MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki küme toplantısında konuşuyor.
Son periyotta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıhhat durumuyla ilgili çıkan tartışmalar üzerine konuşan Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın sıhhatiyle ilgili yayılmak istenen ahlaksız tezviratlar, bunu fırsat bilip Borsa İstanbul’da oyunlar oynayan hasımlık cephesinin varlığı gözümüzden kaçmayan alçaklıklardır.” sözlerini kullandı.
Konuşmasında CHP’yi gaye alan Bahçeli, “HDP’nin kafesine giren CHP resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır.” dedi. CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun esir edilmiş bir siyasetçi olduğuna kesin kanaat getirmiş durumdayım.” diye belirtti.
Bahçeli’nin konuşmasında öne çıkan kısımlar şöyleki:
10 Kasım bir matem günü değil, aziz Atatürk’ü idrak vesilesi, Cumhuriyet’i, öncesi ve daha sonrası ile kavrama vefasıdır. O, Türk milletinin sinesinde bir hilal üzere parlayan kurtuşun öncü ismidir.
Türk milleti, hiç bir güce eğilmeyecek, vatan evlatlarının özündeki cevherini ortaya çıkarak şer odaklarının heveslerini kursaklarını bırakacaktır.
Bir çabanın daima olması kadar haklı olması da kaçınılmaz bir hayat gayesidir. Türk milleti, tarihin her evresinde haklı uğraşı ile sivrilmiş, gönüllerde taht kurmuştur. Milletimizin gururlu varlığı zulümle anılmamış, haksızlıkla karışmamıştır. Husus milletse, vatan onuruysa helal süt içmiş her insanımız hasımlığa dayanmasını can kıymetine da olsa zulüm çemberini parçalamasını bilmiştir.
Türk milleti en çetin tuzakları bozmuş, varlığını ve bekasını koruma muvaffakiyetini göstermiştir.
hiç bir siyasi amaç, siyasi plan, Türk milletinin varlığından, egemenlik haklarından, geleceğinden daha öncelikli değildir. Siyasi rant hesabı yaparak iflah olmaz hırslarıyla ikbal telaşlarını eklemleştirenler, her kıymetimizi bırakın sömürmeyi kaynağında söndürmek için çabalamaktadır.
Terör örgütlerine can suyu vermek için faaliyet için faaliyet halinde bulunan partilerin, işin özünde 1 numaralı ulusal güvenlik tehdidi haline geldiğini görmek zorunluluktur. Problemin can alıcı noktası şudur ki, Türk tarihinin kahramanlık zincirini kırmak için fırsat kollayan parti, ve STK kisvesine bürünmüş odakların, iktisat, özgürlük, hukuk, insan hakları üzere kavramları sık sık söylem etmeleri, sahtecilik olduğu kadar palavradır. Bize düşen sahtekarlığı tefrik etmek, halkın yanında durmaktır. Türkiye’nin ayağından çekiştirenler boş durmuyorlar. Yıkım lobisi aktiftir. Fitnenin biri biterken başkası başlamaktadır.
Cumhurbaşkanımızın sıhhati ile ilgili yayılmak istenen ahlaksız tezviratlar, bunu fırsat bilip BIST’te oyunlar oynayan, döviz üzerinde baskı oluşturan iç/dış hasımlık cephesinin varlığı alçaklıklardır. Siyasi, ekonomik, diplomatik taarruzların cesameti yaygınlaşmaktadır.”
CHP’Yİ VE KILIÇDAROĞLU’NU GAYE ALDI
“Adına millet denen ittifakı denen, gerçekte zillet ittifakı olan hastalıkı siyasi bünyenin, ana ve orta ortakları Türkiye’nin önünü kesmek, Türk milletinin haklarını sekteye uğratmak için güya yarış halindedir. HDP’nin kafesine giren CHP, resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır. CHP idaresi PKK’ya, YPG’ye evet, Türkiye’ye hayır demiştir. Çanakkale ruhunu sarsan, ulusal çabayı satan, gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına darbe vuran CHP Genel Lideri ve idaresinin ne yatacak ne sığınacak yeri kalmıştır.
