Tıpkı bölgede 3’üncü sefer taş ocağı üretimi için ÇED süreci başlatıldı. Müdafaa altındaki ‘orman’ ve ‘ayı gülü’ üzere endemik bitki tiplerini barındıran ormanda açılmak istenen taş ocağı ile doğal hayat alanlarının ziyan bakılırsaceğini belirten yöre halkı, projeye karşı çıkmayı sürdürüyor.
“BU ORMAN, BİZİM ÖMÜR KAYNAĞIMIZ”
Kayaköy-Akçakese Mahallesi Kültür ve Dayanışma Derneği Lideri Ali Işık, taş ocağı yapılmak istenilen bölgenin 4 mahallenin ortasında kaldığını belirterek, “Buraya 3’üncü kere taş ocağı yapılmak isteniyor. İki kez taş ocağı projesini bizler mahkeme sonucuyla iptal ettirdik. 3’üncü kere taş ocağı açılmaya çalışılmasındaki ısrarı anlamıyoruz. Bu bölgede yaban bitkilerinin ağır olduğu, kimsenin bilmediği yöre bitkileri mevcuttur. Bu orman, bizim hayat kaynağımızdır. Bu ormanın eteklerinde bizim fındık bahçelerimiz var. Burada meyve bahçeleri var. Taş ocağının akabinde meyve bahçelerimizden meyve yiyebilecek miyiz?” dedi.
“HEYELAN OLABİLECEK BÖLGELERİMİZ VAR”
Kayaköy Akçakese Mahallesi muhtarı Ergün Yücetepe de taş ocağının ziraî alanlarının ortasında kaldığını belirterek, “Eğer ÇED olumlu raporu alırlarsa; buradan taş ocağı çıkarılması için özel firmaya devredecekler. Özel firmanın burada kaç yıl çalışacağı aşikâr değil. Projeye bakılırsa açılacak olan taş ocağının kapasitesi devasa yükseklikte. Ayda 3 sefer patlatma olacağı belirtiliyor. Burası 450 haneli bir mahalle. Şebeke suyumuz yok. Doğal kaynaklardan su gereksinimimizi karşılıyoruz. Şu anda burada nüfus az olsa da nüfusumuz yazın 3 binleri buluyor. Buradaki taş ocağı ziraî alanların içerinde kalıyor. Taş ocağının art kısmında heyelan olabilecek bölgelerimiz var. Bizim en büyük kaygımız; meskenlere ziyanının fazlaca büyük olacağı” diye konuştu.
“EVLERİMİZİN İÇERİSİNDE TİTRİYORUZ”
Mahalleliden Mehmet Baştaş da “Dağın doğu yakasında bizim konutlarımız var. Taş ocağı kurulmak istenen alana 70 metre uzaklıkta heyelan bölgesi bulunuyor. Bu orman yeri, köylülerimizin koruyup, kolladığı ömür alanı. Bu ormana havamız ve sıhhatimiz için bir müdahale olmasını istemiyoruz. Doğal su kaynaklarımızın patlatmalardan dolayı kesilmesinden telaş ediyoruz. Buraya taş ocağı yapılmasını istemiyoruz. Mahallemizde esasen mevcut bir taş ocağı var. Bununla ilgili gereğince düşüncedeyiz. 1 kilometrelik dağın batısında patlatma yapılıyor, doğusundaki kalan konutlarımızın içerisinde titriyoruz” dedi.
Yetkililer ise alandan alınacak taşların etraf yolu inşaatında kullanılacağını aktararak, ÇED süreci sonunda uygunluk görüşü verilmemesi halinde taş ocağı projesinin iptal edilebileceğini belirtti.
“BU ORMAN, BİZİM ÖMÜR KAYNAĞIMIZ”
Kayaköy-Akçakese Mahallesi Kültür ve Dayanışma Derneği Lideri Ali Işık, taş ocağı yapılmak istenilen bölgenin 4 mahallenin ortasında kaldığını belirterek, “Buraya 3’üncü kere taş ocağı yapılmak isteniyor. İki kez taş ocağı projesini bizler mahkeme sonucuyla iptal ettirdik. 3’üncü kere taş ocağı açılmaya çalışılmasındaki ısrarı anlamıyoruz. Bu bölgede yaban bitkilerinin ağır olduğu, kimsenin bilmediği yöre bitkileri mevcuttur. Bu orman, bizim hayat kaynağımızdır. Bu ormanın eteklerinde bizim fındık bahçelerimiz var. Burada meyve bahçeleri var. Taş ocağının akabinde meyve bahçelerimizden meyve yiyebilecek miyiz?” dedi.
“HEYELAN OLABİLECEK BÖLGELERİMİZ VAR”
Kayaköy Akçakese Mahallesi muhtarı Ergün Yücetepe de taş ocağının ziraî alanlarının ortasında kaldığını belirterek, “Eğer ÇED olumlu raporu alırlarsa; buradan taş ocağı çıkarılması için özel firmaya devredecekler. Özel firmanın burada kaç yıl çalışacağı aşikâr değil. Projeye bakılırsa açılacak olan taş ocağının kapasitesi devasa yükseklikte. Ayda 3 sefer patlatma olacağı belirtiliyor. Burası 450 haneli bir mahalle. Şebeke suyumuz yok. Doğal kaynaklardan su gereksinimimizi karşılıyoruz. Şu anda burada nüfus az olsa da nüfusumuz yazın 3 binleri buluyor. Buradaki taş ocağı ziraî alanların içerinde kalıyor. Taş ocağının art kısmında heyelan olabilecek bölgelerimiz var. Bizim en büyük kaygımız; meskenlere ziyanının fazlaca büyük olacağı” diye konuştu.
“EVLERİMİZİN İÇERİSİNDE TİTRİYORUZ”
Mahalleliden Mehmet Baştaş da “Dağın doğu yakasında bizim konutlarımız var. Taş ocağı kurulmak istenen alana 70 metre uzaklıkta heyelan bölgesi bulunuyor. Bu orman yeri, köylülerimizin koruyup, kolladığı ömür alanı. Bu ormana havamız ve sıhhatimiz için bir müdahale olmasını istemiyoruz. Doğal su kaynaklarımızın patlatmalardan dolayı kesilmesinden telaş ediyoruz. Buraya taş ocağı yapılmasını istemiyoruz. Mahallemizde esasen mevcut bir taş ocağı var. Bununla ilgili gereğince düşüncedeyiz. 1 kilometrelik dağın batısında patlatma yapılıyor, doğusundaki kalan konutlarımızın içerisinde titriyoruz” dedi.
Yetkililer ise alandan alınacak taşların etraf yolu inşaatında kullanılacağını aktararak, ÇED süreci sonunda uygunluk görüşü verilmemesi halinde taş ocağı projesinin iptal edilebileceğini belirtti.