Üst teneffüs yolları hastalıklarına düzgün geldiği belirtilen zencefil, kış aylarına yaklaşılmasıyla bir arada ağır olarak kullanılıyor. Aktar tezgâhlarındaki talepte ıhlamurla yarışan zencefilin; taze, kuru ve toz olmak üzere üç çeşidi bulunuyor. Rendelenerek limonla yahut zerdeçal, bal ve tarçın üzere gereçlerle karıştırılarak tüketilmesinin yanı sıra kış çaylarına da katılabilen zencefil, sistemli kullanıldığında bedenin direncini arttırıyor.
3 ÇEŞİDİ FARKLI FORMLARDA TÜKETİLİYOR
Zencefil hakkında konuşan aktar Koray Özkılıç, “Zencefil; taze, kuru ve toz olmak üzere üç çeşit olarak tüketilebiliyor. Bunlardan toz zencefil; zerdeçal ve havlıcanla karıştırıldıktan daha sonra bal, karanfil ve tarçın eklenerek yenildiğinde öksürük, bronşit, nefes darlığı, üst teneffüs yolu enfeksiyonları, faranjit, koah üzere hastalıklara güzel gelir. Ağızdan giren mikrobu kırar. Grip, nezle olmayı pürüzler. Beden direncini arttırdığı için kışın bedeni ısıtır. Sıcaklık verir. Bilhassa okula giden çocuklara propolis ve polen üzere zencefilin de kullandırılması gerekir. Kuru tane zencefil de kuşburnu, ıhlamur, lavanta, papatya, ekinezya üzere çaylarla birlikte kullanılırsa, bunlar da otomatik olarak bedenin direncini arttırır. Günde birkaç çay bardağı ıhlamur üzere içilebilir. Yaş zencefil, rendelenerek ve üzerine limon sıkılarak direkt yutulabilir. Bunun da tanesi ve tozu üzere bedene alınması yeterlidir” sözlerini kullandı.
DOĞALDAN NE KADAR UZAKLAŞIRSAK HASTALIK O KADAR KAPIDA
Yılın her ayı kullanılabilen zencefilin şu anda yaşanan mevsim geçişlerinde bilhassa tüketilmesi gerektiğini söyleyen Özkılıç, “Sabahleyin konuttan çıktığımızda hava 5 derece oluyor, öğle 25 dereceye çıkıyor. Akşam yine 5 dereceye düşüyor. Haliyle üzerimizdeki kıyafetleri dengeleyemiyoruz. Bedenlerimiz savunmasız kalıyor ve hastalık fazlaca çabuk meydana geliyor. Bunu ortadan kaldırabilmek için bedenimize bakmamız lazım. Burada değerli olan bedenin savunmasını kuvvetlendirecek malzemeleri bedene almak. Ne kadar doğaldan uzaklaşırsak, o kadar hastalık kapıda” diye konuştu.
FİYATLAR 2 KATINA ÇIKTI
Eserin meblağlarına da değinen aktar Özkılıç, “Zencefil bilhassa Uzak Doğu ülkelerinde daima kullanılıyor. Bu eserler de oradaki ülkelerden ithal ediliyor. Dövizdeki artıştan dolayı bu eserin fiyatı da haliyle arttı. Geçen seneye göre iki katına satışa sunuluyor. Şu anda kilosu 70 TL” dedi.
KAYNAK: İHA
3 ÇEŞİDİ FARKLI FORMLARDA TÜKETİLİYOR
Zencefil hakkında konuşan aktar Koray Özkılıç, “Zencefil; taze, kuru ve toz olmak üzere üç çeşit olarak tüketilebiliyor. Bunlardan toz zencefil; zerdeçal ve havlıcanla karıştırıldıktan daha sonra bal, karanfil ve tarçın eklenerek yenildiğinde öksürük, bronşit, nefes darlığı, üst teneffüs yolu enfeksiyonları, faranjit, koah üzere hastalıklara güzel gelir. Ağızdan giren mikrobu kırar. Grip, nezle olmayı pürüzler. Beden direncini arttırdığı için kışın bedeni ısıtır. Sıcaklık verir. Bilhassa okula giden çocuklara propolis ve polen üzere zencefilin de kullandırılması gerekir. Kuru tane zencefil de kuşburnu, ıhlamur, lavanta, papatya, ekinezya üzere çaylarla birlikte kullanılırsa, bunlar da otomatik olarak bedenin direncini arttırır. Günde birkaç çay bardağı ıhlamur üzere içilebilir. Yaş zencefil, rendelenerek ve üzerine limon sıkılarak direkt yutulabilir. Bunun da tanesi ve tozu üzere bedene alınması yeterlidir” sözlerini kullandı.
DOĞALDAN NE KADAR UZAKLAŞIRSAK HASTALIK O KADAR KAPIDA
Yılın her ayı kullanılabilen zencefilin şu anda yaşanan mevsim geçişlerinde bilhassa tüketilmesi gerektiğini söyleyen Özkılıç, “Sabahleyin konuttan çıktığımızda hava 5 derece oluyor, öğle 25 dereceye çıkıyor. Akşam yine 5 dereceye düşüyor. Haliyle üzerimizdeki kıyafetleri dengeleyemiyoruz. Bedenlerimiz savunmasız kalıyor ve hastalık fazlaca çabuk meydana geliyor. Bunu ortadan kaldırabilmek için bedenimize bakmamız lazım. Burada değerli olan bedenin savunmasını kuvvetlendirecek malzemeleri bedene almak. Ne kadar doğaldan uzaklaşırsak, o kadar hastalık kapıda” diye konuştu.
FİYATLAR 2 KATINA ÇIKTI
Eserin meblağlarına da değinen aktar Özkılıç, “Zencefil bilhassa Uzak Doğu ülkelerinde daima kullanılıyor. Bu eserler de oradaki ülkelerden ithal ediliyor. Dövizdeki artıştan dolayı bu eserin fiyatı da haliyle arttı. Geçen seneye göre iki katına satışa sunuluyor. Şu anda kilosu 70 TL” dedi.
KAYNAK: İHA