MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100’üncü yıl dönümünü üzerine açıklamalarda bulundu.
Twitter hesabından açıklama yapan Bahçeli, sözlerini kullandı.
Bahçeli açıklamasının devamında, “Bizim gidecek diğer bir yurdumuz, terk edecek bir toprağımız, sığınacak bir limanımız yoktur.” dedi.
Bahçeli’nin açıklamaları şöyleki:
Coğrafyaların çalkalandığı, dünya genelinde huzur ve güvenliğin çoraklaştığı bir devirde Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100’üncü yıl dönümünü hem buruk bir vicdanla birebir vakitte bıçkın bir ruh haliyle idrak ediyoruz. Buruğuz, zira zincirleme felaketlerin sıcak tesiriyle muhatabız.
Duatepe’den sevk ve yönetim edilen, Sakarya’nın doğusunda 22 gün 22 gece devam ederek milletin makus ve menhus talihini aksine döndüren, asırlar boyunca süren ricat haline son veren bir muzafferiyetten vatan sevgisiyle mücehhez her insanımız olağan olarak iftihar etmektedir.
Sakarya’nın sırtına Türk tarihi vurulmuş, Türk milletinin varlık ve birliği kahramanca savunulmuştur. Sakarya’da, hatt-ı müdafaa yok, sath-ı müdafaa vardır; o satıh ise bütün vatandır. Her karış toprağı şehit kanıyla sulanmadıkça vatanın terki asla kelam konusu olmayacaktır.
Bugün kendi ülkelerinden kaçmak için kaygı ortasında yabancıların uçaklarına doluşan, yetmedi bu uçakların iniş kadrolarına sarılan insanların dramatik ve yürek yaralayıcı tablosu karşısında Ulusal Mücadele’nin bir defa daha mütalaası, bir daha ele alınması kanaatimce mecburidir.
Kurucu kahramanlar hiç kimsenin ipiyle kuyuya inmedikleri üzere, ikram ve iltifat da beklememişlerdir. Türk milletini en şiddetli devirlerde, ateşle çevrili bölümlerde dirayetli biçimde tutan bu muazzam ve onurlu haslet Anadolu coğrafyasındaki mevcudiyetimizin kemer taşıdır.
Bizim gidecek öbür bir yurdumuz, terk edecek bir toprağımız, sığınacak bir limanımız yoktur. Zalimlerden medet ummadık, zulme göz yummadık, vatanımıza sırt dönüp müstevlilerin paralı askerliğine heves edenlerden olmadık. Gerçekten Sakarya destanı bunun ispatı ve ilanıdır.
tartışmasız dirençle tutunduğumuz Sakarya kıyıları Türkiye Cumhuriyeti’nin müşfik, muzaffer ve mübarek kollarının açılmasını teminle tarihin ana yatağının değişmesine yol açmıştır.
Kelam konusu bu değişim esaretin bataklığını kurutmuş, yıkılmış bir imparatorluğun enkazı üzerinde ulusal bir devletin kuruluşuna önayak olmuştur.
23 Ağustos 1921’de başlayıp 13 Eylül 1921’de zaferle neticelenen Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100’üncü yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi hürmet, takdirat ve rahmetle yad ediyorum. Allah hepsinden razı olsun diyorum.
Sakarya şuuru tıpkı bir kor üzere maşeri vicdanda gizli durdukça hıyanet ve hüsran kesinlikle surette ayaklar altında ezilmeye mahkum kalacaktır. Sakarya sadece bir ırmak, sadece bir kent ismi değil, Türk milletinin namus timsali, beka simgesi, bağımsızlık nişanesidir.
Twitter hesabından açıklama yapan Bahçeli, sözlerini kullandı.
Bahçeli açıklamasının devamında, “Bizim gidecek diğer bir yurdumuz, terk edecek bir toprağımız, sığınacak bir limanımız yoktur.” dedi.
Bahçeli’nin açıklamaları şöyleki:
Coğrafyaların çalkalandığı, dünya genelinde huzur ve güvenliğin çoraklaştığı bir devirde Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100’üncü yıl dönümünü hem buruk bir vicdanla birebir vakitte bıçkın bir ruh haliyle idrak ediyoruz. Buruğuz, zira zincirleme felaketlerin sıcak tesiriyle muhatabız.
Duatepe’den sevk ve yönetim edilen, Sakarya’nın doğusunda 22 gün 22 gece devam ederek milletin makus ve menhus talihini aksine döndüren, asırlar boyunca süren ricat haline son veren bir muzafferiyetten vatan sevgisiyle mücehhez her insanımız olağan olarak iftihar etmektedir.
Sakarya’nın sırtına Türk tarihi vurulmuş, Türk milletinin varlık ve birliği kahramanca savunulmuştur. Sakarya’da, hatt-ı müdafaa yok, sath-ı müdafaa vardır; o satıh ise bütün vatandır. Her karış toprağı şehit kanıyla sulanmadıkça vatanın terki asla kelam konusu olmayacaktır.
Bugün kendi ülkelerinden kaçmak için kaygı ortasında yabancıların uçaklarına doluşan, yetmedi bu uçakların iniş kadrolarına sarılan insanların dramatik ve yürek yaralayıcı tablosu karşısında Ulusal Mücadele’nin bir defa daha mütalaası, bir daha ele alınması kanaatimce mecburidir.
Kurucu kahramanlar hiç kimsenin ipiyle kuyuya inmedikleri üzere, ikram ve iltifat da beklememişlerdir. Türk milletini en şiddetli devirlerde, ateşle çevrili bölümlerde dirayetli biçimde tutan bu muazzam ve onurlu haslet Anadolu coğrafyasındaki mevcudiyetimizin kemer taşıdır.
Bizim gidecek öbür bir yurdumuz, terk edecek bir toprağımız, sığınacak bir limanımız yoktur. Zalimlerden medet ummadık, zulme göz yummadık, vatanımıza sırt dönüp müstevlilerin paralı askerliğine heves edenlerden olmadık. Gerçekten Sakarya destanı bunun ispatı ve ilanıdır.
tartışmasız dirençle tutunduğumuz Sakarya kıyıları Türkiye Cumhuriyeti’nin müşfik, muzaffer ve mübarek kollarının açılmasını teminle tarihin ana yatağının değişmesine yol açmıştır.
Kelam konusu bu değişim esaretin bataklığını kurutmuş, yıkılmış bir imparatorluğun enkazı üzerinde ulusal bir devletin kuruluşuna önayak olmuştur.
23 Ağustos 1921’de başlayıp 13 Eylül 1921’de zaferle neticelenen Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100’üncü yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi hürmet, takdirat ve rahmetle yad ediyorum. Allah hepsinden razı olsun diyorum.
Sakarya şuuru tıpkı bir kor üzere maşeri vicdanda gizli durdukça hıyanet ve hüsran kesinlikle surette ayaklar altında ezilmeye mahkum kalacaktır. Sakarya sadece bir ırmak, sadece bir kent ismi değil, Türk milletinin namus timsali, beka simgesi, bağımsızlık nişanesidir.