BirGün gazetesinden Nurcan Gökdemir, “Kabineye artık gerek kalmadı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Gökdemir yazısında, Kabine Toplantısı’nın ikinci defa ertelenmesinin gerisinde yatan sebeplere değindi. Yazıda, Türkiye’nin son devirde yaşadığı felaketler ve diplomatik meselelerin akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntı günler geçirdiği anlatıldı.
“Erdoğan’ın tüm yetkileri elinde toplaması ile fiilen işlevsizleşen kabine artık göstermelik toplantılarını da yapmıyor.” denilen yazıda AKP’nin sıkıntılar karşısında çaresiz olduğu tabir edildi.
Gökdemir’in yazısı şöyleki:
“Sel, heyelan, yangın ve pandeminin yanı sıra 5 milyona yaklaşan sığınmacılara yenilerinin eklenmesine yol açacağı muhakkak olan Afganistan krizi. Tüm bu problemlere tahlil üretmek için var olan ‘Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’, ‘Cumhurbaşkanı Kabinesi’, ‘Bakanlar Kurulu’ ya da özetlemek gerekirse ‘Kabine’ denilen heyetin toplantısı ikinci kere ertelendi.
Bu erteleme heyetin toplantısından problemlere tahlil üretecek bir irade çıkacağı beklentisinden öte manalar taşıyor. Artık heyetin işlevsizliğini gizlemek için toplanarak hal koşulunu bile yerine getirmeye gereksinim duyulmuyor.
16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen Anayasa değişiklikleri ile oluşturulan kabinenin, “Tek adamlığı maskeleme” haricinde bir fonksiyonu olmayacağı yorumları ortadan geçen beş yılda doğrulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmen “Yürütmenin başı” olması, TBMM ile hudutlu kalmadan bakan ataması, bakanların TBMM’ye karşı hiç bir sorumluluğu ve hesap verme mecburiliği olmaması ile “semboliklik” Cumhurbaşkanlığı ile bakanlar içinde el değiştirdi.
SELAMLAŞMA DAHA UZUN
Geçmişte her hafta kesinlikle rutin olarak toplanan, ortalama 6-7 saatlik toplantılar yapan, vakit zaman da bu toplantıları gecenin geç saatlerine kadar uzayan Bakanlar Heyeti, yeni sistemde iki haftada bir ortalama 3 saat süren toplantılar yapmaya başladı. Bu toplantıların 1,5 saat sürenleri de oldu ve ‘selamlaşsalar daha uzun sürerdi’ yorumlarına yol açtı.
Erdoğan’ın Beştepe’deki Saray’da oluşturduğu ve hudutlu sayıdaki bürokratın olduğu iç kabinesi ile yönetilen ülkede bakanlara “Noterlik” vazifesi bile hayli görüldü. Erdoğan başkanlığındaki toplantılarda evvelde kararlaştırılan talimatları aldı ve bakılırsav yerlerine döndüler.
BAŞARISIZLIK GÖLGELENDİ
İktidarın başarısızlığını gizleyemez hale geldiği durumlarda da bakanlar halkta yükselen reaksiyonun yönlendirildiği amaç tahtaları oldu. Yolsuzluk, usulsüzlük söylentilerinin tüm yapıya yaygınlaştığının her gün yeni bir örneği ortaya çıkarken kendi bakanlığına değerli dezenfektan satan eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan bakılırsavden alınarak ‘Yolsuzluğa geçit yok’ iletisi verildi. Cemaatler tarikatlar elinde savrulan eğitimde yaşanan ve bir neslin ziyan edilmesi ile sonuçlanan krizin faturası misyonundan ayrılan Ziya Selçuk’a kesildi. ‘Onu oraya kim oturttu’ soruları duymazdan gelinerek iktisattaki başarısızlık damat Albayrak’a fatura edildi.
Yangınlar karşısında çaresiz kalan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, binlerce yurttaşın hayatını yitirdiği salgını yönetme aczi emsalsiz olan Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın mümkün bir revizyonda misyondan alınması da bir daha tıpkı gayeye hizmet etmeye yönelik olacak. Ülkenin son periyotta içine düştüğü salgın hastalık ve bununla ağırlaşan eğitim ve ekonomik problemler üzere sıcak gündem acil tahlil beklerken bu alanlarda gorevlendirilen bakanlar sıradan açıklamaları bile yapamadılar. Salgına karşı alınması gereken tedbirler, okulların açılıp açılmayacağı kararları daima Saray’dan duyuruldu. Ortada Saray’ı beklemeden açıklama yapanlar ya söylemiş olduklerini hayata geçiremediler ya da Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen farklı açıklamalara karşı susmakla yetindiler. Kamuoyu bilhassa Ulusal Eğitim Bakanlığı’ndan ayrılmak zorunda kalan Ziya Selçuk ile Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın özelinde buna çoğunlukla tanıklık etti.
