Dünyada değişen ve gelişen teknolojiler, ömür ve tüketim alışkanlıklarıyla biroldukca meslek yok olmaya başlarken, ülkemizde de mahalle esnafı hala ‘insanlık ölmedi’ dedirten yaklaşımlarda bulunmaya devam ediyor.
Geçmişte seri üretimin bu derece gelişmemiş olmasıyla terzilik değerli ve yaygın bir meslekti. Gelişen teknolojiler ve hayat alışkanlıkları da biroldukça meslek üzere terziliği de etkilemişti.
henüz her mahallede bulunan terziler son senelerda mahallelerde azalırken, AVM’lerde alt katlarda da olsa gereksinim duyulmaya devam ediliyor.
Acil durumlar, oturmayan kalıplar, daraltmalar, kısaltmalar derken, terzilere gereksinim bitmiyor.
Ancak son senelerda ekonomik problemlerle baş etmeye çalışan herkes üzere küçük esnaf da eziliyor. Toplumdaki sosyolojik problemler da hayata eklenince kimi vakit yaşanan iç ısıtan öykülere muhtaçlık her zamankinden çok oluyor.
Twitter’da bir kullanıcı yaşadığı bir anıyı paylaşıyor. Akşam geç vakit gittiği terzide aldığı hizmet karşısında yaşanılanlar insanlığa olan umudumuzu canlandırıyor.
twitter.com
Uğraştırmak istemediği için ayrıntılara takılmayan kişi, esnafın işine hürmetini vurguluyor.
Detaycılık ve mükemmeliyetçilik saat geç de olsa nazaranv başında kalıyor.
Esnaftan gelen tokgözlülük, ısrarla karşılaşıyor.
Neredeyse aykırı orantılı da olsa bir kurban pazarlığına girişiliyor.
İyi iş her daim övgüyü hak ediyor.
Son olarak övülen esnafın reklamını da yapmamak olmuyor.
Ancak yapılan yorumlar da bir bu kıssa kadar iç ısıtanlar olduğu üzere toplumsal olarak tenkitler de görülüyor.
Ekonomik kurallar da kimi vakit insanlığı önüne geçebiliyor.
İstisnalar düsturları bozmuyor lakin kimin epey kimin istisna olduğu da seçilemiyor.
Dedik ya kim istisna kim değil diye…
Herkes kendine göre bir haklılık yaratıyor.
Yaşanılan toplumsal travmalar da tesirli oluyor.
Romantizm kadar realizm de önümüzde kocaman bir biçimde duruyor.
Ve tabi hala romantizm ölmedi.
“İyiler de yok değil ancak berbatlar kalabalık”
Devir değişiyor.
Bir yandan da mahallî idareler de takviyeye çağrılıyor. Sizin tarafınız ne bu öyküde? Romantizme hala muhtaçlığımız var mı? Realizm düzgünlüğe mani mi? Yorumlarda buluşalım.
Geçmişte seri üretimin bu derece gelişmemiş olmasıyla terzilik değerli ve yaygın bir meslekti. Gelişen teknolojiler ve hayat alışkanlıkları da biroldukça meslek üzere terziliği de etkilemişti.
henüz her mahallede bulunan terziler son senelerda mahallelerde azalırken, AVM’lerde alt katlarda da olsa gereksinim duyulmaya devam ediliyor.
Acil durumlar, oturmayan kalıplar, daraltmalar, kısaltmalar derken, terzilere gereksinim bitmiyor.
Ancak son senelerda ekonomik problemlerle baş etmeye çalışan herkes üzere küçük esnaf da eziliyor. Toplumdaki sosyolojik problemler da hayata eklenince kimi vakit yaşanan iç ısıtan öykülere muhtaçlık her zamankinden çok oluyor.
Twitter’da bir kullanıcı yaşadığı bir anıyı paylaşıyor. Akşam geç vakit gittiği terzide aldığı hizmet karşısında yaşanılanlar insanlığa olan umudumuzu canlandırıyor.
twitter.com
Uğraştırmak istemediği için ayrıntılara takılmayan kişi, esnafın işine hürmetini vurguluyor.
Detaycılık ve mükemmeliyetçilik saat geç de olsa nazaranv başında kalıyor.
Esnaftan gelen tokgözlülük, ısrarla karşılaşıyor.
Neredeyse aykırı orantılı da olsa bir kurban pazarlığına girişiliyor.
İyi iş her daim övgüyü hak ediyor.
Son olarak övülen esnafın reklamını da yapmamak olmuyor.
Ancak yapılan yorumlar da bir bu kıssa kadar iç ısıtanlar olduğu üzere toplumsal olarak tenkitler de görülüyor.
Ekonomik kurallar da kimi vakit insanlığı önüne geçebiliyor.
İstisnalar düsturları bozmuyor lakin kimin epey kimin istisna olduğu da seçilemiyor.
Dedik ya kim istisna kim değil diye…
Herkes kendine göre bir haklılık yaratıyor.
Yaşanılan toplumsal travmalar da tesirli oluyor.
Romantizm kadar realizm de önümüzde kocaman bir biçimde duruyor.
Ve tabi hala romantizm ölmedi.
“İyiler de yok değil ancak berbatlar kalabalık”
Devir değişiyor.
Bir yandan da mahallî idareler de takviyeye çağrılıyor. Sizin tarafınız ne bu öyküde? Romantizme hala muhtaçlığımız var mı? Realizm düzgünlüğe mani mi? Yorumlarda buluşalım.