Türkiye’nin istikrarsızlık devirleri, kriz yılları, siyasi buhranları, ekonomik kıtlıkları, kardeş hengameleri, fren tutmayan kutuplaşma fırtınaları CHP’nin tarihi ile özdeştir. Bir nevi CHP’nin tarihidir. CHP ile yüzleşmek demek, Türkiye’nin huzursuzluk periyotlarına ayna tutmak demektir.
İşgal de bir, boykot da bir yaklaşımı, toplumsal huzurumuzun tıkacı olmuştur. Nerede bir anarşist olay görülmüşse orada CHP çıkmıştır. Bu partinin kalemşörlüğünü yapan zihniyetler, ulusal dokuda tabansız kuyular açmak için çırpınmışlar, nazaranvleri bitince de soluğu yabancı ülkelerde aldıkları ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu bir sonuçtur, sebepler ise CHP’nin son 50 yıllık tarihinde yatmaktadır. O denli bir evreye gelinmiştir ki Kılıçdaroğlu’nun istikameti tamamıyla şaşmış, bütün yolları Kandil’e açılmıştır. HDP’nin kuklasına dönen, PKK’nın eline avucuna düşen CHP’nin hali utanç vesikasıdır. Türkiye’nin haklı gayretine sırt çeviren iş birlikçilik markaları, CHP ile, yanında bulunan öbür operasyon partilerinden oburu değildir. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kıran, teröristlerle çabaya karşı çıkan, ‘hayır’ diyen CHP’dir, bu güvenlik sorunu parti, tercihini şeytandan yana kullanmıştır.
Uygunca sıkışan, hareket alanı daralan Kılıçdaroğlu, soluğu bu kere da Yozgat’ta almıştır, motamot şunları lisana getirmiştir: Kandil denen yuvayı yerle yaksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler! Güler misiniz, ağlar mısınız… Karga kekliği taklit edeyim derken, kendi yürüyüşünü şaşırırmış. Sayın Kılıçdaroğlu, Kandil’de yuva değil, mağara delikleri vardır, senin karşı çıktığın ancak bizim kabul ettiğimiz tezkere yardımıyla teröristlere o deliklerlerde Allah’ın müsaadesi ile yok edeceğiz. Ağzına bir kere olsun PKK’yı al da bakılırsalim. Bir defa olun PKK’ya hainsin, katilsin, canisin diyerek seslen de teröre karşı tutumunu öğrenelim. Sanıyorum bilmiyorsun, zira takip etmiyorsun. Teröristler yalnızca Kandil’de bulunmuyor. Ayrıyeten özgürlüğünü istediğin, niye içeride tutulduğunu sorguladığın Demirtaş, Kandil yetiştirmesi, azılı ve kanlı bir teröristtir. Kesin olan şey şudur: Senin yasal kabul ettiğin HDP, Kandil’in siyaset ayağı, hıyanet odağıdır. Siyasi ahlakını, vicdanını bir kesim da olsa mahpus tutuyorsan bari bunu kabullen, milletin huzuruna çıkarak af ve merhamet dilen.
Diyarbakır başta olmak üzere analar evlatlarını almak için HDP binalarında nöbet tutuyor. Kılıçdaroğlu, şayet mertsen, gözün kesiyorsa HDP’nin yoldaşlarının karşısına dikil de Kandil’i yerle yaksan edeceğini söyle.”
DETAYLAR GELİYOR…
Son periyotta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıhhat durumuyla ilgili çıkan tartışmalar üzerine konuşan Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın sıhhatiyle ilgili yayılmak istenen ahlaksız tezviratlar, bunu fırsat bilip Borsa İstanbul’da oyunlar oynayan hasımlık cephesinin varlığı gözümüzden kaçmayan alçaklıklardır.” sözlerini kullandı.
Konuşmasında CHP’yi gaye alan Bahçeli, “HDP’nin kafesine giren CHP resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır.” dedi. CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun esir edilmiş bir siyasetçi olduğuna kesin kanaat getirmiş durumdayım.” diye belirtti.
