelerca okudunuz. 28 Şubat 1997 tarihindeki MGK’nin öncesinde ya da daha sonrasında TSK’den ihraç edilenlerden kelam ediyorum. senelerca yandaş medyada mağduriyet hikayeleri anlatmakla kalmadılar. Gelip, 28 Şubat davasında müşteki de oldular. Yetmedi, “yetmez lakin evet” ile başlayan süreçte rütbeleri geri verildi. Özlük haklarına kavuştular. esasen bir kısmı TSK’den atıldıktan daha sonra AKP idaresindeki belediyelerde çalışmaya başlamıştı. Kendilerine, alınan kararlarla özel imkânlar da sağlandı.
Pekala, kim bu “28 Şubatçılar ihraç etti” dedikleri bireyler? Artık o periyot ihraç edilenlerin listesine bakalım.
İKİSİNDEN BİRİ FETÖ’DEN ATILDI
Ağustos 1996 – Kasım 1999 yılları içinde TSK’den tarikat iltisakı/disiplinsizlik niçiniyle ihraç edilen toplam işçi sayısı resmi olarak 753 kişi. (Dava klasörlerinde yedi kişinin belgesi yok, haliyle 746 diye yer alıyor.)
Bunlardan kaçının öne sürülen sebebi FETÖ dersiniz?
Tamı tamına 243. Bu, ihraç edilenlerin yüzde 33’ünün, yani ihraç olan her üç şahıstan birinin, FETÖ niçiniyle atılması demek.
Daha da daraltırsak 28 Şubat MGK’sinden daha sonraki, 26 Mayıs 1997 tarihindeki YAŞ sonucu ile TSK’den ihraç edilen sayısı 162.
Bunlardan kaçının öne sürülen nedeni FETÖ dersiniz?
Tamı tamına 73. Bu, 28 Şubat’tan daha sonraki birinci MGK’de ihraç olanların yüzde 45’i, yani ihraç olan her iki askerden biri, FETÖ niçiniyle ordudan atıldı demek.
ATILANLAR PENSİLVANYA’DAN ÇIKTI
Devam edelim…
1996-1999 aralığında FETÖ’den atılan 243 bireyden 72’si davada müşteki oldu. İşin ilginci 17-25 Aralık öncesinde başlayan savcılık soruşturmasında, bu münasebet gizlenmedi.
Gelgelelim…
daha sonrasında, FETÖ ile kelamda gayret başlayınca, mahkeme kararlarında FETÖ ilgileri bir anda yok oldu! “Fethullahçı oldukları için” atılmalarının yerini, “Nurcu oldukları için” aldı. (Davanın ihbarcısı, düzmece çıkan evrakların kaynağı bile 17 Aralık 1997 tarihindeki YAŞ sonucu ile Fethullahçı olduğu için ihraç edilen Tamer Tatar.)
Savcının yazdığı iddianamede, TSK’den atılanların FETÖ’yle bağları “birlik dışı toplumsal faaliyet” biçiminde anlatılıyordu. 15 Temmuz’dan daha sonra yazılan mahkemenin gerekçeli sonucunda ise FETÖ iltisakları “dini inanç, başörtü” tabirleriyle geçiştirildi.
İşte dün, generallerin rütbeleri ilan edilen bayramla sökülürken, dünün FETÖ’cülerine manevi de olsa rütbeleri bir daha takıldı.
Hepsinin kıssasını buraya sığdıramayız. Lakin birkaç değişik örnek verebiliriz.
senelerca Fethullah Gülen’in yanında bulunduktan daha sonra örgütü deşifre eden Nurettin Veren, çeşitli televizyon programlarında, TSK’de birinci vakit içinderda örgütlenen 12 çekirdek FETÖ’cüyü açıklamıştı. Veren’in duyurduğu isimlerin tamamı, 28 Şubat süreci denilen periyotta, TSK’den ihraç edilenlerin içindeydı.
Bu isimlerden kimilerini tahminen hatırlarsınız. 12 kişilik çekirdek takımda yer alan Orhan Sipahioğlu ve Buyruk Altıntaş medyada haber de olmuştu. Deniz Kuvvetleri’nden atılan bu iki ismin, son periyottaki FETÖ operasyonları sırasında, Gülen ile Pensilvanya’da yan yana takkeli fotoğrafları çıktı. Halbuki aldıkları rütbeleri onun omzuna götürmüşlerdi.
RÜTBELERİ tekrar SÖKÜLDÜ
Bir örnek daha verelim…
TSK’den “28 Şubat dönemi”nde atılanların değerli bir kısmına, AKP’li belediyelerde iş bulundu. AKP periyodunda rütbeleri ve özlük hakları yasal düzenlemelerle iade edildi. FETÖ ile kelamda uğraş başladığında ise tıpkı isimler ikinci sefer FETÖ nedeni öne sürülerek belediyelerden de atıldı. Bununla da kalmadı, bir daha takılan rütbeleri ikinci defa söküldü. Örnek olsun, ismini az evvel verdiğimiz Sipahioğlu ve Altıntaş, AKP devrinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan ve 701 sayılı KHK ile tekrar rütbeleri sökülen “sözde 28 Şubat mağdurları”ydı.
FETÖ’YE İKİNCİ RÜTBE
10 yıl evvel Cumhuriyet’in karşısında, AKP’nin FETÖ ve liberallerle kurduğu ittifak vardı. Bugün bu ittifaka, ulusalcılığı Talibancılıkla karıştıranlar ile Atatürk’ün taht deviren ulus milliyetçiliğini “Saray milliyetçiliği”ne evriltmeye çalışanlar eklendi. Erbakan’ın ölmesinin akabinde, 10 yıl evvel açılan 28 Şubat belgesi ise dün 28 Şubat periyodunda vazife yapan Atatürkçü askerlerin rütbesinin sökülmesiyle sonlandı. Herkes rütbesi sökülen askerlere baktı fakat asıl sır üstte anlattığım hikâyedeydi. Sökülen rütbeler, “28 Şubat mağduru” denilerek ikinci sefer FETÖ’nün omuzlarına takıldı.
Görünmeyen bir detay daha…
Bu adımla, FETÖ’den bugün atılanlar için de yeni bir yol açılmış oldu. Çünkü, 28 Şubat davasında ceza alanlar, Batı Çalışma Grubu’nun faaliyetlerinden ceza almış görünse de bu kümenin ihraçlarla ilgisi yoktu. 1996-1999 içinde atılanlar, MİT’in raporlarıyla, YAŞ üzere Cumhurbaşkanı’nın da imzasının olduğu anayasal kurum kararlarıyla ihraç edilmişti. Husus, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındığı vakit, bu mahkeme bile aleyhlerinde karar vermişti. Fakat yıllar daha sonra, Cumhurbaşkanı’nın da imzasının olduğu MGK ve YAŞ kararları yasadışı ilan edilerek, TSK’den FETÖ nedeni öne sürülerek atılanlar “mağdur” sayıldı. 28 Şubat periyoduna yıllar daha sonra yapılan bu uygulamanın, yarın yineının olmayacağını kim söyleyebilir?
Sen yol olamazsan, yol sen olursun. Sorsanız “aynı menzile yürüdükleri”