Materyalist ideolojinin meyvesi: Despotizm

Bilgin

Global Mod
Global Mod
Bütün nahoşluk, kötülük, ahlaksızlık üzere seciyelerin menşei ise semavi vahyi dinlemeyen materyalist ateist ideoloji akımlarıdır.

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ


Dışa yansıyan ahlakın temel desteği insanın ortasındadır; fıtratına derç edilmiştir. Bunlar ‘kuvve-i şeheviye, kuvve-i gazabiye, kuvve-i akliye’ denilen üç kuvvettir. Kuvve-i şeheviye; yemek, içmek, konuşmak, uyumak, evlenmek üzere mevzulara insanın iştihasını tabir eder. Bu iştiha yardımıyladir ki insan, besinlerle biyolojik bünyesini, evlenmekle sosyolojik bünyesini (neslini) ayakta tutup idame ettiriyor. Kuvve-i gazabiye ise kişinin canını, cananını, dinini, malını- mülkünü, ülkesini müdafaaya yönelik olarak beşere verilen ve öfke denilen bir savunma düzeneğidir. Kuvve-i akliye; hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, faydası ziyandan, iyiyi berbattan ayırmaya yönelik olarak beşere verilmiş bir insani fazilettir.


Ancak bu her üç ögenin ‘ifrat, tefrit ve itidal=aşırı/normalin üstü, düşük/normalin altı ve orta yol’ olmak üzere üç boyutu vardır. Uygun ahlakla berbat ahlakın tezahürleri bu üç boyutun birer yansımasıdır.

Bu üç kuvveti üç musluklu birer pınar olarak da tasvir edebiliriz. örneğin:

a. Kuvve-i şeheviye pınarının ifrat musluğundan fücur (helal-haram demeden dilek ettiği her kötülük) kiri akar.

Tefrit musluğundan humûd (helal şeylere karşı da iştihasızlık) kiri akar. İtidal (harama hayır; helale evet diyen iffet) musluğundan sevimli şerbet akar.


b. Kuvve-i gazabiye pınarının ifrat musluğundan tehevvür (her türlü zulüm ve haksızlığa temayül etme) kiri akar.

Tefrit musluğundan cebanet (korkaklık ve buna bağlı olarak acizlik) kiri akar. İtidal musluğundan ise şecaat (haklı yerde kullanılan cesaret) şerbeti akar.

c. Kuvve-i akliye pınarının ifrat musluğundan Cerbeze (hakkı batıl, batılı hak olarak gösterme yeteneği) kiri akar.

Tefrit musluğundan gabavet (iyiyi berbattan ayırmayan geri zekâlılık) kiri akar.

İtidal musluğundan ise hikmet (hakkı hak, batılı batıl olarak görme yeteneği) şerbeti akar. Bu üç kuvvetin mutedil/orta yoluna ‘sırat-ı müstakim’ (dosdoğru yol) ismi verilir. Bu yolda hikmet, iffet ve şecaat hâkimdir. Bu yolun yolcusu olan kimselerde sürekli hoşluk, güzellik, dürüstlük, şefkat, merhamet ve empati üzere hoş hasletler bulunur. Bu sebepledir ki, beş vakit namazda okunan Fatiha müddetinde bir tek duaya yer verilmiştir. O da “(Rabbimiz!) Bizi sırat-ı müstakime hidayet eyle/dosdoğru yola eriştir” formundaki duadır. Çünkü bu dua bütün duaların özü, ahlak yolunun tuzudur. Demek ki davranışlarımızı dışarıya sızdırmadan iç dinamiklerimizi analiz edip tashih etmek gerekir.


