Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşme yapmak üzere Türkiye’ye gelmesine, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) reaksiyon gösterdi. HKP Genel Merkezi, “AB-D Emperyalizminin temsilcileri ve piyonları ülkemiz topraklarını kirletmeye devam ediyor” başlıklı bir yazılı açıklama yayınladı.
Yapılan açıklamada, “Ege Denizi’nin doğusundaki toplam 23 Ada’dan 22’si Yunanistan tarafınca silahlandırılmıştır. Yunanistan’ın Ege adalarındaki askeri yığınağı bir Ordu Komutanlığı düzeyinde olup Türkiye için potansiyel bir tehdittir. Bu askeri yığınağın savunma maksatlı değil taarruz emelli olduğu epeyce açıktır” denildi.
“MİÇOTAKİS’İN TÜRKİYE’YE GELİŞİ DİKKATLE İNCELENMELİDİR”
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye ziyaretlerinin tesadüf olmadığı, Rusya ile Ukrayna içinde krizi ile ilgili olduğu belirtilerek, şu sözlere yer verildi:
“bir müddetdir, ABD ve AB Emperyalistleri tarafınca yüz verilmeyen, ciddiye alınmayan AKP’giller; geçmişte ettiği büyük lafları yalayıp yutarak kuzeyimizdeki krizi fırsata çevirme telaşı ortasındadır. Meblağ mı? Tutmayacağı fazlaca açık… Batılı Emperyalistlerin ve uşaklarının bu çeşitten geliş gidişleri de Karadeniz’deki krizden Türkiye eliyle ne tıp çıkarlar sağlayabiliriz, hesapları yapmak içindir. Lakin Ege Denizi’nde birtakımı İstanbul’daki Büyükada’nın üç katı büyüklüğünde olan 20 Ada’mızın ve 2 Kayalığın 2004’den bu yana Yunanistan tarafınca işgal ve ilhakının devam ettiği; silahlardan arındırılma şartıyla Yunanistan’a bırakılan adalara ve işgal ettikleri 20 Ada’mıza asker, silah, mühimmat yığıldığı, savaş tatbikatlarının yapıldığı bir ortamda Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye’ye gelişi dikkatle incelenmelidir.”
“AKP’GİLLER’LE YAPILAN KİRLİ PAZARLIKLAR kararıNDA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR”
Açıklamanın devamında şunlar açıklandı:
“Batılı Emperyalistler kelamda Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini kınamaktalar ve hatta Ukrayna’ya her türlü silah yardımını yapmaktalar. Lakin ülkemizin vatan toprakları 2004 yılından bu yana Yunanistan tarafınca işgal altında. bir daha milletlerarası mukavelelere göre silahsızlandırılması öngörülen adalarda namluları Türkiye’ye dönük olarak askeri tatbikatlar yapılmakta. Bu işgale karşı ülkemizde bizden ve Ulusal Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Sayın Ümit Yalım’dan diğer kimsenin sesi çıkmadığı üzere; ‘Yunanistan’ın bu adalardaki egemenliği sorgulanamaz.
Türkiye buna hürmet duymalı, provakatif söz ve hareketlerden kaçınmalı’ diyen AB Sözcüsü Peter Stano ve ‘Adaların silahlandırılmasında Türkiye’nin kelam hakkı yok’ diyen Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da memleketler arası kontratların türel statüsünü hiçe sayarak işgali ve ihlalleri savunmaktalar. Bu işgal tek taraflı değildir, AKP’giller’le yapılan kirli pazarlıklar kararında gerçekleştirilmiştir.”
“AKP’GİLLER VATANA İHANET CÜRMÜ İŞLEMİŞTİR”
“Geçtiğimiz günlerde (10 Şubat 2022’de) Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, ‘Lozan’da Yunanistan’a bırakılan’ Ege Adalarını silahlandırdığını mektupla Birleşmiş Milletler’e iletti. ‘Yunanistan’ın adaları silahlandırdığını, birkaç asker koyduğunu, bundan vazgeçilmezse adaların egemenliğinin tartışılır hale geleceğini’ söyleyerek kelamda Atina’yı ‘uyardı’. Burada bir parantez açmakta yarar var. Çavuşoğlu, ‘Söz konusu adalar, Lozan ve Paris muahedesi ile Yunanistan’a silahsızlandırma kaidesiyle verilmiştir’, diyerek yalnızca ‘Lozan’da Yunanistan’a bırakılan’ adaların silahlandırılmasından kelam ediyor.
