özetlemek gerekirse “standart tıbbi tedavi ile denetim edilemeyen, tedavi edilmesi ve yönetilmesi güç ağrı” olarak tanımlanan inatçı ağrıların, hastaları hayattan bezdirdiğini, depresyona, iş kaybına ve hatta intihara kadar sürüklediğini belirtildi.
Hepimiz hayat koşullarının monotonluğunda ağrılar geçiririz. Ancak kimi ağrılar bedende inatçılık yaparlar. Ve bu süreçte insanların ömür kalitesi düşürür. Önemsenmeyen ve tedavi edilmeyen bu inatçı ağrılar, kişinin hayatını alt üst etmekle kalmamaktadır. Bu süreçte tam donanımlı tabiplerden yardım almak gereklidir. Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayda Türköz, klasik formüllerle tedaviye karşılık vermeyen inatçı ağrıların, hastaları intihara kadar sürükleyebildiğini söylemiş oldu. Türköz, ABD’de bu küme hastalar ortasında, intihar edenlerin oranının 2003’te yüzde 7,4 iken 2014’te yüzde 10,2’ye yükseldiğini kaydetti. “Standart tıbbi tedavi ile denetim edilemeyen, tedavi edilmesi ve yönetilmesi güç ağrı” olarak tanımlanan inatçı ağrıların, Beşerler üzerinde önemli hasarlar bıraktığı hatta hatta intihara kadar sürüklediğini deklare etti.
İnatçı ağrılar
DEPRESYON, İŞ KAYBI VE İNTİHAR!
İnatçı ağrının, ekseriyetle insanların ömür kalitesi üzerinde oldukça olumsuz tesire sahip olduğunu tabir eden Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dragos Hastanesi Algoloji (Ağrı Bilimi) Bölümü’nden Prof. Dr. Ayda Türköz, araştırmaların, “inatçı ağrısı olan bireylerin yüzde 25’inin depresyona girdiğini ve yüzde 25’inin işini kaybettiğini, işine devam edenlerin yüzde 50’sinin ise işe eskisi kadar konsantre olamadıkları ve sonunda işten ayrıldıklarını saptadığını” belirtti. Türköz, “Amerika da yapılan bir araştırma inatçı ağrı niçiniyle intihar edenlerin oranı 2003’te yüzde 7,4’ten 2014’te yüzde 10,2’ye yükseldiğini belirtmiştir. Bu çalışmaya nazaran; sırt ağrısı, kanser ağrısı ve eklem ağrısı, intihar eden şahıslarda inatçı ağrı durumlarının değerli bir kısmını oluşturmaktadır. Ayrıyeten, bu hastalarda inatçı ağrı yanında anksiyete ve depresyonun daha fazla gözlendiği bildirilmiştir” diye konuştu. Türköz, “İnatçı ağrılar, multidisipliner, yani farklı branşlardan oluşan gruplar tarafınca kıymetlendirilmesi gereken epey özellikli bir durumdur. Öncelikle hastanın kendi doktoru ile algolog, fizyoterapistler ve psikologlar da dahil olmak üzere uzman bir profesyonel takım tarafınca izlenmesi gerekir” açıklamalarında bulundu.
bel ağrısı
HANGİ HASTALIKLAR İNATÇI AĞRIYA niye OLUYOR?
Ağrıların akut, kronik ve inatçı ağrı olmak üzere üç kısımda incelendiğini söyleyen Türköz, “Bizim ‘inatçı ağrı’ dediğimiz tıp, klâsik formüllerle denetim altına alınıp tedavi edilmesi sağlanamayan, yavaşça bir rahatlama sağlamak için bile klâsik olmayan başka tedavi seçeneklerine ihtiyaç duyulan ağrı türüdür” dedi. İnatçı ağrılara niye olan sıhhat sorunlarının genelde migren ya da tansiyon tipi baş ağrıları, kanser ağrıları, romatizmal eklem iltihabı, dejeneratif (bozulmuş) omurga hastalığı ve felç daha sonrası omurilik lezyonları olduğunu belirten Türköz, “İnatçı ağrının her vakit bariz bir sebebi olmaması ve şahıstan şahsa farklılık göstermesi tedaviyi de zorlaştıran değerli faktörlerdir. Her şeydilk evvel hastanın artık kronikleşen bir ağrı sorunu varsa kesinlikle bir algoloji tabibine görünmesi gerekir. Bu evrede hastanın semptomlarını doktora yanlışsız ve detaylı bir biçimde tanımlaması fazlaca kıymetlidir. Zira inatçı ağrı teşhisi nispeten sıkıntı bir olaydır” dedi.
