Diyetisyen Fatma Altıntaş Kaplan, Covid-19 pandemisi niçiniyle insan hayatında birfazlaca şeyin değiştiğini belirterek, bu vakitte artan obezite durumunu tabir eden ‘Covibesity’ isminde yeni bir tabirin ortaya çıktığını söylemiş oldu. Dünya Sıhhat Örgütü literatürüne ‘Covibesity’ olarak giren tabirin yeni bir pandemi olarak tanımlandığını anlatan Kaplan, bilhassa azalan fizikî aktivite ve değişen beslenme alışkanlıklarının obezite oranlarında artışa niye olduğunu aktardı. Kardiyovasküler hastalıkların oluşumunda biroldukca risk faktörü bulunduğunu ve obezitenin bunların en başında geldiğini anlatan Fatma Altıntaş Kaplan, 2012 yılında 17,5 milyon insanın vefatına niye olan kalp hastalıklarının, 2033’te 22,2 milyon insanın vefatına sebep olabileceğinin kestirim edildiğini deklare etti.
BESLENME VE FİZİKÎ AKTİVİTE ÇOK DEĞERLİ
Beslenme ve fizikî aktivitenin epey kıymetli olduğunu belirterek ihtarlarda bulunan Kaplan, obezite, artan kan basıncı, diyabet üzere faktörlerin kalp sıhhatini etkilediğini söyleyerek, “Kalp sıhhatini korurken değiştireceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz faktörler var. Yaş, cinsiyet ve kalıtım üzere faktörleri değiştiremezken öbür yandan kardiyovasküler hastalıklara taban hazırlayan fazla kilo, yetersiz, istikrarsız beslenme, fizikî inaktivite, yüksek kan basıncı, yüksek kan yağı, sigara ve tütün kullanması bizim değiştirebileceğimiz faktörlerdir. Beslenme kısmında dünyada kabul görmüş en ülkü beslenme tipi olan Akdeniz beslenmeyi öneriyoruz. Hem kalbimizi birebir vakitte obeziteye karşı korunmak için Akdeniz tipi beslenmeye yer verin” dedi.
BİTKİSEL YAĞLARI TERCİH EDİN
Mümkün olduğunca sağlıklı yağların tüketilmesi gerektiğini belirten Kaplan, zeytinyağı, fındık yağı, keten tohumu, avokado üzere doymamış bitkisel yağların tercih edilmesinin değerli olduğunu söylemiş oldu. Beslenmede günlük 4-5 porsiyon zerzevat ve meyveye yer verilmesi gerektiğini aktaran Fatma Altıntaş Kaplan, “Kalp sıhhatini muhafazada günlük posa alımı hayli değerlidir. Günlük 25-30 gram diyet posası alımından bahsediyoruz. Bunun için tam tahıllı besinleri hayatımıza dahil edelim. Kuru baklagillere haftada 2 kere yer vermeye çalışalım” diye konuştu.
TRANS YAĞLARDAN UZAK DURUN
Kalp sıhhatinde kıymetli yere sahip olan balık tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini de aktaran Kaplan, “Haftada 2 sefer balık tüketimini öneriyoruz. Sistemli balık tüketemeyen şahıslarda balık yağı destekleri kullanılabilir. Zira EPA ve DHA’nın bilhassa HDL kolesterol yani uygun kolesterolü yükseltici özelliği vardır. Trans yağların da LDL, yani berbat kolesterolü yükselttiğini biliyoruz. Kalp sıhhati için önemli kahırlar yaratabilecek trans yağlardan uzak durmak gerekir. Diyabet, kardiyovasküler hastalıklar için taban oluşturan bir öteki hastalıktır. Bilhassa 10 yıllık bir diyabet hastasının kalp hastalıklarına yakalanma riski yüzde 15-20 içindedır. Yüksek tansiyonlu bireylerin kalp krizi geçirme riski sağlıklı kan basıncı olanlara göre iki kat daha fazladır. Kan basıncındaki her 1 milimlik düşüş, yüzde 2-3 içinde kalp krizi geçirme riskini azaltmakta” dedi.
