İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki doz aşı uygulanan vatandaşların oranının, gaye nüfusun yüzde 35’i kadar olduğunu bildirdi.
Kurban Bayramı ötürüsıyla son günlerde aşılama ölçüsünün azaldığını belirten İlhan, bayramdan daha sonra bu oranın yükselmesini temenni ettiğini söylemiş oldu.
İlhan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Tatile giden yahut bayramdan daha sonra tatilini uzatacak vatandaşlarımız, bulundukları kentlerde, tatil beldelerinde, memleketlerinde aşılarını olsun. Beklemenin hiç bir manası yok. Bugün salgınla gayretin anahtarı aşı. Aşı olmadan bu salgının üstesinden gelemeyiz. Güz periyodu geldiğinde vatandaşların işlerine devam etmesi, gençlerin okullarına gidebilmesi için aşılanmanın muhakkak bir düzeye gelmesine gereksinimimiz var. Şu an bir kısıtlama kelam konusu değil fakat bu sürecin bu biçimde devam etmesi için bir an evvel sırası gelen her insanın birinci ve ikinci doz aşısını olması gerekiyor.”
“Gençlerin aşıya ilgisi düşük”
Bunun yanında, bilhassa 18-24 yaştaki gençlerin “Bana bir şey olmaz.” niyetiyle aşılarını ertelediğini anlatan İlhan, tüm dünyadaki üzere Türkiye’de de gençlerin aşıya ilgisinin düşük olduğunu lisana getirdi.
Prof. Dr. İlhan, yeni bir dalga olduğunda bunun yalnızca aşısızları etkilemeyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Gençler kendileri hasta olmuyor tahminen lakin hastalığı taşıyor ve büyüklerine gdolayıyor. Büyüklerde aşılanma oranı daha yüksek bulunmasına karşın gereğince antikor geliştiremeyen ya da çabucak hemen ikinci doz aşısını yaptırmamış şahıslar, enfekte olarak hayatını kaybedebiliyor. halbuki bir kişi, tam doz aşısını olduğunda hastalığı bulaştırsa dahi daha yavaşça geçirdiği için etrafa virüs saçılımı daha az oluyor ve doğal olarak diğer bir kişiyi enfekte etme ihtimali de azalıyor. Bu noktada gençlerin yalnızca kendilerini değil büyüklerini de düşünerek aşı olması fazlaca değerli.”
Gençlerin, aşının yan tesirleri olabileceğine ait arkadaş etraflarından yahut toplumsal medyadan birtakım yanlış bilgiler edindiğine değinen İlhan, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Şu an elimizde aşının söylenen yan tesirleri olduğuna dair bir delil yok. İnsan ömrünün geçen yüzyıla oranla şu anda daha uzun olmasının en kıymetli niçininin aşı ve pak su kaynağı olduğu biliniyor. ötürüsıyla bu, bizlere aşının ne derece ehemmiyet taşıdığını gösteriyor. Çocuk felci, difteri, tetanos, tüberküloz, boğmaca, kızamık aşısı üzere bir epey aşı var. Bunların hepsi, insan ömrünü uzatmak ve insanın refahı için yapılıyor. O yüzden her insanın bir an evvel aşı yaptırmasının ne kadar kıymetli olduğunu bir defa daha vurgulamak istiyorum.”
KAYNAK: AA
Kurban Bayramı ötürüsıyla son günlerde aşılama ölçüsünün azaldığını belirten İlhan, bayramdan daha sonra bu oranın yükselmesini temenni ettiğini söylemiş oldu.
İlhan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Tatile giden yahut bayramdan daha sonra tatilini uzatacak vatandaşlarımız, bulundukları kentlerde, tatil beldelerinde, memleketlerinde aşılarını olsun. Beklemenin hiç bir manası yok. Bugün salgınla gayretin anahtarı aşı. Aşı olmadan bu salgının üstesinden gelemeyiz. Güz periyodu geldiğinde vatandaşların işlerine devam etmesi, gençlerin okullarına gidebilmesi için aşılanmanın muhakkak bir düzeye gelmesine gereksinimimiz var. Şu an bir kısıtlama kelam konusu değil fakat bu sürecin bu biçimde devam etmesi için bir an evvel sırası gelen her insanın birinci ve ikinci doz aşısını olması gerekiyor.”
“Gençlerin aşıya ilgisi düşük”
Bunun yanında, bilhassa 18-24 yaştaki gençlerin “Bana bir şey olmaz.” niyetiyle aşılarını ertelediğini anlatan İlhan, tüm dünyadaki üzere Türkiye’de de gençlerin aşıya ilgisinin düşük olduğunu lisana getirdi.
Prof. Dr. İlhan, yeni bir dalga olduğunda bunun yalnızca aşısızları etkilemeyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Gençler kendileri hasta olmuyor tahminen lakin hastalığı taşıyor ve büyüklerine gdolayıyor. Büyüklerde aşılanma oranı daha yüksek bulunmasına karşın gereğince antikor geliştiremeyen ya da çabucak hemen ikinci doz aşısını yaptırmamış şahıslar, enfekte olarak hayatını kaybedebiliyor. halbuki bir kişi, tam doz aşısını olduğunda hastalığı bulaştırsa dahi daha yavaşça geçirdiği için etrafa virüs saçılımı daha az oluyor ve doğal olarak diğer bir kişiyi enfekte etme ihtimali de azalıyor. Bu noktada gençlerin yalnızca kendilerini değil büyüklerini de düşünerek aşı olması fazlaca değerli.”
Gençlerin, aşının yan tesirleri olabileceğine ait arkadaş etraflarından yahut toplumsal medyadan birtakım yanlış bilgiler edindiğine değinen İlhan, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Şu an elimizde aşının söylenen yan tesirleri olduğuna dair bir delil yok. İnsan ömrünün geçen yüzyıla oranla şu anda daha uzun olmasının en kıymetli niçininin aşı ve pak su kaynağı olduğu biliniyor. ötürüsıyla bu, bizlere aşının ne derece ehemmiyet taşıdığını gösteriyor. Çocuk felci, difteri, tetanos, tüberküloz, boğmaca, kızamık aşısı üzere bir epey aşı var. Bunların hepsi, insan ömrünü uzatmak ve insanın refahı için yapılıyor. O yüzden her insanın bir an evvel aşı yaptırmasının ne kadar kıymetli olduğunu bir defa daha vurgulamak istiyorum.”
KAYNAK: AA