İklim felaketlerinden etkilenen savunmasız ülkelere yardım edecek yeni bir fonun, yaklaşık 200 ülkeden diplomatların Perşembe günü BM küresel ısınma zirvesinin ilk gününde bir plan taslağını onaylamasının ardından bu yılın sonlarında faaliyete geçmesi bekleniyor.
Gelişmekte olan ülkelerin 30 yılı aşkın süredir oluşturmak için mücadele ettiği fonun kurallarının erken kabul edilmesi, Dubai’deki iki haftalık zirve için olumlu bir işaret olarak görüldü. Konferansa liderlik eden Emirlik petrol yöneticisi Sultan Al Jaber, bu hareketi “önemli bir kilometre taşı” ve ulusların iklim konusunda iddialı bir şekilde hareket etmeye hazır olduklarının kanıtı olarak nitelendirdi.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Almanya fona 100’er milyon dolar taahhüt ederken, Birleşik Krallık yaklaşık 76 milyon dolar taahhüt etti. Japonya 10 milyon dolar bağışladı. AB iklim komiseri Wopke Hoekstra, eski adıyla Twitter olarak bilinen sosyal medya platformu X’te, Avrupa Birliği’nin en az 225 milyon avro (yaklaşık 245 milyon dolar) katkıda bulunacağını söyledi.
ABD, bazı aktivistlerin dünyanın en büyük ekonomisi ve en büyük tarihsel sera gazı kaynağı için çok düşük olduğu gerekçesiyle eleştirdiği 17,5 milyon dolarlık bir taahhütte bulundu.
Çevreci bir grup olan Power Shift Africa’nın direktörü Mohamed Adow, yaptığı açıklamada, “İlk finansman taahhütleri açıkça yetersiz ve karşılamayı amaçladıkları ihtiyaçların ölçeğiyle karşılaştırıldığında okyanusta bir damla olacak” dedi. “ABD’nin açıkladığı miktar özellikle utanç verici.”
Başkan Biden’ın iklim değişikliği özel temsilcisi John Kerry’nin sözcüsü, Amerika’nın katkısının büyüklüğü hakkındaki soruya hemen yanıt vermedi.
İlk taahhütlerin tutarı yaklaşık 549 milyon dolar olsa da, iklimle ilgili zararların gelişmekte olan ülkelere 2030 yılına kadar yıllık 280 milyar ila 580 milyar dolar arasında bir maliyete ulaşması bekleniyor.
Geçtiğimiz yıl Mısır’da yapılan BM zirvesinde ülkeler, kayıp ve hasar fonu kurulması konusunda anlaşmıştı.
Bu karar, Birleşmiş Milletler iklim müzakerelerinde en uzun süredir devam eden anlaşmazlıklardan birinde bir atılım olarak görüldü: Yüksek sera gazı emisyonları gezegeni tehlikeli bir şekilde ısıtan gelişmiş ülkelerin, iklimle baş etmeye en az hazırlıklı olan daha fakir ülkelere tazminat ödemek zorunda olup olmadığı. -ilişkili hava felaketleri.
Ancak zengin ve fakir ülkeler, Perşembe günü başlayan Dubai görüşmelerinden sadece birkaç hafta önce fonun yönetimi konusunda uzlaşmaya varmayı başardılar. Milletler taslağı 12 Aralık’ta COP28 olarak bilinen zirvenin sonunda resmen onaylayacak.
Bu, kayıp ve hasar fonunun geçici olarak Dünya Bankası’nda tutulmasını gerektiriyor. Gelişmekte olan ülkeler başlangıçta buna karşı çıktılar çünkü bankanın başkanını atayan ABD’nin çok büyük bir nüfuza sahip olduğu düşünülüyordu.
Amerika Birleşik Devletleri ayrıca fona yalnızca uzun süredir sanayileşmiş ülkelerin değil, ödeme yapmasının sağlanması için de mücadele etti. Kurallara göre Çin ve zengin Körfez petrol devletleri gibi diğer ülkelerin de katkıda bulunması bekleniyor.
Ancak ABD’nin kendi sözünü yerine getirip getirmeyeceği belirsizliğini koruyor. Temsilciler Meclisini kontrol eden Cumhuriyetçiler sürekli olarak iklim değişikliğiyle mücadele için diğer ülkelerden gelen fonları engellemeye çalıştı.
Wyoming Cumhuriyetçi Senatörü John Barrasso yaptığı açıklamada, “ABD, BM’nin sahte rüşvet fonlarına bir kuruş daha harcamamalı” dedi ve şunları ekledi: “Biden yönetimi bunun yerine Amerikan enerjisini serbest bırakmaya ve bunun için enerji fiyatlarını düşürmeye odaklanmalı.” alt aileler burada evde.”