HAFTADA EN AZ 4 GÜN YARIM SAAT ORTA TEMPODA YÜRÜYÜN
Fizikî aktivitelerin kardiyovasküler hastalıklara karşı kollayıcı ve değiştirilebilir bir faktör olduğunu vurgulayan Kaplan, “Amerikan Kalp Vakfı haftada en az 4 gün en az 30 dakika boyunca orta şiddetli yürüyüş önermektedir. Bunu sürdürülebilir bir aktivite haline getirmeyi tavsiye ediyoruz. Hareket edin, en uygun fizikî aktivite, yapılan aktivitedir. Şahıslar içinde farklılık olmakla bir arada en az 30 dakika ve bu arttırılabilir bir biçimde nizamlı yürüyüşler hayatımız ortasında yer almalıdır. Hem obeziteye karşı birebir vakitte kalp sıhhatini korumak için Akdeniz tipi beslenin ve ömrünüze kesinlikle yürüyüşü dahil edin” diye konuştu.
BESLENME VE FİZİKÎ AKTİVİTE ÇOK DEĞERLİ
Beslenme ve fizikî aktivitenin epey kıymetli olduğunu belirterek ihtarlarda bulunan Kaplan, obezite, artan kan basıncı, diyabet üzere faktörlerin kalp sıhhatini etkilediğini söyleyerek, “Kalp sıhhatini korurken değiştireceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz faktörler var. Yaş, cinsiyet ve kalıtım üzere faktörleri değiştiremezken öbür yandan kardiyovasküler hastalıklara taban hazırlayan fazla kilo, yetersiz, istikrarsız beslenme, fizikî inaktivite, yüksek kan basıncı, yüksek kan yağı, sigara ve tütün kullanması bizim değiştirebileceğimiz faktörlerdir. Beslenme kısmında dünyada kabul görmüş en ülkü beslenme tipi olan Akdeniz beslenmeyi öneriyoruz. Hem kalbimizi birebir vakitte obeziteye karşı korunmak için Akdeniz tipi beslenmeye yer verin” dedi.
BİTKİSEL YAĞLARI TERCİH EDİN
Mümkün olduğunca sağlıklı yağların tüketilmesi gerektiğini belirten Kaplan, zeytinyağı, fındık yağı, keten tohumu, avokado üzere doymamış bitkisel yağların tercih edilmesinin değerli olduğunu söylemiş oldu. Beslenmede günlük 4-5 porsiyon zerzevat ve meyveye yer verilmesi gerektiğini aktaran Fatma Altıntaş Kaplan, “Kalp sıhhatini muhafazada günlük posa alımı hayli değerlidir. Günlük 25-30 gram diyet posası alımından bahsediyoruz. Bunun için tam tahıllı besinleri hayatımıza dahil edelim. Kuru baklagillere haftada 2 kere yer vermeye çalışalım” diye konuştu.
TRANS YAĞLARDAN UZAK DURUN
Kalp sıhhatinde kıymetli yere sahip olan balık tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini de aktaran Kaplan, “Haftada 2 sefer balık tüketimini öneriyoruz. Sistemli balık tüketemeyen şahıslarda balık yağı destekleri kullanılabilir. Zira EPA ve DHA’nın bilhassa HDL kolesterol yani uygun kolesterolü yükseltici özelliği vardır. Trans yağların da LDL, yani berbat kolesterolü yükselttiğini biliyoruz. Kalp sıhhati için önemli kahırlar yaratabilecek trans yağlardan uzak durmak gerekir. Diyabet, kardiyovasküler hastalıklar için taban oluşturan bir öteki hastalıktır. Bilhassa 10 yıllık bir diyabet hastasının kalp hastalıklarına yakalanma riski yüzde 15-20 içindedır. Yüksek tansiyonlu bireylerin kalp krizi geçirme riski sağlıklı kan basıncı olanlara göre iki kat daha fazladır. Kan basıncındaki her 1 milimlik düşüş, yüzde 2-3 içinde kalp krizi geçirme riskini azaltmakta” dedi.
HAFTADA EN AZ 4 GÜN YARIM SAAT ORTA TEMPODA YÜRÜYÜN
Fizikî aktivitelerin kardiyovasküler hastalıklara karşı kollayıcı ve değiştirilebilir bir faktör olduğunu vurgulayan Kaplan, “Amerikan Kalp Vakfı haftada en az 4 gün en az 30 dakika boyunca orta şiddetli yürüyüş önermektedir. Bunu sürdürülebilir bir aktivite haline getirmeyi tavsiye ediyoruz. Hareket edin, en uygun fizikî aktivite, yapılan aktivitedir. Şahıslar içinde farklılık olmakla bir arada en az 30 dakika ve bu arttırılabilir bir biçimde nizamlı yürüyüşler hayatımız ortasında yer almalıdır. Hem obeziteye karşı birebir vakitte kalp sıhhatini korumak için Akdeniz tipi beslenin ve ömrünüze kesinlikle yürüyüşü dahil edin” diye konuştu.