Lozan’da bize bırakılan 20 Ada’nın ve 2 Kayalığın Yunanistan tarafınca işgal ve ilhak edildiğini ise ağzına bile almıyor. niye? Zira vatan topraklarının bir kısmını menfaat karşılığında, gönüllüce öbür bir devletin egemenliğine terk ederek vatana ihanet kabahati işleyenler şahsen AKP’giller’in kendileridir. Devletin Dışişleri Bakanı, ‘adalara birkaç asker koyulduğu’nu tez ederek kelamda ihtarlar yaptığını sanıyor. Lakin bu telaffuzlarıyla adalardaki 18 yıllık işgal ve ilhakın boyutunu küçültüyor.”
“YUNANİSTAN TARAFINDAN SİLAHLANIDIRILMIŞTIR”
“halbuki mevcut durum prestijiyle, Ege Denizi’nin doğusundaki toplam 23 Ada’dan 22’si Yunanistan tarafınca silahlandırılmıştır. Adalara, toplam 2 Mekanize Tümen, 4 Mekanize Tugay, 16 Tabur-Alay konuşlandırılmış, 5 Havaalanı inşa edilmiş, yüzlerce tank, zırhlı işçi taşıyıcı, top ve binlerce asker yerleştirilmiştir. Dahası Yunanistan’ın Ege adalarındaki askeri yığınağı bir Ordu Komutanlığı düzeyinde olup Türkiye için potansiyel bir tehdittir. Bu askeri yığınağın savunma hedefli değil taarruz hedefli olduğu fazlaca açıktır.
Görüldüğü üzere, Çavuşoğlu’nun bu boş teneke gürültüsünü ciddiye alan bile yok. Çavuşoğlu’nun 10 Şubat 2022’deki üstteki açıklamalarının daha sonrasındasında Yunan Savunma Bakan Yardımcısı Nikolaos Hardalias, (Çavuşoğlu’na meydan okuyarak); ‘Bu adalar bizimdir, hiç bir biçimde taviz vermeyeceğiz’ diyerek, 10 Şubat 2022’de Bozbaba, Semadirek ve Limni Adalarını, 11 Şubat 2022’de Midilli, İpsara, Sakız, Koyun adalarını, 12 Şubat 2022’de Nergizçik, Eşek, Bulamaç, Kalolimnoz ve Keçi adalarını, 13 Şubat 2022’de İstanköy, Sömbeki ve Meis Adalarını ziyaret ederek egemenlik ve bayrak gösterisi yaptı, Türk Hava Alanını tekraren ihlal etti.”
“ÜÇ MAYMUNU OYNADILAR”
“Bir ‘Kardeşlik Denizi’ olması gereken Ege Denizi’ni, ‘Yunan Denizi’ yapma peşindeler. Ve AKP’giller’den aldıkları hamasetle Ege Denizi’nde Türk Balıkçılara yönelik zorbalıklar yapmaktadırlar. Balıkçılarımıza ateş etme cüretini, onları tutuklama yüreğini gösterebilmektedirler. Hatırlayacağımız üzere yakın vakitte bir daha bir Türk Balıkçı Teknesini taciz etmeye çalışan Yunan Botuna bir balıkçımız baş tutmuş, gereken yanıtı vermiş ve AKP’giller’in yapmadığını-yapamadığını yapmıştır.
Öbür bir anlatımla Yunanistan, Ege Denizi’nde Sevr’i uygulamaktadır. Pekala, Türk Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve hatta Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden kişi tüm bunlara karşı ne yaptı? Sözün tam manasıyla üç maymunu oynadılar: Görmedim, duymadım, bilmiyorum… Yunanistan’ın adaları silahlandırması Memleketler arası Hukuka açıkça terstir. Çünkü 1923 Lozan Antlaşması’nın 12 ve 13. Unsurları ile 1947 Paris Antlaşması’nın 14. Unsuruna bakılırsa bu adalar gayri askeri statüdedir. Bu mutabakatlara muhalif her davranış milletlerarası hukukta ‘mukabele-i bilmisil’ (misliyle mukabele) hakkı verir. Lakin 20 yıldır ülkemizin iktidar koltuklarını işgal edenler biraz daha iktidarda kalabilmek uğruna bütün ulusal çıkarlarımızı ayaklar altına almaktalar.”