Erdoğan’ın tüm yetkileri elinde toplaması ile fiilen işlevsizleşen kabine artık göstermelik toplantılarını da yapmıyor.
BAKANLAR SEL BÖLGESİNDE
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin toplantısını bir ayda ikinci sefer ertelemenin öne sürülen nedeni olarak belirtildi. Saray’dan geldiği bilinen kararların belirtildiğı yer olmasının ötesinde bir fonksiyonu bulunmayan kabinenin toplanmamasının niçinleri için rivayet türlü. Lakin pandemi periyodunda online yapılan toplantılar anımsatılarak ‘Artık Saray problemler karşısında çaresiz, kelamda de olsa tahlil teklifinde bulunamıyor, kabineyi topladıktan daha sonra açıklayabilecekleri somut bir şey üretemiyorlar, hamaset de artık halkı ikna etmiyor’ yorumları dillendiriliyor.
ÜLKE UZAY BOŞLUĞUNDA
Erdoğan’ın heyeti toplama muhtaçlığı duymamasının kuşkusuz bakanların aklına gereksinim duymaması ile fazlaca ilgisi var. Ancak artık diğer bir gerçek daha var. Toplasa da ülke için bir şey değişmeyecek. Alabilecekleri, alsalar da uygulayabilecekleri tek bir karar yok. İçeride dışarıda prestijleri yok, projeleri kalmamış ve de tüm mali kaynakları tüketmiş durumdalar. O kadar makûs durumdalar ki promter olmadan ülkeye dair tek söz edemiyorlar. Türkiye yörüngesinden çıkmış bir uzay gemisi üzere boşlukta ilerliyor. Maksadı olmadan. Erdoğan iktidarını kurtaracak mucize bekliyor. Beklerken de ülke boşlukta başına gelecekleri bekliyor.”
Gökdemir yazısında, Kabine Toplantısı’nın ikinci defa ertelenmesinin gerisinde yatan sebeplere değindi. Yazıda, Türkiye’nin son devirde yaşadığı felaketler ve diplomatik meselelerin akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntı günler geçirdiği anlatıldı.
“Erdoğan’ın tüm yetkileri elinde toplaması ile fiilen işlevsizleşen kabine artık göstermelik toplantılarını da yapmıyor.” denilen yazıda AKP’nin sıkıntılar karşısında çaresiz olduğu tabir edildi.
Gökdemir’in yazısı şöyleki:
“Sel, heyelan, yangın ve pandeminin yanı sıra 5 milyona yaklaşan sığınmacılara yenilerinin eklenmesine yol açacağı muhakkak olan Afganistan krizi. Tüm bu problemlere tahlil üretmek için var olan ‘Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’, ‘Cumhurbaşkanı Kabinesi’, ‘Bakanlar Kurulu’ ya da özetlemek gerekirse ‘Kabine’ denilen heyetin toplantısı ikinci kere ertelendi.
Bu erteleme heyetin toplantısından problemlere tahlil üretecek bir irade çıkacağı beklentisinden öte manalar taşıyor. Artık heyetin işlevsizliğini gizlemek için toplanarak hal koşulunu bile yerine getirmeye gereksinim duyulmuyor.
16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen Anayasa değişiklikleri ile oluşturulan kabinenin, “Tek adamlığı maskeleme” haricinde bir fonksiyonu olmayacağı yorumları ortadan geçen beş yılda doğrulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmen “Yürütmenin başı” olması, TBMM ile hudutlu kalmadan bakan ataması, bakanların TBMM’ye karşı hiç bir sorumluluğu ve hesap verme mecburiliği olmaması ile “semboliklik” Cumhurbaşkanlığı ile bakanlar içinde el değiştirdi.