AHLAK EĞİTİMİNİN İKİ TEMEL EKSENİ

Ahlakın temel ögeleri konusunda eğitim görmek için takip edilen iki temel eksen vardır. Bunlardan biri ilahi vahyin mahsulü, oburu beşeri aklın eseridir. İnsanlık topluluğunda, Hz. Âdem’den şimdiye kadar iki büyük cereyan, iki büyük niyet silsilesi, her tarafta ve her katmanında iki büyük ağaç misali kısım budak salmıştır. Biri, ilahi vahiy ve ilhama dayalı nübüvvet/peygamberlik ve diyanet (samimi din mensuplarının) silsilesi; başkası, insan aklının mahsulü olan ideoloji silsilesi teşkil ediyor. Her ne vakit o iki silsile imtizaç ve ittihad etmiş ise yani ideoloji silsilesi, nübüvvet ve diyanet silsilesine itaat ederek hizmet etmişse; insanlık âlemi parlak bir surette bir saadet, bir hayat-ı içtimaiye geçirmiştir. Ne vakit farklı gitmişler ise bütün hayır ve parıltı, silsile-i nübüvvet ve diyanet etrafında toplanmış; şerler ve dalaletler ise, ideoloji silsilesinin etrafında toplanmıştır.


örneğin ideoloji silsilesi, kuvve-i akliye kısmında; maddeci, materyalist ve tabiatı ilah üzere nazarann çeşitli ateizm meyvelerini, insan aklının eline vermiştir.

Keza, bu silsile, kuvve-i gazabiye kolunda; Nemrutları, Firavunları, Şeddadları, türlü türlü despot ve zalimleri insanlık ailesinin başına musallat etmiştir. Ve kuvve-i şeheviye kısmında da; uydurma ilahları, putları ve uluhiyet dava edenleri mahsul vermiş ve yetiştirmiştir.

Buna karşılık, nübüvvet silsilesi, küre-i yerin bağında mübarek kısımları her tarafta mübarek meyveler vermiştir. Örneğin, kuvve-i akliye kolunda enbiya ve evliya meyvelerini yetiştirdiği üzere… Kuvve-i gazabiyeyi dönüştürdükleri kuvve-i dafia kolunda âdil yargıçları, melek üzere melikler meyvesini vermiştir. Keza kuvve-i şeheviyeyi dönüştürdükleri kuvve-i cazibe kolunda, hoş ahlak, iffet, sehavet/cömertlik meyvesini yetiştirmiş ve insanların nasıl şu kâinatın en kusursuz bir meyvesi olduğunu göstermiştir.

Özetle; ilahi vahyin ışığını yansıtan nübüvvet silsilesi, cennetin Tûba ağacına benzeri. Materyalist ideoloji silsilesi ise cehennemin zakkum ağacına emsal. Demek ki, bütün hoşluklar, ahlaki kıymetler, insani faziletler nübüvvet ve diyanet tarafındadır. Bütün nahoşluk, kötülük, ahlaksızlık, zulüm ve gayr-ı insani seciyelerin menşei ise dinden uzak, semavi vahyi dinlemeyen materyalist ateist ideoloji akımlarıdır.

Rabim, bizi isteğinden uzaklaştıracak her türlü berbatlıktan uzak tutsun. Ve isteğine yaklaştıracak her türlü düzgünlük ve güzellikle buluşturtsun. İnşaallahurrahman! Âmin.

İNLEYİP DURMA!

Aç çehreni karıştırma alnındaki hatları
Kırışır daha sonra tenin şu gelen derd-u beladan
Acılar bir hal hatırdır soruyor çekme gamı
Kaçmamaya yok mu kelamın verdiğin kalubeladan

İnleyip durma ortasından yüzde yüz kârda isen
Sana hiç gelir mi ziyan gerçek sevgili yardan
Bunca ikramları şahit O seni her an koruyor
Bu varlık hepsi O’nundur ne geç yardan ne diyardan

Sevgiliden ne gelirse hepsi hoş demedin mi?
Ateş ile fark edilir bu elmaslar şu kömürden
Sevda ile fark edilmez şu bir gül mü bir diken mi?
Cefalar dahi sefadır hiç kısaltmaz ki ömründen


(Niyazi Beki)
 
Üst