A
admin
Guest
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Hırvatistan’dan Türkiye’ye iadesi sağlanan yapıtlara ait Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ek hizmet binasında basın toplantısı düzenledi.
Buna misal toplantıları son vakit içinderda çoğunlukla yapmaktan duyduğu memnunluğu lisana getiren Ersoy, milletin banisi ve varisi olduğu bu toprakların zenginliklerini muhafaza kararlılığıyla attıkları adımların sonuçlarını verdiğini söylemiş oldu.
Bakanlıkları bünyesinde geçen yılın mart ayında kurulan, alanına bütünüyle odaklanmış ve fazlaca taraflı faaliyet gösteren Kaçakçılıkla Çaba Daire Başkanlığının, yurt ortasında olduğu kadar memleketler arası alanda da önemli muvaffakiyetler elde ettiğine dikkati çeken Ersoy, bu yıl, son 10 yılın en yüksek sayısına ulaşılarak, 525 yapıtın yurt haricinden getirilmesinin, bu gerçeği emsalsiz biçimde ortaya koyduğunu vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bugünkü toplantımızın öznesi olan sikke, mühür ve terazi yüklerinden müteşekkil yapıtların toplam sayısı ise 2 bin 955 adettir. Bu noktada, Sayın İçişleri Bakanımıza şükranlarımı iletmek isterim. Çünkü İçişleri Bakanlığımız, ilgili bütün üniteleri ile çalışmalarımızda epey önemli bir iş birliği ve dayanak sunmaktadır” diye konuştu.
“II. MAHMUT’A İLİŞKİN ALTIN SİKKE DE BU KOLEKSİYONDA”
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, ele geçirilen sikkelerin devir, bölge ve kullanım açısından farklılıklar içerdiğini, hem Anadolu kent paraları birebir vakitte MÖ 5’inci yüzyılda basılan ve Anadolu’nun çabucak her yerinde ortak geçerliliği olan sikkelerin bulunduğunu bildirdi.
Arap-Bizans basımı olan İslami sikkelerin de en erken örneklerinin ele geçirilen eserler içinde bulunduğuna işaret eden Ersoy, “Sikkelerin medeniyet kökenlerine baktığımızda ise Roma, Kapadokya, Seleukos, Pontus, Kilikya, Emevi, İlhanlı-Selçuklu ve Osmanlı karşımıza çıkmaktadır. Vakit dilimi olarak, ele geçen sikkelerin yaklaşık 2300 yıllık bir periyodu kapsadığını söyleyebiliriz” dedi.
Osmanlı Padişahı II. Mahmut’a ilişkin altın sikkenin de bu koleksiyonda yer aldığını belirten Ersoy, koleksiyonda altın, gümüş ve bakır sikkeler bulunduğunu kaydetti.
Değerli ve özel bir koleksiyonun ilişkin olduğu topraklara döndüğünü vurgulayan Ersoy, Bizans periyodunda posta mührü, imparatorluk mührü, aziz mührü ve kilise mührü olarak kullanılan 5 ila 11’inci yüzseneler içindeki periyoda ilişkin mühürler ile hepsi Anadolu karakterli ve Roma-Bizans periyoduna ilişkin bronz terazi ağırlıklıların da iadesinin sağladığını söz etti.
20 BİN 485 TARİHİ ESER
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kelam konusu toplantının, yurt dışına kaçırılan 20 bin 485 tarihi yapıtın umut verici bir milletlerarası iş birliğiyle izinin bulunması, hatalıların yakalanması ve yapıtların ilişkin olduğu yere iadesi ötürüsıyla gerçekleştirildiğini belirtti.
Bir paha yitirildiğinde, onun geri alınamayacağını söz etmek için “Üzerine bir bardak soğuk su iç” denildiğini anımsatan Soylu, “Tarihi yapıtlarımız de yıllar yılı çalınır gdolayılür ve bu sevimsiz tabirle bunları kabullenirdik. 21. yüzyılda bir hayli paradigmayı değiştirdiğimiz üzere, terörden tarihi eser kaçakçılığına kadar, bunu da değiştirdik. Bugün artık Türkiye, kayıplarının üstüne soğuk su içen bir ülke değildir” dedi.