“AKP’GİLLER ADALARIMIZI YUNANİSTAN’A PEŞKEŞ ÇEKMİŞTİR”
“Halkın Kurtuluş Partisi olarak yıllardır yazıp çiziyoruz, kabahat duyuruları yapıyoruz; Ulusal Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Sayın Ümit Yalım da yıllardır birebir biçimde Adalarımızın işgaline dikkat çekiyor. Bizden öteki kimse bu ulusal sıkıntımızı gündeme almıyor. İktidardaki AKP de Meclisteki muhalefet de birebir vurdumduymazlık arasındaler. Ve hatta AKP’giller; Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi alabilmek uğruna bu adalarımızı Yunanistan’a peşkeş çekmiştir.
Bir diğer anlatımla Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkilileri; Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki memleketler arası hukuka açıkça alışılmamış saldırgan aksiyonları karşısında, askeri ya da diplomatik alanda ülkenin ulusal çıkarlarını hami bir siyaset izlememekteler. AKP’giller’de bu biçimde bir yurtseverlik, halkseverlik yoktur. Bu niçinle de açıkça vatan topraklarının işgaline seyirci kalmaktalar, hata işlemekteler.”
“ADALARIMIZ GERİ ALINACAKTIR”
“İşte bu ortamda pazar günü ülkemizi ziyaret edecek Yunanistan Başbakanı’na, milletlerarası anlaşmaları-sözleşmeleri ihlal ederek Ege Denizi’ndeki işgal ve ilhak ettikleri adalarımızı terk etmeleri ve adaların silahlandırılmasına son vermeleri gerektiğini söyleyebilmeleri mümkün değildir. Bu halsızlık, hem de vatana ihanet kabahatini oluşturmaktadır. HKP iktidarında, Yunanistan tarafınca işgal ve ilhak edilen bütün Adalarımız her ne surette olursa olsun geri alınacaktır!
Milletlerarası mutabakatlarla, kontratlarla ortak haklarımızın olduğu adalarda ise haklarımıza sonuna kadar sahip çıkılacaktır. HKP önderliğinde kurulacak olan Demokratik Halk İktidarında, kim bu vatana ihanet cürmüne bulaşmışsa bu kabahatlerin hesabı da; bağımsız ve tarafsız mahkemeler huzurunda tek tek sorulacaktır. Bunu kimse unutmasın!”
Yapılan açıklamada, “Ege Denizi’nin doğusundaki toplam 23 Ada’dan 22’si Yunanistan tarafınca silahlandırılmıştır. Yunanistan’ın Ege adalarındaki askeri yığınağı bir Ordu Komutanlığı düzeyinde olup Türkiye için potansiyel bir tehdittir. Bu askeri yığınağın savunma maksatlı değil taarruz emelli olduğu epeyce açıktır” denildi.
“MİÇOTAKİS’İN TÜRKİYE’YE GELİŞİ DİKKATLE İNCELENMELİDİR”
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye ziyaretlerinin tesadüf olmadığı, Rusya ile Ukrayna içinde krizi ile ilgili olduğu belirtilerek, şu sözlere yer verildi:
“bir müddetdir, ABD ve AB Emperyalistleri tarafınca yüz verilmeyen, ciddiye alınmayan AKP’giller; geçmişte ettiği büyük lafları yalayıp yutarak kuzeyimizdeki krizi fırsata çevirme telaşı ortasındadır. Meblağ mı? Tutmayacağı fazlaca açık… Batılı Emperyalistlerin ve uşaklarının bu çeşitten geliş gidişleri de Karadeniz’deki krizden Türkiye eliyle ne tıp çıkarlar sağlayabiliriz, hesapları yapmak içindir. Lakin Ege Denizi’nde birtakımı İstanbul’daki Büyükada’nın üç katı büyüklüğünde olan 20 Ada’mızın ve 2 Kayalığın 2004’den bu yana Yunanistan tarafınca işgal ve ilhakının devam ettiği; silahlardan arındırılma şartıyla Yunanistan’a bırakılan adalara ve işgal ettikleri 20 Ada’mıza asker, silah, mühimmat yığıldığı, savaş tatbikatlarının yapıldığı bir ortamda Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye’ye gelişi dikkatle incelenmelidir.”
