İZMİR – Halkların Köprüsü Derneği tarafınca düzenlenen 2’nci İzmir Milletlerarası Mülteci Sinema Şenliği son gününde Alsancak Fransız Kültür Merkezi’nde devam etti.
Gün boyunca devam eden aktiflikte sinema gösterimleri ve sinemaların direktörleriyle söyleşiler gerçekleştirildi.
Bugünkü gösterimlerde “Penaber”, “Göçün 8 Şiiri”, “Küllerinden Doğmak” belgeselleri yer aldı. Sinemaların gösterimlerinin akabinde direktörlerle söyleşiler gerçekleştirildi.
‘İNSANLARIN GEÇMİŞTE YAŞADIKLARINI FOTOĞRAFLADIK, SİNEMAYA KOYDUK’
Suriye’deki iç savaşta eşini kaybettikten daha sonra küçük kızıyla İstanbul’a göç etmek zorunda kalan bir hanımın, ellerindeki oyuncak “Viewmaster” fotoğraf makinesi ile geçmişteki anılarına tutunmaya çalışmalarını bahis alan “Penaber” sinemasına ait direktör Ramazan Kılıç, sinemanın imaliyle ilgili süreci anlattı.
Üniversitede mültecilerle ilgili sinema yaptığını belirten Kılıç, “Fotoğraf makinesini kullanmak daima aklımda vardı. Fotoğraf makinesiyle bir öykü yapmayı düşündüm. Beş fotoğraf karesi iki görüntü tasarladım. Proje tasarımı üzerine düşünürken beş fotoğraf karesinde de insanların geçmişte yaşadıkları anı fotoğrafladık sinemaya koyduk. Beni etkileyen şeyler vardı. Sokakta bir mülteci ailenin çöpten yediği yemekten dolayı zehirlendiklerini görmüştüm. Bu olay beni etkiledi. Sineması yaparken ajitasyona girmemeye çalıştım. Mülteci sıkıntısı cok hassas bir meseledir” diye konuştu.
DİREKTÖR ENİZ İSTEK ÇERKES HALKINI ANLATTI: ÇOK ÖRGÜTLÜ BİR TOPLUM
Direktörlüğünü Enis Rıza’nın üstlendiği “Küllerinden Doğmak” belgeseli de şenliğin son gösterimlerinden biri oldu.
Gösterim daha sonrası Çerkes halkını, ömürlerini ve yaşadıkları zorlukları mevzu alan belgesele ait konuşan İstek, Çerkeslerin konukseverliklerine dikkat çekti.
İstek, “Garip bir konukseverlikleri var. Bir köyde çekim yaparken çekime başlamadan evvel kesinlikle birşeyler ikram ediyorlar. Bu süreçte biraz da Çerkesleştiğimizi söyleyebilirim. Çerkes toplumu fazlaca örgütlü bir toplum. Kendi ortasında baya örgütsel yapıları var. Kamera ardını anlatmak istiyorum. Çekim yaparken arkadaşlara bir şey söyleyemeye gidiyorum herkes ayağa kalkıyor. Otururken bir daha ayağa kalkıyorlar. Binlerce kilometre yol kat ettik ve söyleşiler yaptık. Çok süratli bir halde bu belgesel bitti” dedi.
Çerkes Kültür Derneği İdare Konseyi üyesi Özcan Atıcıer, belgeseli birinci çıktığı anda izlediklerini belirterek, “Bizim etkileyen bir belgesel. Bu manada kıymetli bir yapıta imza attı. Geleneğimizi kıymetli bir belgesel. Emeği geçen herkese Cerkes halkı ismine teşekkür ediyoruz” dedi.
Şenlik, Moskova’da mülteci olarak yaşayan ve aldığı borcu ödemek içi şiddetli bir uğraş veren genç bir hanımın kıssasını anlatan “Ayka” sinemasının gösterimi ile son buldu. (DUVAR)
Gün boyunca devam eden aktiflikte sinema gösterimleri ve sinemaların direktörleriyle söyleşiler gerçekleştirildi.
Bugünkü gösterimlerde “Penaber”, “Göçün 8 Şiiri”, “Küllerinden Doğmak” belgeselleri yer aldı. Sinemaların gösterimlerinin akabinde direktörlerle söyleşiler gerçekleştirildi.
‘İNSANLARIN GEÇMİŞTE YAŞADIKLARINI FOTOĞRAFLADIK, SİNEMAYA KOYDUK’
Suriye’deki iç savaşta eşini kaybettikten daha sonra küçük kızıyla İstanbul’a göç etmek zorunda kalan bir hanımın, ellerindeki oyuncak “Viewmaster” fotoğraf makinesi ile geçmişteki anılarına tutunmaya çalışmalarını bahis alan “Penaber” sinemasına ait direktör Ramazan Kılıç, sinemanın imaliyle ilgili süreci anlattı.
Üniversitede mültecilerle ilgili sinema yaptığını belirten Kılıç, “Fotoğraf makinesini kullanmak daima aklımda vardı. Fotoğraf makinesiyle bir öykü yapmayı düşündüm. Beş fotoğraf karesi iki görüntü tasarladım. Proje tasarımı üzerine düşünürken beş fotoğraf karesinde de insanların geçmişte yaşadıkları anı fotoğrafladık sinemaya koyduk. Beni etkileyen şeyler vardı. Sokakta bir mülteci ailenin çöpten yediği yemekten dolayı zehirlendiklerini görmüştüm. Bu olay beni etkiledi. Sineması yaparken ajitasyona girmemeye çalıştım. Mülteci sıkıntısı cok hassas bir meseledir” diye konuştu.
DİREKTÖR ENİZ İSTEK ÇERKES HALKINI ANLATTI: ÇOK ÖRGÜTLÜ BİR TOPLUM
Direktörlüğünü Enis Rıza’nın üstlendiği “Küllerinden Doğmak” belgeseli de şenliğin son gösterimlerinden biri oldu.
Gösterim daha sonrası Çerkes halkını, ömürlerini ve yaşadıkları zorlukları mevzu alan belgesele ait konuşan İstek, Çerkeslerin konukseverliklerine dikkat çekti.
İstek, “Garip bir konukseverlikleri var. Bir köyde çekim yaparken çekime başlamadan evvel kesinlikle birşeyler ikram ediyorlar. Bu süreçte biraz da Çerkesleştiğimizi söyleyebilirim. Çerkes toplumu fazlaca örgütlü bir toplum. Kendi ortasında baya örgütsel yapıları var. Kamera ardını anlatmak istiyorum. Çekim yaparken arkadaşlara bir şey söyleyemeye gidiyorum herkes ayağa kalkıyor. Otururken bir daha ayağa kalkıyorlar. Binlerce kilometre yol kat ettik ve söyleşiler yaptık. Çok süratli bir halde bu belgesel bitti” dedi.
Çerkes Kültür Derneği İdare Konseyi üyesi Özcan Atıcıer, belgeseli birinci çıktığı anda izlediklerini belirterek, “Bizim etkileyen bir belgesel. Bu manada kıymetli bir yapıta imza attı. Geleneğimizi kıymetli bir belgesel. Emeği geçen herkese Cerkes halkı ismine teşekkür ediyoruz” dedi.
Şenlik, Moskova’da mülteci olarak yaşayan ve aldığı borcu ödemek içi şiddetli bir uğraş veren genç bir hanımın kıssasını anlatan “Ayka” sinemasının gösterimi ile son buldu. (DUVAR)