Buna misal toplantıları son vakit içinderda çoğunlukla yapmaktan duyduğu memnunluğu lisana getiren Ersoy, milletin banisi ve varisi olduğu bu toprakların zenginliklerini muhafaza kararlılığıyla attıkları adımların sonuçlarını verdiğini söylemiş oldu.
Bakanlıkları bünyesinde geçen yılın mart ayında kurulan, alanına bütünüyle odaklanmış ve fazlaca taraflı faaliyet gösteren Kaçakçılıkla Çaba Daire Başkanlığının, yurt ortasında olduğu kadar memleketler arası alanda da önemli muvaffakiyetler elde ettiğine dikkati çeken Ersoy, bu yıl, son 10 yılın en yüksek sayısına ulaşılarak, 525 yapıtın yurt haricinden getirilmesinin, bu gerçeği emsalsiz biçimde ortaya koyduğunu vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bugünkü toplantımızın öznesi olan sikke, mühür ve terazi yüklerinden müteşekkil yapıtların toplam sayısı ise 2 bin 955 adettir. Bu noktada, Sayın İçişleri Bakanımıza şükranlarımı iletmek isterim. Çünkü İçişleri Bakanlığımız, ilgili bütün üniteleri ile çalışmalarımızda epey önemli bir iş birliği ve dayanak sunmaktadır” diye konuştu.
“II. MAHMUT’A İLİŞKİN ALTIN SİKKE DE BU KOLEKSİYONDA”
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, ele geçirilen sikkelerin devir, bölge ve kullanım açısından farklılıklar içerdiğini, hem Anadolu kent paraları birebir vakitte MÖ 5’inci yüzyılda basılan ve Anadolu’nun çabucak her yerinde ortak geçerliliği olan sikkelerin bulunduğunu bildirdi.
Arap-Bizans basımı olan İslami sikkelerin de en erken örneklerinin ele geçirilen eserler içinde bulunduğuna işaret eden Ersoy, “Sikkelerin medeniyet kökenlerine baktığımızda ise Roma, Kapadokya, Seleukos, Pontus, Kilikya, Emevi, İlhanlı-Selçuklu ve Osmanlı karşımıza çıkmaktadır. Vakit dilimi olarak, ele geçen sikkelerin yaklaşık 2300 yıllık bir periyodu kapsadığını söyleyebiliriz” dedi.
Osmanlı Padişahı II. Mahmut’a ilişkin altın sikkenin de bu koleksiyonda yer aldığını belirten Ersoy, koleksiyonda altın, gümüş ve bakır sikkeler bulunduğunu kaydetti.
Değerli ve özel bir koleksiyonun ilişkin olduğu topraklara döndüğünü vurgulayan Ersoy, Bizans periyodunda posta mührü, imparatorluk mührü, aziz mührü ve kilise mührü olarak kullanılan 5 ila 11’inci yüzseneler içindeki periyoda ilişkin mühürler ile hepsi Anadolu karakterli ve Roma-Bizans periyoduna ilişkin bronz terazi ağırlıklıların da iadesinin sağladığını söz etti.
20 BİN 485 TARİHİ ESER
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kelam konusu toplantının, yurt dışına kaçırılan 20 bin 485 tarihi yapıtın umut verici bir milletlerarası iş birliğiyle izinin bulunması, hatalıların yakalanması ve yapıtların ilişkin olduğu yere iadesi ötürüsıyla gerçekleştirildiğini belirtti.
Bir paha yitirildiğinde, onun geri alınamayacağını söz etmek için “Üzerine bir bardak soğuk su iç” denildiğini anımsatan Soylu, “Tarihi yapıtlarımız de yıllar yılı çalınır gdolayılür ve bu sevimsiz tabirle bunları kabullenirdik. 21. yüzyılda bir hayli paradigmayı değiştirdiğimiz üzere, terörden tarihi eser kaçakçılığına kadar, bunu da değiştirdik. Bugün artık Türkiye, kayıplarının üstüne soğuk su içen bir ülke değildir” dedi.