CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, Bilecik’te Bozhüyük Belediyesi’ni ziyaret etti. Burada Kılıçdaroğlu’nu, Belediye Lideri Mehmet Talat Bakkalcıoğlu karşıladı. Kılıçdaroğlu’na bir sunum yapan Bakkalcıoğlu, “Sanayiyi öne almak istiyoruz. Büyüyeceksek sanayi ile büyüyelim istiyoruz” dedi. nazaranve geldiklerinde 5 milyon lira borçla karşılaştıklarını kaydeden Bakkalcıoğlu, yurttaşlara ayda 10 metreküpe kadar suyu fiyatsız verdiklerini, 615 aileye toplumsal takviye sağladıklarını aktararak, “Salgında birlerce aileye ulaştık”
Bakkalcıoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Lideri Yılmaz Büyükerşen’nden esinlenerek, yeşil alanın olduğu büyük bir park planladıklarını söyleyerek, “Adını Bozpark koyalım diyoruz” dedi. Bakkalcıoğlu, Bozüyük’e 6 kilometre tramvay yapacaklarını aktardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, belediye ziyaretinin akabinde muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat liderleri ile özel bir otelde bir ortaya geldi. Toplantıya Eskişehir Büyükşehir Belediye Lideri Yılmaz Büyükerşen de katıldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söylemiş oldu:
DEMOKRASİNİN EHEMMİYETİ: “Kanaat başkanıyım demekle kanaat başkanı olunmaz. Kişiyi kanaat başkanı kılan, toplumun kendisidir. Olaylara serinkanlı bakan, problemlere akılcı tahlil üreten kişiyi toplum kanaat lideri kabul eder. Bu, köyde, apartmanda olabilir. Kanaat liderleri ile toplantı yapmamın maksadı şu; bu ülke benim ülkem değil, hepimizin bayrağı. Ülkenin dünya kadar sorunu var. Siz de yaşıyorsunuz sıkıntıları, biz de. Problemleri çözmek için bir ortaya gelip konuşmamız lazım. Bir şeyler yapmamız lazım. Demokratik yollarla bir şeyler yapmamız lazım. Sandık gelecek; tercihlerimizi, yaşadığımız sıkıntıları kim aşabilir, o çerçevede oyumuzu kullanmak zorundayız. Demokrasi bedelli bir kavramdır, kavram olma ötesinde ömür biçimidir. Bir devleti ayakta tutan, saygın kılan, can ve mal güvenliğini sağlayan, vatandaşlar haksızlığa uğradıkları vakit adaleti gerçekleştiren sistemin ismidir demokrasi.
Demokraside en değerli olay, belirli aralıklarla gidip sandığa oy kullanmamızdır. Demokrasi salt seçim değildir. Seçimle birlikte iktidara gelen siyasi partinin devlet olmaması demektir. Devlet farklı, siyasi partiler başkadır. Siyasi partiler, devleti yönetmek üzere bakılırsavlendirilmiş kurumdur. Devlet bakidir. Siyasi partiler bugün var, yarın yoktur. Bugün yönetir, yarın yönetmez. Mihenk taşı halkın kendisidir. Devleti nasıl yöneteceğiz? Hangi parti iktidar olursa olsun, şayet demokrasiyi savunuyorsak ülkenin adaletle yönetilmesi lazım. Adaletle yönetilmeyen ülkenin sonu felaket olur, çürüme başlar. Kimse önünü goremez, yarın ne olacak diye. Kanaat liderleri ile toplantı yapmamın temel sebebi budur. Ülkenin âlâ gitmediğini siz de ben de görüyorum.
AYM KARARINI UYGULAMAYAN HAKİM TERFİ ETTİ: Meseleleri nasıl aşacağız. Bir; her insanın can ve mal güvenliğinin sağlandığı, demokrasi kurum ve kurallarının işlediği, yargıçların tarafsız olduğu, vicdani kanaatine nazaran karar verdiği bir tertibi inşa etmeliyiz. Hakimi bir siyasi partinin genel lideri tayin edemez. Ben dahi olsam yetkili yerde bir partinin genel lideri olarak hakim tayin edersem benimle tıpkı görüşte olmayan kişi o hakime asla güvenemez. Bugüne kadar siyasi parti genel liderleri hakim tayin etmezlerdi, artık tayin ediyorlar. Nasıl güveneceğiz adalete. Anayasa Mahkemesi (AYM) Lideri, ‘AYM kararları herkesi bağlar’ diyor. En aşağıdaki hakim, ‘AYM sonucunı tanımam’ diyor. Olay bir daha büyüyor, AYM bir daha karar alıyor ve uygulanıyor. Bir hakim siyasi otorite tarafınca atanmışsa, o otoriteyi rahatlatmak için AYM sonucunı uygulamıyorsa HSK, ‘AYM sonucunı uygulamayanı terfi ettirmeyeceğim’ diyor. Ne oldu; daha dün AYM sonucunı uygulamayan hakimi terfi ettirdiler.