“AKP’GİLLER’LE YAPILAN KİRLİ PAZARLIKLAR kararıNDA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR”
Açıklamanın devamında şunlar açıklandı:
“Batılı Emperyalistler kelamda Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini kınamaktalar ve hatta Ukrayna’ya her türlü silah yardımını yapmaktalar. Lakin ülkemizin vatan toprakları 2004 yılından bu yana Yunanistan tarafınca işgal altında. bir daha milletlerarası mukavelelere göre silahsızlandırılması öngörülen adalarda namluları Türkiye’ye dönük olarak askeri tatbikatlar yapılmakta. Bu işgale karşı ülkemizde bizden ve Ulusal Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Sayın Ümit Yalım’dan diğer kimsenin sesi çıkmadığı üzere; ‘Yunanistan’ın bu adalardaki egemenliği sorgulanamaz.
Türkiye buna hürmet duymalı, provakatif söz ve hareketlerden kaçınmalı’ diyen AB Sözcüsü Peter Stano ve ‘Adaların silahlandırılmasında Türkiye’nin kelam hakkı yok’ diyen Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da memleketler arası kontratların türel statüsünü hiçe sayarak işgali ve ihlalleri savunmaktalar. Bu işgal tek taraflı değildir, AKP’giller’le yapılan kirli pazarlıklar kararında gerçekleştirilmiştir.”
“AKP’GİLLER VATANA İHANET CÜRMÜ İŞLEMİŞTİR”
“Geçtiğimiz günlerde (10 Şubat 2022’de) Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, ‘Lozan’da Yunanistan’a bırakılan’ Ege Adalarını silahlandırdığını mektupla Birleşmiş Milletler’e iletti. ‘Yunanistan’ın adaları silahlandırdığını, birkaç asker koyduğunu, bundan vazgeçilmezse adaların egemenliğinin tartışılır hale geleceğini’ söyleyerek kelamda Atina’yı ‘uyardı’. Burada bir parantez açmakta yarar var. Çavuşoğlu, ‘Söz konusu adalar, Lozan ve Paris muahedesi ile Yunanistan’a silahsızlandırma kaidesiyle verilmiştir’, diyerek yalnızca ‘Lozan’da Yunanistan’a bırakılan’ adaların silahlandırılmasından kelam ediyor.
Lozan’da bize bırakılan 20 Ada’nın ve 2 Kayalığın Yunanistan tarafınca işgal ve ilhak edildiğini ise ağzına bile almıyor. niye? Zira vatan topraklarının bir kısmını menfaat karşılığında, gönüllüce öbür bir devletin egemenliğine terk ederek vatana ihanet kabahati işleyenler şahsen AKP’giller’in kendileridir. Devletin Dışişleri Bakanı, ‘adalara birkaç asker koyulduğu’nu tez ederek kelamda ihtarlar yaptığını sanıyor. Lakin bu telaffuzlarıyla adalardaki 18 yıllık işgal ve ilhakın boyutunu küçültüyor.”
“YUNANİSTAN TARAFINDAN SİLAHLANIDIRILMIŞTIR”
“halbuki mevcut durum prestijiyle, Ege Denizi’nin doğusundaki toplam 23 Ada’dan 22’si Yunanistan tarafınca silahlandırılmıştır. Adalara, toplam 2 Mekanize Tümen, 4 Mekanize Tugay, 16 Tabur-Alay konuşlandırılmış, 5 Havaalanı inşa edilmiş, yüzlerce tank, zırhlı işçi taşıyıcı, top ve binlerce asker yerleştirilmiştir. Dahası Yunanistan’ın Ege adalarındaki askeri yığınağı bir Ordu Komutanlığı düzeyinde olup Türkiye için potansiyel bir tehdittir. Bu askeri yığınağın savunma hedefli değil taarruz hedefli olduğu fazlaca açıktır.
Görüldüğü üzere, Çavuşoğlu’nun bu boş teneke gürültüsünü ciddiye alan bile yok. Çavuşoğlu’nun 10 Şubat 2022’deki üstteki açıklamalarının daha sonrasındasında Yunan Savunma Bakan Yardımcısı Nikolaos Hardalias, (Çavuşoğlu’na meydan okuyarak); ‘Bu adalar bizimdir, hiç bir biçimde taviz vermeyeceğiz’ diyerek, 10 Şubat 2022’de Bozbaba, Semadirek ve Limni Adalarını, 11 Şubat 2022’de Midilli, İpsara, Sakız, Koyun adalarını, 12 Şubat 2022’de Nergizçik, Eşek, Bulamaç, Kalolimnoz ve Keçi adalarını, 13 Şubat 2022’de İstanköy, Sömbeki ve Meis Adalarını ziyaret ederek egemenlik ve bayrak gösterisi yaptı, Türk Hava Alanını tekraren ihlal etti.”
