Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, Adana’da Furkan Vakfı üyelerinin yaptığı aksiyonda polisin müdahalesinin kabul edilemez olduğunu, şiddet uygulayanların cezalandırılması gerektiğini söylemiş oldu.
Türkiye’nin öncelikli gündeminin iktisat olduğunu söz eden Karamollaoğlu, “Akaryakıt fiyatları can yakıyor. Kentler ortası otobüs biletlerine bir artırım daha yapıldı. Kırmızı et meblağlarına yüzde 48 artırım yapıldı. Önlem alınmazsa önümüzdeki günlerde hayvancılığın da tükeneceğine işaret ediyor. Bu ortada Et ve Süt Kurumu liderinin açıklaması da meskenlere şenlik. niye yüzde 48 artırım yapmışlar? Zira et epey ucuzmuş, millet kuyruğa girmiş, o kuyruğu önlemek için. Allah akıl fikir versin. Yalnızca et değil ki, artırım yapılmayan hiç bir eser kalmadı” dedi.
“POLİS ŞİDDETİ KABUL EDİLEMEZ”
Adana’da Furkan Vakfı taraftarlarına yapılan polis müdahalesini de gündemine alan Karamollaoğlu, “İnsana yakışan kendisi yahut yakınları zulme uğrarken adalet nerede diye haykırmak değil, kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın bir haksızlık karşısında evvel adalet diyebilmektir. Furkan Vakfı’na polisin sert müdahalesini anlamakta zorlanıyorum. Basın açıklaması, yürüyüş ve protesto üzere en temel anayasal haklarını kullanan insanlara şiddet uygulanması kabul edilemez. Jopla, biber gazı ve hatta plastik mermilerle Furkan Vakfı mensuplarına karşı haddi aşanlar hakkında derhal süreç yapılmalıdır. Yere kapaklanmış, kendini müdafaaya çalışan bir beşere, hele de bir bayana vurulan o joplar yalnızca o bireye değil, bu ülkede adalet ve vicdan kavramlarına vurulmuş, yaralamış ve bir iz bırakmıştır” tabirlerini kullanmıştı.
“İSRAİL’E NASIL VE NE VAKİT TUTUM KOYACAĞIZ?”
Türkiye’nin pozisyonu prestijiyle rastgele bir ülke olmadığını, dünyanın en stratejik pozisyonunda olduğuna dikkat çeken Karamollaoğlu, Türkiye’nin dış politikayı ihmal etme lüksünün hiç bir vakit olmadığını, bundan daha sonra da olmayacağını belirtti. Saadet Partisi Genel Lideri, “Biz asla edilgen bir dış siyaset yürütemeyiz. Hem geri bırakılmış ülkeler, hem İslam ülkeleri darmadağınık. halbuki bir tarağın dişleri üzere yan yana olmamız, birbirimizin sıkıntılarıyla dertlenmemiz gerekir. Katliamı siyaset olarak benimseyen İsrail’e nasıl ve ne vakit hali koyacağız? Suriye’de barışın sağlanması için ne vakit adım atacağız? Ne vakit Keşmir’e el uzatacağız ve Hindistan’a karşı ne vakit tutum belirleyeceğiz? Gelin, üzerimizdeki bu meyyit toprağını daima bir arada atalım; mazlumlara ve mağdurlara sahip çıkalım. Sıkıntılarımızı birlikte çözmek için çaba edelim. Yoksa elimizde ne var ise kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırız” diye konuştu.
Türkiye’nin öncelikli gündeminin iktisat olduğunu söz eden Karamollaoğlu, “Akaryakıt fiyatları can yakıyor. Kentler ortası otobüs biletlerine bir artırım daha yapıldı. Kırmızı et meblağlarına yüzde 48 artırım yapıldı. Önlem alınmazsa önümüzdeki günlerde hayvancılığın da tükeneceğine işaret ediyor. Bu ortada Et ve Süt Kurumu liderinin açıklaması da meskenlere şenlik. niye yüzde 48 artırım yapmışlar? Zira et epey ucuzmuş, millet kuyruğa girmiş, o kuyruğu önlemek için. Allah akıl fikir versin. Yalnızca et değil ki, artırım yapılmayan hiç bir eser kalmadı” dedi.
“POLİS ŞİDDETİ KABUL EDİLEMEZ”
Adana’da Furkan Vakfı taraftarlarına yapılan polis müdahalesini de gündemine alan Karamollaoğlu, “İnsana yakışan kendisi yahut yakınları zulme uğrarken adalet nerede diye haykırmak değil, kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın bir haksızlık karşısında evvel adalet diyebilmektir. Furkan Vakfı’na polisin sert müdahalesini anlamakta zorlanıyorum. Basın açıklaması, yürüyüş ve protesto üzere en temel anayasal haklarını kullanan insanlara şiddet uygulanması kabul edilemez. Jopla, biber gazı ve hatta plastik mermilerle Furkan Vakfı mensuplarına karşı haddi aşanlar hakkında derhal süreç yapılmalıdır. Yere kapaklanmış, kendini müdafaaya çalışan bir beşere, hele de bir bayana vurulan o joplar yalnızca o bireye değil, bu ülkede adalet ve vicdan kavramlarına vurulmuş, yaralamış ve bir iz bırakmıştır” tabirlerini kullanmıştı.
“İSRAİL’E NASIL VE NE VAKİT TUTUM KOYACAĞIZ?”
Türkiye’nin pozisyonu prestijiyle rastgele bir ülke olmadığını, dünyanın en stratejik pozisyonunda olduğuna dikkat çeken Karamollaoğlu, Türkiye’nin dış politikayı ihmal etme lüksünün hiç bir vakit olmadığını, bundan daha sonra da olmayacağını belirtti. Saadet Partisi Genel Lideri, “Biz asla edilgen bir dış siyaset yürütemeyiz. Hem geri bırakılmış ülkeler, hem İslam ülkeleri darmadağınık. halbuki bir tarağın dişleri üzere yan yana olmamız, birbirimizin sıkıntılarıyla dertlenmemiz gerekir. Katliamı siyaset olarak benimseyen İsrail’e nasıl ve ne vakit hali koyacağız? Suriye’de barışın sağlanması için ne vakit adım atacağız? Ne vakit Keşmir’e el uzatacağız ve Hindistan’a karşı ne vakit tutum belirleyeceğiz? Gelin, üzerimizdeki bu meyyit toprağını daima bir arada atalım; mazlumlara ve mağdurlara sahip çıkalım. Sıkıntılarımızı birlikte çözmek için çaba edelim. Yoksa elimizde ne var ise kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırız” diye konuştu.