niye BU HALE GELDİK:
TÜRK LİRASININ BU KADAR KIYMETSİZ OLDUĞU AKLINIZA GELİR MİYDİ: Bizim bir Merkez Bankası Kanunu var. Resmi paramızın ismi Türk lirası. Bir hükümet, kendi vatandaşından borçlanabilir. Türk lirası üzerinden borçlanır, eyvallah. Bunu anlarım. Amerikalı, Fransız bu biçimde borçlanır. Biz kendi vatandaşımızdan dolar üzerinden borçlanıyoruz. Ne oldu bizim Türk lirası’na? Son iki haftada Türk lirası kıymet kaybediyor, dolar ve euroda önemli artış var. Son iki haftanın bilançosu. Bankada dövizi bulunan vatandaşlar… 261 milyar dolar para var bankalarda. Vatandaş güvenmiyor. Bankada dolarları olanlar, iki haftada 151 milyar lira para kazandılar, oturdukları yerden. Kim ödüyor bunu, sizler ödüyorsunuz. Köylü, çiftçi, personeller ödüyor. Hepimiz iki haftada 151 milyar lira para ödeyeceğiz. Türk lirasının bu kadar bedelsiz olduğu hiç aklınıza gelir miydi?
niye İŞLER DOLARLA: Devleti dolar üzerinden borçlandırıyorsun. Geçiş dolarla ister köprü ister tünel ister yol. Kim ödüyor bunları? Sizler ödüyorsunuz, daima birlikte ödüyoruz. Dolarla bu işi yapanlar, yaptıranlar şikayet ederler mi? Asla. Türk lirası karşısında doların kıymeti yükseldikçe bunları işi iştir. 100 alırken 150 alacak. Onların da tuzu kuru. Devletin bütün ihalelerini vermişsin. Müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, çalışanları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Sen işi niçin dolarlar veriyorsun? Hani sen yerli ve milliydin kardeşim. Kanaat liderleri olarak size şikayet ediyorum. Yanlış yapıyorlar ve ülkeyi bu hale getirdiler. Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti devleti 151 milyar lira haricinde, 82 milyar lira devletin borcu arttı. Nereden ödeyecek bu parayı? Siz ödeyeceksiniz. Devletin borcunu Papua Yeni Gine, Amerika ödemeyecek herbiçimde. Dolarla maaş alanlarda, ihale alanlarda sorun yok. Sorun nedir, gelirini Türk lirası ile alan, alışverişini Türk lirasıyla yapan beşerler geçinemiyor.
BORÇ ARTTI:
SİYASETTE BİRİ ZENGİLEŞİYORSA MALI GÖTÜRÜYORDUR: Esnaf şunu söylüyor; ‘Malı alıyorum, satıyorum, birebir malı tıpkı ölçüde alamıyorum’. Haftada bir etiketler değişiyor. Onlara bakılırsa kabahat vatandaşta, güya o yapmadı artırımı, diğerleri yaptı.
Siyasete girdiğim gün kendi mal varlığımı kendi siteme koydum. Karımın yüzüğü dahil. Hala şimdide CHP’nin internet sitesinde benim mal varlığım var. 2002’den beri siyasetin ortasındayım, siyasete girip de bir adam zenginleşiyorsa malı gdolayıyordur. Siyasette zenginleşmek mümkün değildir. Aldığımız maaş da uygundur, el aleme muhtaç olmuyorsun.