“ÜÇ MAYMUNU OYNADILAR”
“Bir ‘Kardeşlik Denizi’ olması gereken Ege Denizi’ni, ‘Yunan Denizi’ yapma peşindeler. Ve AKP’giller’den aldıkları hamasetle Ege Denizi’nde Türk Balıkçılara yönelik zorbalıklar yapmaktadırlar. Balıkçılarımıza ateş etme cüretini, onları tutuklama yüreğini gösterebilmektedirler. Hatırlayacağımız üzere yakın vakitte bir daha bir Türk Balıkçı Teknesini taciz etmeye çalışan Yunan Botuna bir balıkçımız baş tutmuş, gereken yanıtı vermiş ve AKP’giller’in yapmadığını-yapamadığını yapmıştır.
Öbür bir anlatımla Yunanistan, Ege Denizi’nde Sevr’i uygulamaktadır. Pekala, Türk Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve hatta Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden kişi tüm bunlara karşı ne yaptı? Sözün tam manasıyla üç maymunu oynadılar: Görmedim, duymadım, bilmiyorum… Yunanistan’ın adaları silahlandırması Memleketler arası Hukuka açıkça terstir. Çünkü 1923 Lozan Antlaşması’nın 12 ve 13. Unsurları ile 1947 Paris Antlaşması’nın 14. Unsuruna bakılırsa bu adalar gayri askeri statüdedir. Bu mutabakatlara muhalif her davranış milletlerarası hukukta ‘mukabele-i bilmisil’ (misliyle mukabele) hakkı verir. Lakin 20 yıldır ülkemizin iktidar koltuklarını işgal edenler biraz daha iktidarda kalabilmek uğruna bütün ulusal çıkarlarımızı ayaklar altına almaktalar.”
“AKP’GİLLER ADALARIMIZI YUNANİSTAN’A PEŞKEŞ ÇEKMİŞTİR”
“Halkın Kurtuluş Partisi olarak yıllardır yazıp çiziyoruz, kabahat duyuruları yapıyoruz; Ulusal Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Sayın Ümit Yalım da yıllardır birebir biçimde Adalarımızın işgaline dikkat çekiyor. Bizden öteki kimse bu ulusal sıkıntımızı gündeme almıyor. İktidardaki AKP de Meclisteki muhalefet de birebir vurdumduymazlık arasındaler. Ve hatta AKP’giller; Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi alabilmek uğruna bu adalarımızı Yunanistan’a peşkeş çekmiştir.
Bir diğer anlatımla Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkilileri; Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki memleketler arası hukuka açıkça alışılmamış saldırgan aksiyonları karşısında, askeri ya da diplomatik alanda ülkenin ulusal çıkarlarını hami bir siyaset izlememekteler. AKP’giller’de bu biçimde bir yurtseverlik, halkseverlik yoktur. Bu niçinle de açıkça vatan topraklarının işgaline seyirci kalmaktalar, hata işlemekteler.”
“ADALARIMIZ GERİ ALINACAKTIR”
“İşte bu ortamda pazar günü ülkemizi ziyaret edecek Yunanistan Başbakanı’na, milletlerarası anlaşmaları-sözleşmeleri ihlal ederek Ege Denizi’ndeki işgal ve ilhak ettikleri adalarımızı terk etmeleri ve adaların silahlandırılmasına son vermeleri gerektiğini söyleyebilmeleri mümkün değildir. Bu halsızlık, hem de vatana ihanet kabahatini oluşturmaktadır. HKP iktidarında, Yunanistan tarafınca işgal ve ilhak edilen bütün Adalarımız her ne surette olursa olsun geri alınacaktır!
Milletlerarası mutabakatlarla, kontratlarla ortak haklarımızın olduğu adalarda ise haklarımıza sonuna kadar sahip çıkılacaktır. HKP önderliğinde kurulacak olan Demokratik Halk İktidarında, kim bu vatana ihanet cürmüne bulaşmışsa bu kabahatlerin hesabı da; bağımsız ve tarafsız mahkemeler huzurunda tek tek sorulacaktır. Bunu kimse unutmasın!”