Hangi hastalıklar inatçı ağrılara niye oluyor
NELERE SEBEP OLABİLİR?
İnatçı ağrıların bedendeki birtakım hormonları da etkileyebileceğini kaydeden Türköz, “İnatçı ağrı, bedendeki gerilim ve enfeksiyon düzeyini yükseltebilir. Bu durum yüksek tansiyon ve yüksek nabız üzere problemlere katkıda bulunabilir. Uykuyu engelleyerek hastanın kendisini yorgun hissetmesine, konsantrasyon bozukluklarına niye olabilir. Düşünme ve karar verme yeteneğine müdahale eder, fizikî performansı tesirler. Hatta cinsel fonksiyon bozukluklarına bile yol açabilir” açıklamalarına bulundu.
Yüksek tansiyon
“İNATÇI AĞRI GÜÇ TEŞHİS EDİLEN BİR SORUNDU”
Türköz, şu biçimde devam etti: “Örneğin hasta günlük kronik baş ağrıları yaşıyorsa, migren yahut tansiyon tipi baş ağrıları yaşıyor olabilir. Lakin migrenin niye olduğu inatçı ağrının semptomları, öbür baş ağrısı çeşitlerine emsal. Bu da teşhisi zorlaştırır ve tedaviyi sıkıntılı hale getirir. Ekseriyetle, vakit ortasında çeşitli tedaviler ağrıyı hafifçeletemediğinde, inatçı ağrı teşhisi konur. Örneğin, sıradan ağrı kesicilerle tedavilerinden daha sonra azalmayan ağrılar için daha farklı tedavi halleri gerekebilir. Lakin ağrı, bu tedavilere karşın hafifçelemiyor ise mesela nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, (steroid dışı yangı önleyici ilaçlar) kas gevşeticiler, zayıf opioidler, (morfin tipi uyuşturucu ilaç) nöbet önleyici ilaçlar ve antidepresanlar, ameliyat, antrenman ve fizik tedavi üzere teknikler ağrının azalmasına katkı sağlayamaz ise hekiminiz ‘inatçı ağrı’ teşhisi koyabilir” dedi.
inatçı baş ağrısı
İNATÇI AĞRILAR NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Türköz, inatçı ağrının kesin bir tedavisinin olmamakla bir arada, tedavinin, ağrının şiddetinin azaltılarak günlük ömür kalitesini geri kazanma odaklı olduğunu belirterek, “İnatçı ağrı, hastanın yatalak olmasını yahut bakım için hastaneye yatmasını gerektirecek kadar daima ve şiddetli olabilir. Tedaviye bu kadar dirençli olmasının en kıymetli sebebi, beynin inatçı ağrı sinyallerini başka ağrı sinyallerinden farklı biçimde algılamasıdır. Bu niçinle standart tedavi biçimleri inatçı ağrılara fazla tesir etmez” sözlerini kullandı.
inatçı ağrılar tedavi edilebilir mi?
Türköz, inatçı ağrının tedavi formlarını şu biçimde deklare etti: “Öncelikle teşhis hedefiyle lokal anestezi yapılır. Teşhis doğrulandıktan daha sonra ‘nörolitik hudut blokları’ dediğimiz, bilhassa kanser hastalarında uygulanan ve sempatik hudutlar ismi verilen bir küme hududa alkol, fenol yahut radyofrekans formlarıyla hissizleştirme süreci yapılır. Bundan öteki nörostimülasyon (omurilik uyarıcı cihazlar) yani omurilik pilleri formülünde hastanın ağrıyı algılama halini değiştirilir. Bu aygıtlarla, omuriliğin hayli sayıda duyusal hudut dokusu içeren dorsal kolon ve dorsal kök ganglion alanları elektriksel olarak uyarılır ve ağrı sinyalleri azaltılır yahut silinir. Ayrıyeten cilt altına yerleştirilen özel bir pompa aracılığı ile omurilik kanalına morfin verilerek ağrı tedavi edilebilir. ‘Omurilik ilaç pompaları’ denen bu süreç, sıklıkla kanser ve damar tıkanıklarına bağlı ağrılarda uygulanır. Ağrıyı faal bir biçimde tedavi etmesinin yanı sıra bu usulün değerli bir avantajı düşük doz ilaç kullanmasıdır. Bu hallerin hiç biri yarar etmezse, omuriliğin ağrı iletimini alan üst hudut hücrelerine hasar verilmesine dayanan ‘sekonder nöronların harap edilmesi’ sistemi uygulanır” dedi. Ayrıyeten yardımcı tedavi formlarının kullanılması, uzun devir ilaç tedavisi alan hastalardaki ilaç bağımlılığını önlemek için çok önemlidir” diyerek kelamlarını tamamladı.