MERKEZ BANKASI’NIN REZERVİ EKSİ 40 MİLYAR DOLAR: Merkez Bankası’nın rezervi eksi 40 milyar dolar. Sorduk, ‘128 milyar doları kime sattınız’; bunun yanıtı hala yok. Efendim ‘Para var Merkez Bankası’nda’. Hakikat var, o para Merkez Bankası’nın değil ki borç para. Hala bunu satmaya çalışıyorlar, para var diye. Bunu bütün dünya biliyor. Son günlerde en çok tartışılan husus, yurt konusu. Ben söylemiyorum, Kredi Yurtlar Kurumu’nun sayılarını veriyorum. Yurt sayısı 773, kapasitesi 695 bin 834. 695 bin 834 öğrencimiz bu yurtlarda kalabilir. Örgün eğitimdeki öğrenci sayımız 3 milyon 801 bin 294.
19 yılda yurt sıkıntısını niye çözmediniz? Niçin yapmadılar yurdu, hangi münasebetle? Evlatlarımız üniversiteyi kazandığında sevinmiyor muyuz? Ne için yapmadılar? Yurt binası yapmak epeyce mu değerli?
MUHTARLIK KURUMUNUN DEĞERİ: Demokrasiyi güçlendirmenin en kıymetli ayağı, muhtarlık kurumunu güçlendirmektir. Muhtarlık kurumu güçlenirse demokrasi de güçlenir. Muhtarlık kurumunu yasal teminatı olması, oturabileceği alanın olması lazım. Muhtar kardeşlerime maaş vermiyorlar, ödenek veriyorlar. Milletvekiline, belediye liderlerine ödenek mi veriyorlar, maaş veriyorlar. Onları seçen millet sizi de seçiyor. Size niçin maaş vermiyorlar? Maaş verseler SGK primini de yatırmak zorunda kalacaklar. Müsaade aldığınızda ödenek kesiliyor. Belediye lideri, milletvekili, bakanlar, cumhurbaşkanı müsaade aldığında aylıkları kesiliyor mu? hiç bir şey olmuyor. Sizde birleşik oy pusulası niçin yok? Girersin kabine, beğenmediğin muhtarın pusulasını cebine koyar çıkarsın; gelen arayacak oy vereceği pusulayı. Niçin yapmıyorlar, muhtarlık kurumuna bedel vermedikleri için. Anayasa’ya bakılırsa angarya iş yasaktır. Size icra dairelerinden tebligatlar geliyor, bildiri edin diye. Bedel ödeniyor mu? Hayır. Birebirini PTT memuru yaptığında maaş alıyor.
BİLECİK’TE DAİMA VALİ DEĞİŞİYOR: Bilecik’te daima vali değişiyor. Sordum arkadaşlara, niye diye. Bilecik’in kaç aydır valisi yok? Adam var da kendi başlarında bir vali olması lazım.”
Bakkalcıoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Lideri Yılmaz Büyükerşen’nden esinlenerek, yeşil alanın olduğu büyük bir park planladıklarını söyleyerek, “Adını Bozpark koyalım diyoruz” dedi. Bakkalcıoğlu, Bozüyük’e 6 kilometre tramvay yapacaklarını aktardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, belediye ziyaretinin akabinde muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat liderleri ile özel bir otelde bir ortaya geldi. Toplantıya Eskişehir Büyükşehir Belediye Lideri Yılmaz Büyükerşen de katıldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söylemiş oldu:
DEMOKRASİNİN EHEMMİYETİ: “Kanaat başkanıyım demekle kanaat başkanı olunmaz. Kişiyi kanaat başkanı kılan, toplumun kendisidir. Olaylara serinkanlı bakan, problemlere akılcı tahlil üreten kişiyi toplum kanaat lideri kabul eder. Bu, köyde, apartmanda olabilir. Kanaat liderleri ile toplantı yapmamın maksadı şu; bu ülke benim ülkem değil, hepimizin bayrağı. Ülkenin dünya kadar sorunu var. Siz de yaşıyorsunuz sıkıntıları, biz de. Problemleri çözmek için bir ortaya gelip konuşmamız lazım. Bir şeyler yapmamız lazım. Demokratik yollarla bir şeyler yapmamız lazım. Sandık gelecek; tercihlerimizi, yaşadığımız sıkıntıları kim aşabilir, o çerçevede oyumuzu kullanmak zorundayız. Demokrasi bedelli bir kavramdır, kavram olma ötesinde ömür biçimidir. Bir devleti ayakta tutan, saygın kılan, can ve mal güvenliğini sağlayan, vatandaşlar haksızlığa uğradıkları vakit adaleti gerçekleştiren sistemin ismidir demokrasi.