SELAMLAŞMA DAHA UZUN
Geçmişte her hafta kesinlikle rutin olarak toplanan, ortalama 6-7 saatlik toplantılar yapan, vakit zaman da bu toplantıları gecenin geç saatlerine kadar uzayan Bakanlar Heyeti, yeni sistemde iki haftada bir ortalama 3 saat süren toplantılar yapmaya başladı. Bu toplantıların 1,5 saat sürenleri de oldu ve ‘selamlaşsalar daha uzun sürerdi’ yorumlarına yol açtı.
Erdoğan’ın Beştepe’deki Saray’da oluşturduğu ve hudutlu sayıdaki bürokratın olduğu iç kabinesi ile yönetilen ülkede bakanlara “Noterlik” vazifesi bile hayli görüldü. Erdoğan başkanlığındaki toplantılarda evvelde kararlaştırılan talimatları aldı ve bakılırsav yerlerine döndüler.
BAŞARISIZLIK GÖLGELENDİ
İktidarın başarısızlığını gizleyemez hale geldiği durumlarda da bakanlar halkta yükselen reaksiyonun yönlendirildiği amaç tahtaları oldu. Yolsuzluk, usulsüzlük söylentilerinin tüm yapıya yaygınlaştığının her gün yeni bir örneği ortaya çıkarken kendi bakanlığına değerli dezenfektan satan eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan bakılırsavden alınarak ‘Yolsuzluğa geçit yok’ iletisi verildi. Cemaatler tarikatlar elinde savrulan eğitimde yaşanan ve bir neslin ziyan edilmesi ile sonuçlanan krizin faturası misyonundan ayrılan Ziya Selçuk’a kesildi. ‘Onu oraya kim oturttu’ soruları duymazdan gelinerek iktisattaki başarısızlık damat Albayrak’a fatura edildi.
Yangınlar karşısında çaresiz kalan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, binlerce yurttaşın hayatını yitirdiği salgını yönetme aczi emsalsiz olan Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın mümkün bir revizyonda misyondan alınması da bir daha tıpkı gayeye hizmet etmeye yönelik olacak. Ülkenin son periyotta içine düştüğü salgın hastalık ve bununla ağırlaşan eğitim ve ekonomik problemler üzere sıcak gündem acil tahlil beklerken bu alanlarda gorevlendirilen bakanlar sıradan açıklamaları bile yapamadılar. Salgına karşı alınması gereken tedbirler, okulların açılıp açılmayacağı kararları daima Saray’dan duyuruldu. Ortada Saray’ı beklemeden açıklama yapanlar ya söylemiş olduklerini hayata geçiremediler ya da Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen farklı açıklamalara karşı susmakla yetindiler. Kamuoyu bilhassa Ulusal Eğitim Bakanlığı’ndan ayrılmak zorunda kalan Ziya Selçuk ile Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın özelinde buna çoğunlukla tanıklık etti.
Erdoğan’ın tüm yetkileri elinde toplaması ile fiilen işlevsizleşen kabine artık göstermelik toplantılarını da yapmıyor.
BAKANLAR SEL BÖLGESİNDE
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin toplantısını bir ayda ikinci sefer ertelemenin öne sürülen nedeni olarak belirtildi. Saray’dan geldiği bilinen kararların belirtildiğı yer olmasının ötesinde bir fonksiyonu bulunmayan kabinenin toplanmamasının niçinleri için rivayet türlü. Lakin pandemi periyodunda online yapılan toplantılar anımsatılarak ‘Artık Saray problemler karşısında çaresiz, kelamda de olsa tahlil teklifinde bulunamıyor, kabineyi topladıktan daha sonra açıklayabilecekleri somut bir şey üretemiyorlar, hamaset de artık halkı ikna etmiyor’ yorumları dillendiriliyor.
ÜLKE UZAY BOŞLUĞUNDA
Erdoğan’ın heyeti toplama muhtaçlığı duymamasının kuşkusuz bakanların aklına gereksinim duymaması ile fazlaca ilgisi var. Ancak artık diğer bir gerçek daha var. Toplasa da ülke için bir şey değişmeyecek. Alabilecekleri, alsalar da uygulayabilecekleri tek bir karar yok. İçeride dışarıda prestijleri yok, projeleri kalmamış ve de tüm mali kaynakları tüketmiş durumdalar. O kadar makûs durumdalar ki promter olmadan ülkeye dair tek söz edemiyorlar. Türkiye yörüngesinden çıkmış bir uzay gemisi üzere boşlukta ilerliyor. Maksadı olmadan. Erdoğan iktidarını kurtaracak mucize bekliyor. Beklerken de ülke boşlukta başına gelecekleri bekliyor.”