2009 ile 2011 senelerında Çalışma ve Toplumsal Güvenlik, 2011 ile 2013 içinde da Ulusal Eğitim Bakanlığı yapan Prof. Ömer Dinçer, Öze Dönüş Platformu’nun toplantısında gençlerle bir ortaya geldi.
Dinçer, eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Hâkim Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın isminin geçtiği 17-25 Aralık soruşturması ile ilgili soruya “17 – 25 Aralık’ta olup bitenler, benim AK Parti’yle yaşadığım ve birinci gün yüzüne çıkan ihtilaflardandır. Daha evvel biroldukca siyasette ihtilaflarımız da olmuştu. Ben ismi geçen bakanların Büyük Divan’a gitmesi, aklanacaklarsa da orada aklanmaları gerektiğini söylemiş oldum. Bunu yüksek sesle söyleyen iki bireydik. Biri bendim, biri de Nihat Ergün’dü. Bizim üzere düşünen diğerleri da vardı lakin yüksek sesle söyleyemiyorlardı” karşılığını verdi.
“O BÜYÜK DİVAN NASIL OLSA KURULACAK”
Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine göre; 17-25 Aralık devrinde parti tarafınca uyarıldıklarını belirten Dinçer, “Ben ikaza karşın fikrimi söylemeye devam ettim. Büyük Divan’da yargılansınlar diye oy da kullandım. niçini de şuydu: O Ulu Divan nasıl olsa kurulacak. AK Parti iktidardayken kurulmuş olsaydı en azından AK Parti kendi ortasında yanlış yapanlara hesap sormuş olacaktı” diye konuştu.
“FETÖ HADİSESİYLE KARŞILAŞIYORSANIZ, DEVLET DEĞİL İKTİDAR TEHLİKEDEDİR”
“O periyot atılan adımlar devletin menfaatleri için değil miydi?” sorusuna da karşılık veren Dinçer, “Türkler devleti epeyce kutsallaştırır. Lakin devletin çıkarı diye bir şey yoktur. Klasik devirde devletin çıkarından bahsediyorsanız hükümdarın çıkarını anlatmış olursunuz. Çağdaş periyotta devletin çıkarından bahsediyorsanız iktidarın çıkarından bahsetmiş oluyorsunuz. FETÖ hadisesiyle karşı karşıya kalıyorsanız devlet tehlikede değildir, iktidar tehlikededir. Size ‘Devlet tehlikede’ diyorlarsa gerisine bir bakın, kim fayda sağlıyor diye” sözlerini kullandı.
“Devlet ne vakit tehlikede olur biliyor musunuz?” diyen Dinçer, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Dış güçler sonunuzda silahıyla gelirler. bu biçimde devlet tehlikede olur.”
Dinçer, 17-25 Aralık periyoduyla ilgili kelamlarını, “O devir devlet tehlikede değildi. İktidarımız tahminen risk altına girmişti. Lakin bana göre o periyot bizim iktidarımız Şanlı Divan’da hesap verseydi, daha pak, daha ak olacaktı. Bugün yaşanan bir fazlaca sorun yaşanmayacaktı” sözleriyle noktaladı.
Dinçer, eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Hâkim Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın isminin geçtiği 17-25 Aralık soruşturması ile ilgili soruya “17 – 25 Aralık’ta olup bitenler, benim AK Parti’yle yaşadığım ve birinci gün yüzüne çıkan ihtilaflardandır. Daha evvel biroldukca siyasette ihtilaflarımız da olmuştu. Ben ismi geçen bakanların Büyük Divan’a gitmesi, aklanacaklarsa da orada aklanmaları gerektiğini söylemiş oldum. Bunu yüksek sesle söyleyen iki bireydik. Biri bendim, biri de Nihat Ergün’dü. Bizim üzere düşünen diğerleri da vardı lakin yüksek sesle söyleyemiyorlardı” karşılığını verdi.
“O BÜYÜK DİVAN NASIL OLSA KURULACAK”
Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine göre; 17-25 Aralık devrinde parti tarafınca uyarıldıklarını belirten Dinçer, “Ben ikaza karşın fikrimi söylemeye devam ettim. Büyük Divan’da yargılansınlar diye oy da kullandım. niçini de şuydu: O Ulu Divan nasıl olsa kurulacak. AK Parti iktidardayken kurulmuş olsaydı en azından AK Parti kendi ortasında yanlış yapanlara hesap sormuş olacaktı” diye konuştu.
“FETÖ HADİSESİYLE KARŞILAŞIYORSANIZ, DEVLET DEĞİL İKTİDAR TEHLİKEDEDİR”
“O periyot atılan adımlar devletin menfaatleri için değil miydi?” sorusuna da karşılık veren Dinçer, “Türkler devleti epeyce kutsallaştırır. Lakin devletin çıkarı diye bir şey yoktur. Klasik devirde devletin çıkarından bahsediyorsanız hükümdarın çıkarını anlatmış olursunuz. Çağdaş periyotta devletin çıkarından bahsediyorsanız iktidarın çıkarından bahsetmiş oluyorsunuz. FETÖ hadisesiyle karşı karşıya kalıyorsanız devlet tehlikede değildir, iktidar tehlikededir. Size ‘Devlet tehlikede’ diyorlarsa gerisine bir bakın, kim fayda sağlıyor diye” sözlerini kullandı.
“Devlet ne vakit tehlikede olur biliyor musunuz?” diyen Dinçer, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Dış güçler sonunuzda silahıyla gelirler. bu biçimde devlet tehlikede olur.”
Dinçer, 17-25 Aralık periyoduyla ilgili kelamlarını, “O devir devlet tehlikede değildi. İktidarımız tahminen risk altına girmişti. Lakin bana göre o periyot bizim iktidarımız Şanlı Divan’da hesap verseydi, daha pak, daha ak olacaktı. Bugün yaşanan bir fazlaca sorun yaşanmayacaktı” sözleriyle noktaladı.