Demokraside en değerli olay, belirli aralıklarla gidip sandığa oy kullanmamızdır. Demokrasi salt seçim değildir. Seçimle birlikte iktidara gelen siyasi partinin devlet olmaması demektir. Devlet farklı, siyasi partiler başkadır. Siyasi partiler, devleti yönetmek üzere bakılırsavlendirilmiş kurumdur. Devlet bakidir. Siyasi partiler bugün var, yarın yoktur. Bugün yönetir, yarın yönetmez. Mihenk taşı halkın kendisidir. Devleti nasıl yöneteceğiz? Hangi parti iktidar olursa olsun, şayet demokrasiyi savunuyorsak ülkenin adaletle yönetilmesi lazım. Adaletle yönetilmeyen ülkenin sonu felaket olur, çürüme başlar. Kimse önünü goremez, yarın ne olacak diye. Kanaat liderleri ile toplantı yapmamın temel sebebi budur. Ülkenin âlâ gitmediğini siz de ben de görüyorum.
AYM KARARINI UYGULAMAYAN HAKİM TERFİ ETTİ: Meseleleri nasıl aşacağız. Bir; her insanın can ve mal güvenliğinin sağlandığı, demokrasi kurum ve kurallarının işlediği, yargıçların tarafsız olduğu, vicdani kanaatine nazaran karar verdiği bir tertibi inşa etmeliyiz. Hakimi bir siyasi partinin genel lideri tayin edemez. Ben dahi olsam yetkili yerde bir partinin genel lideri olarak hakim tayin edersem benimle tıpkı görüşte olmayan kişi o hakime asla güvenemez. Bugüne kadar siyasi parti genel liderleri hakim tayin etmezlerdi, artık tayin ediyorlar. Nasıl güveneceğiz adalete. Anayasa Mahkemesi (AYM) Lideri, ‘AYM kararları herkesi bağlar’ diyor. En aşağıdaki hakim, ‘AYM sonucunı tanımam’ diyor. Olay bir daha büyüyor, AYM bir daha karar alıyor ve uygulanıyor. Bir hakim siyasi otorite tarafınca atanmışsa, o otoriteyi rahatlatmak için AYM sonucunı uygulamıyorsa HSK, ‘AYM sonucunı uygulamayanı terfi ettirmeyeceğim’ diyor. Ne oldu; daha dün AYM sonucunı uygulamayan hakimi terfi ettirdiler.
niye BU HALE GELDİK:
TÜRK LİRASININ BU KADAR KIYMETSİZ OLDUĞU AKLINIZA GELİR MİYDİ: Bizim bir Merkez Bankası Kanunu var. Resmi paramızın ismi Türk lirası. Bir hükümet, kendi vatandaşından borçlanabilir. Türk lirası üzerinden borçlanır, eyvallah. Bunu anlarım. Amerikalı, Fransız bu biçimde borçlanır. Biz kendi vatandaşımızdan dolar üzerinden borçlanıyoruz. Ne oldu bizim Türk lirası’na? Son iki haftada Türk lirası kıymet kaybediyor, dolar ve euroda önemli artış var. Son iki haftanın bilançosu. Bankada dövizi bulunan vatandaşlar… 261 milyar dolar para var bankalarda. Vatandaş güvenmiyor. Bankada dolarları olanlar, iki haftada 151 milyar lira para kazandılar, oturdukları yerden. Kim ödüyor bunu, sizler ödüyorsunuz. Köylü, çiftçi, personeller ödüyor. Hepimiz iki haftada 151 milyar lira para ödeyeceğiz. Türk lirasının bu kadar bedelsiz olduğu hiç aklınıza gelir miydi?
niye İŞLER DOLARLA: Devleti dolar üzerinden borçlandırıyorsun. Geçiş dolarla ister köprü ister tünel ister yol. Kim ödüyor bunları? Sizler ödüyorsunuz, daima birlikte ödüyoruz. Dolarla bu işi yapanlar, yaptıranlar şikayet ederler mi? Asla. Türk lirası karşısında doların kıymeti yükseldikçe bunları işi iştir. 100 alırken 150 alacak. Onların da tuzu kuru. Devletin bütün ihalelerini vermişsin. Müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, çalışanları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Sen işi niçin dolarlar veriyorsun? Hani sen yerli ve milliydin kardeşim. Kanaat liderleri olarak size şikayet ediyorum. Yanlış yapıyorlar ve ülkeyi bu hale getirdiler. Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti devleti 151 milyar lira haricinde, 82 milyar lira devletin borcu arttı. Nereden ödeyecek bu parayı? Siz ödeyeceksiniz. Devletin borcunu Papua Yeni Gine, Amerika ödemeyecek herbiçimde. Dolarla maaş alanlarda, ihale alanlarda sorun yok. Sorun nedir, gelirini Türk lirası ile alan, alışverişini Türk lirasıyla yapan beşerler geçinemiyor.