Çevresel araştırma grubu Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün uluslararası iklim girişimi direktörü David Waskow, Kongre’nin felaketlerden en çok etkilenen ülkelere yardım etmek için fon sağlamak istemesi gerektiğini söyledi. Ancak şunları söyledi: “Mevcut politikanın buna izin vereceğinden emin değilim.”
Gelişmekte olan ülkelerin 30 yılı aşkın süredir oluşturmak için mücadele ettiği fonun kurallarının erken kabul edilmesi, Dubai’deki iki haftalık zirve için olumlu bir işaret olarak görüldü. Konferansa liderlik eden Emirlik petrol yöneticisi Sultan Al Jaber, bu hareketi “önemli bir kilometre taşı” ve ulusların iklim konusunda iddialı bir şekilde hareket etmeye hazır olduklarının kanıtı olarak nitelendirdi.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Almanya fona 100’er milyon dolar taahhüt ederken, Birleşik Krallık yaklaşık 76 milyon dolar taahhüt etti. Japonya 10 milyon dolar bağışladı. AB iklim komiseri Wopke Hoekstra, eski adıyla Twitter olarak bilinen sosyal medya platformu X’te, Avrupa Birliği’nin en az 225 milyon avro (yaklaşık 245 milyon dolar) katkıda bulunacağını söyledi.
ABD, bazı aktivistlerin dünyanın en büyük ekonomisi ve en büyük tarihsel sera gazı kaynağı için çok düşük olduğu gerekçesiyle eleştirdiği 17,5 milyon dolarlık bir taahhütte bulundu.
Çevreci bir grup olan Power Shift Africa’nın direktörü Mohamed Adow, yaptığı açıklamada, “İlk finansman taahhütleri açıkça yetersiz ve karşılamayı amaçladıkları ihtiyaçların ölçeğiyle karşılaştırıldığında okyanusta bir damla olacak” dedi. “ABD’nin açıkladığı miktar özellikle utanç verici.”
Başkan Biden’ın iklim değişikliği özel temsilcisi John Kerry’nin sözcüsü, Amerika’nın katkısının büyüklüğü hakkındaki soruya hemen yanıt vermedi.
İlk taahhütlerin tutarı yaklaşık 549 milyon dolar olsa da, iklimle ilgili zararların gelişmekte olan ülkelere 2030 yılına kadar yıllık 280 milyar ila 580 milyar dolar arasında bir maliyete ulaşması bekleniyor.
Geçtiğimiz yıl Mısır’da yapılan BM zirvesinde ülkeler, kayıp ve hasar fonu kurulması konusunda anlaşmıştı.
Bu karar, Birleşmiş Milletler iklim müzakerelerinde en uzun süredir devam eden anlaşmazlıklardan birinde bir atılım olarak görüldü: Yüksek sera gazı emisyonları gezegeni tehlikeli bir şekilde ısıtan gelişmiş ülkelerin, iklimle baş etmeye en az hazırlıklı olan daha fakir ülkelere tazminat ödemek zorunda olup olmadığı. -ilişkili hava felaketleri.
Ancak zengin ve fakir ülkeler, Perşembe günü başlayan Dubai görüşmelerinden sadece birkaç hafta önce fonun yönetimi konusunda uzlaşmaya varmayı başardılar. Milletler taslağı 12 Aralık’ta COP28 olarak bilinen zirvenin sonunda resmen onaylayacak.
Bu, kayıp ve hasar fonunun geçici olarak Dünya Bankası’nda tutulmasını gerektiriyor. Gelişmekte olan ülkeler başlangıçta buna karşı çıktılar çünkü bankanın başkanını atayan ABD’nin çok büyük bir nüfuza sahip olduğu düşünülüyordu.
Amerika Birleşik Devletleri ayrıca fona yalnızca uzun süredir sanayileşmiş ülkelerin değil, ödeme yapmasının sağlanması için de mücadele etti. Kurallara göre Çin ve zengin Körfez petrol devletleri gibi diğer ülkelerin de katkıda bulunması bekleniyor.
Ancak ABD’nin kendi sözünü yerine getirip getirmeyeceği belirsizliğini koruyor. Temsilciler Meclisini kontrol eden Cumhuriyetçiler sürekli olarak iklim değişikliğiyle mücadele için diğer ülkelerden gelen fonları engellemeye çalıştı.
Wyoming Cumhuriyetçi Senatörü John Barrasso yaptığı açıklamada, “ABD, BM’nin sahte rüşvet fonlarına bir kuruş daha harcamamalı” dedi ve şunları ekledi: “Biden yönetimi bunun yerine Amerikan enerjisini serbest bırakmaya ve bunun için enerji fiyatlarını düşürmeye odaklanmalı.” alt aileler burada evde.”
Çevresel araştırma grubu Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün uluslararası iklim girişimi direktörü David Waskow, Kongre’nin felaketlerden en çok etkilenen ülkelere yardım etmek için fon sağlamak istemesi gerektiğini söyledi. Ancak şunları söyledi: “Mevcut politikanın buna izin vereceğinden emin değilim.”