İnatçı ağrılar
Hepimiz hayat koşullarının monotonluğunda ağrılar geçiririz. Ancak kimi ağrılar bedende inatçılık yaparlar. Ve bu süreçte insanların ömür kalitesi düşürür. Önemsenmeyen ve tedavi edilmeyen bu inatçı ağrılar, kişinin hayatını alt üst etmekle kalmamaktadır. Bu süreçte tam donanımlı tabiplerden yardım almak gereklidir. Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayda Türköz, klasik formüllerle tedaviye karşılık vermeyen inatçı ağrıların, hastaları intihara kadar sürükleyebildiğini söylemiş oldu. Türköz, ABD’de bu küme hastalar ortasında, intihar edenlerin oranının 2003’te yüzde 7,4 iken 2014’te yüzde 10,2’ye yükseldiğini kaydetti. “Standart tıbbi tedavi ile denetim edilemeyen, tedavi edilmesi ve yönetilmesi güç ağrı” olarak tanımlanan inatçı ağrıların, Beşerler üzerinde önemli hasarlar bıraktığı hatta hatta intihara kadar sürüklediğini deklare etti.
İnatçı ağrılar
DEPRESYON, İŞ KAYBI VE İNTİHAR!
İnatçı ağrının, ekseriyetle insanların ömür kalitesi üzerinde oldukça olumsuz tesire sahip olduğunu tabir eden Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dragos Hastanesi Algoloji (Ağrı Bilimi) Bölümü’nden Prof. Dr. Ayda Türköz, araştırmaların, “inatçı ağrısı olan bireylerin yüzde 25’inin depresyona girdiğini ve yüzde 25’inin işini kaybettiğini, işine devam edenlerin yüzde 50’sinin ise işe eskisi kadar konsantre olamadıkları ve sonunda işten ayrıldıklarını saptadığını” belirtti. Türköz, “Amerika da yapılan bir araştırma inatçı ağrı niçiniyle intihar edenlerin oranı 2003’te yüzde 7,4’ten 2014’te yüzde 10,2’ye yükseldiğini belirtmiştir. Bu çalışmaya nazaran; sırt ağrısı, kanser ağrısı ve eklem ağrısı, intihar eden şahıslarda inatçı ağrı durumlarının değerli bir kısmını oluşturmaktadır. Ayrıyeten, bu hastalarda inatçı ağrı yanında anksiyete ve depresyonun daha fazla gözlendiği bildirilmiştir” diye konuştu. Türköz, “İnatçı ağrılar, multidisipliner, yani farklı branşlardan oluşan gruplar tarafınca kıymetlendirilmesi gereken epey özellikli bir durumdur. Öncelikle hastanın kendi doktoru ile algolog, fizyoterapistler ve psikologlar da dahil olmak üzere uzman bir profesyonel takım tarafınca izlenmesi gerekir” açıklamalarında bulundu.
bel ağrısı
HANGİ HASTALIKLAR İNATÇI AĞRIYA niye OLUYOR?
Ağrıların akut, kronik ve inatçı ağrı olmak üzere üç kısımda incelendiğini söyleyen Türköz, “Bizim ‘inatçı ağrı’ dediğimiz tıp, klâsik formüllerle denetim altına alınıp tedavi edilmesi sağlanamayan, yavaşça bir rahatlama sağlamak için bile klâsik olmayan başka tedavi seçeneklerine ihtiyaç duyulan ağrı türüdür” dedi. İnatçı ağrılara niye olan sıhhat sorunlarının genelde migren ya da tansiyon tipi baş ağrıları, kanser ağrıları, romatizmal eklem iltihabı, dejeneratif (bozulmuş) omurga hastalığı ve felç daha sonrası omurilik lezyonları olduğunu belirten Türköz, “İnatçı ağrının her vakit bariz bir sebebi olmaması ve şahıstan şahsa farklılık göstermesi tedaviyi de zorlaştıran değerli faktörlerdir. Her şeydilk evvel hastanın artık kronikleşen bir ağrı sorunu varsa kesinlikle bir algoloji tabibine görünmesi gerekir. Bu evrede hastanın semptomlarını doktora yanlışsız ve detaylı bir biçimde tanımlaması fazlaca kıymetlidir. Zira inatçı ağrı teşhisi nispeten sıkıntı bir olaydır” dedi.
Hangi hastalıklar inatçı ağrılara niye oluyor
NELERE SEBEP OLABİLİR?