BORÇ ARTTI:
SİYASETTE BİRİ ZENGİLEŞİYORSA MALI GÖTÜRÜYORDUR: Esnaf şunu söylüyor; ‘Malı alıyorum, satıyorum, birebir malı tıpkı ölçüde alamıyorum’. Haftada bir etiketler değişiyor. Onlara bakılırsa kabahat vatandaşta, güya o yapmadı artırımı, diğerleri yaptı.
Siyasete girdiğim gün kendi mal varlığımı kendi siteme koydum. Karımın yüzüğü dahil. Hala şimdide CHP’nin internet sitesinde benim mal varlığım var. 2002’den beri siyasetin ortasındayım, siyasete girip de bir adam zenginleşiyorsa malı gdolayıyordur. Siyasette zenginleşmek mümkün değildir. Aldığımız maaş da uygundur, el aleme muhtaç olmuyorsun.
MERKEZ BANKASI’NIN REZERVİ EKSİ 40 MİLYAR DOLAR: Merkez Bankası’nın rezervi eksi 40 milyar dolar. Sorduk, ‘128 milyar doları kime sattınız’; bunun yanıtı hala yok. Efendim ‘Para var Merkez Bankası’nda’. Hakikat var, o para Merkez Bankası’nın değil ki borç para. Hala bunu satmaya çalışıyorlar, para var diye. Bunu bütün dünya biliyor. Son günlerde en çok tartışılan husus, yurt konusu. Ben söylemiyorum, Kredi Yurtlar Kurumu’nun sayılarını veriyorum. Yurt sayısı 773, kapasitesi 695 bin 834. 695 bin 834 öğrencimiz bu yurtlarda kalabilir. Örgün eğitimdeki öğrenci sayımız 3 milyon 801 bin 294.
19 yılda yurt sıkıntısını niye çözmediniz? Niçin yapmadılar yurdu, hangi münasebetle? Evlatlarımız üniversiteyi kazandığında sevinmiyor muyuz? Ne için yapmadılar? Yurt binası yapmak epeyce mu değerli?
MUHTARLIK KURUMUNUN DEĞERİ: Demokrasiyi güçlendirmenin en kıymetli ayağı, muhtarlık kurumunu güçlendirmektir. Muhtarlık kurumu güçlenirse demokrasi de güçlenir. Muhtarlık kurumunu yasal teminatı olması, oturabileceği alanın olması lazım. Muhtar kardeşlerime maaş vermiyorlar, ödenek veriyorlar. Milletvekiline, belediye liderlerine ödenek mi veriyorlar, maaş veriyorlar. Onları seçen millet sizi de seçiyor. Size niçin maaş vermiyorlar? Maaş verseler SGK primini de yatırmak zorunda kalacaklar. Müsaade aldığınızda ödenek kesiliyor. Belediye lideri, milletvekili, bakanlar, cumhurbaşkanı müsaade aldığında aylıkları kesiliyor mu? hiç bir şey olmuyor. Sizde birleşik oy pusulası niçin yok? Girersin kabine, beğenmediğin muhtarın pusulasını cebine koyar çıkarsın; gelen arayacak oy vereceği pusulayı. Niçin yapmıyorlar, muhtarlık kurumuna bedel vermedikleri için. Anayasa’ya bakılırsa angarya iş yasaktır. Size icra dairelerinden tebligatlar geliyor, bildiri edin diye. Bedel ödeniyor mu? Hayır. Birebirini PTT memuru yaptığında maaş alıyor.
BİLECİK’TE DAİMA VALİ DEĞİŞİYOR: Bilecik’te daima vali değişiyor. Sordum arkadaşlara, niye diye. Bilecik’in kaç aydır valisi yok? Adam var da kendi başlarında bir vali olması lazım.”