İnatçı ağrıların bedendeki birtakım hormonları da etkileyebileceğini kaydeden Türköz, “İnatçı ağrı, bedendeki gerilim ve enfeksiyon düzeyini yükseltebilir. Bu durum yüksek tansiyon ve yüksek nabız üzere problemlere katkıda bulunabilir. Uykuyu engelleyerek hastanın kendisini yorgun hissetmesine, konsantrasyon bozukluklarına niye olabilir. Düşünme ve karar verme yeteneğine müdahale eder, fizikî performansı tesirler. Hatta cinsel fonksiyon bozukluklarına bile yol açabilir” açıklamalarına bulundu.
Yüksek tansiyon
“İNATÇI AĞRI GÜÇ TEŞHİS EDİLEN BİR SORUNDU”
Türköz, şu biçimde devam etti: “Örneğin hasta günlük kronik baş ağrıları yaşıyorsa, migren yahut tansiyon tipi baş ağrıları yaşıyor olabilir. Lakin migrenin niye olduğu inatçı ağrının semptomları, öbür baş ağrısı çeşitlerine emsal. Bu da teşhisi zorlaştırır ve tedaviyi sıkıntılı hale getirir. Ekseriyetle, vakit ortasında çeşitli tedaviler ağrıyı hafifçeletemediğinde, inatçı ağrı teşhisi konur. Örneğin, sıradan ağrı kesicilerle tedavilerinden daha sonra azalmayan ağrılar için daha farklı tedavi halleri gerekebilir. Lakin ağrı, bu tedavilere karşın hafifçelemiyor ise mesela nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, (steroid dışı yangı önleyici ilaçlar) kas gevşeticiler, zayıf opioidler, (morfin tipi uyuşturucu ilaç) nöbet önleyici ilaçlar ve antidepresanlar, ameliyat, antrenman ve fizik tedavi üzere teknikler ağrının azalmasına katkı sağlayamaz ise hekiminiz ‘inatçı ağrı’ teşhisi koyabilir” dedi.
inatçı baş ağrısı
İNATÇI AĞRILAR NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Türköz, inatçı ağrının kesin bir tedavisinin olmamakla bir arada, tedavinin, ağrının şiddetinin azaltılarak günlük ömür kalitesini geri kazanma odaklı olduğunu belirterek, “İnatçı ağrı, hastanın yatalak olmasını yahut bakım için hastaneye yatmasını gerektirecek kadar daima ve şiddetli olabilir. Tedaviye bu kadar dirençli olmasının en kıymetli sebebi, beynin inatçı ağrı sinyallerini başka ağrı sinyallerinden farklı biçimde algılamasıdır. Bu niçinle standart tedavi biçimleri inatçı ağrılara fazla tesir etmez” sözlerini kullandı.
inatçı ağrılar tedavi edilebilir mi?
Türköz, inatçı ağrının tedavi formlarını şu biçimde deklare etti: “Öncelikle teşhis hedefiyle lokal anestezi yapılır. Teşhis doğrulandıktan daha sonra ‘nörolitik hudut blokları’ dediğimiz, bilhassa kanser hastalarında uygulanan ve sempatik hudutlar ismi verilen bir küme hududa alkol, fenol yahut radyofrekans formlarıyla hissizleştirme süreci yapılır. Bundan öteki nörostimülasyon (omurilik uyarıcı cihazlar) yani omurilik pilleri formülünde hastanın ağrıyı algılama halini değiştirilir. Bu aygıtlarla, omuriliğin hayli sayıda duyusal hudut dokusu içeren dorsal kolon ve dorsal kök ganglion alanları elektriksel olarak uyarılır ve ağrı sinyalleri azaltılır yahut silinir. Ayrıyeten cilt altına yerleştirilen özel bir pompa aracılığı ile omurilik kanalına morfin verilerek ağrı tedavi edilebilir. ‘Omurilik ilaç pompaları’ denen bu süreç, sıklıkla kanser ve damar tıkanıklarına bağlı ağrılarda uygulanır. Ağrıyı faal bir biçimde tedavi etmesinin yanı sıra bu usulün değerli bir avantajı düşük doz ilaç kullanmasıdır. Bu hallerin hiç biri yarar etmezse, omuriliğin ağrı iletimini alan üst hudut hücrelerine hasar verilmesine dayanan ‘sekonder nöronların harap edilmesi’ sistemi uygulanır” dedi. Ayrıyeten yardımcı tedavi formlarının kullanılması, uzun devir ilaç tedavisi alan hastalardaki ilaç bağımlılığını önlemek için çok önemlidir” diyerek kelamlarını tamamladı.
İnatçı ağrılar