Bahçeli’nin konuşmasında öne çıkan kısımlar şöyleki:
10 Kasım bir matem günü değil, aziz Atatürk’ü idrak vesilesi, Cumhuriyet’i, öncesi ve daha sonrası ile kavrama vefasıdır. O, Türk milletinin sinesinde bir hilal üzere parlayan kurtuşun öncü ismidir.
Türk milleti, hiç bir güce eğilmeyecek, vatan evlatlarının özündeki cevherini ortaya çıkarak şer odaklarının heveslerini kursaklarını bırakacaktır.
Bir çabanın daima olması kadar haklı olması da kaçınılmaz bir hayat gayesidir. Türk milleti, tarihin her evresinde haklı uğraşı ile sivrilmiş, gönüllerde taht kurmuştur. Milletimizin gururlu varlığı zulümle anılmamış, haksızlıkla karışmamıştır. Husus milletse, vatan onuruysa helal süt içmiş her insanımız hasımlığa dayanmasını can kıymetine da olsa zulüm çemberini parçalamasını bilmiştir.
Türk milleti en çetin tuzakları bozmuş, varlığını ve bekasını koruma muvaffakiyetini göstermiştir.
hiç bir siyasi amaç, siyasi plan, Türk milletinin varlığından, egemenlik haklarından, geleceğinden daha öncelikli değildir. Siyasi rant hesabı yaparak iflah olmaz hırslarıyla ikbal telaşlarını eklemleştirenler, her kıymetimizi bırakın sömürmeyi kaynağında söndürmek için çabalamaktadır.
Terör örgütlerine can suyu vermek için faaliyet için faaliyet halinde bulunan partilerin, işin özünde 1 numaralı ulusal güvenlik tehdidi haline geldiğini görmek zorunluluktur. Problemin can alıcı noktası şudur ki, Türk tarihinin kahramanlık zincirini kırmak için fırsat kollayan parti, ve STK kisvesine bürünmüş odakların, iktisat, özgürlük, hukuk, insan hakları üzere kavramları sık sık söylem etmeleri, sahtecilik olduğu kadar palavradır. Bize düşen sahtekarlığı tefrik etmek, halkın yanında durmaktır. Türkiye’nin ayağından çekiştirenler boş durmuyorlar. Yıkım lobisi aktiftir. Fitnenin biri biterken başkası başlamaktadır.
Cumhurbaşkanımızın sıhhati ile ilgili yayılmak istenen ahlaksız tezviratlar, bunu fırsat bilip BIST’te oyunlar oynayan, döviz üzerinde baskı oluşturan iç/dış hasımlık cephesinin varlığı alçaklıklardır. Siyasi, ekonomik, diplomatik taarruzların cesameti yaygınlaşmaktadır.”
CHP’Yİ VE KILIÇDAROĞLU’NU GAYE ALDI
“Adına millet denen ittifakı denen, gerçekte zillet ittifakı olan hastalıkı siyasi bünyenin, ana ve orta ortakları Türkiye’nin önünü kesmek, Türk milletinin haklarını sekteye uğratmak için güya yarış halindedir. HDP’nin kafesine giren CHP, resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır. CHP idaresi PKK’ya, YPG’ye evet, Türkiye’ye hayır demiştir. Çanakkale ruhunu sarsan, ulusal çabayı satan, gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına darbe vuran CHP Genel Lideri ve idaresinin ne yatacak ne sığınacak yeri kalmıştır.
Türkiye’nin istikrarsızlık devirleri, kriz yılları, siyasi buhranları, ekonomik kıtlıkları, kardeş hengameleri, fren tutmayan kutuplaşma fırtınaları CHP’nin tarihi ile özdeştir. Bir nevi CHP’nin tarihidir. CHP ile yüzleşmek demek, Türkiye’nin huzursuzluk periyotlarına ayna tutmak demektir.
İşgal de bir, boykot da bir yaklaşımı, toplumsal huzurumuzun tıkacı olmuştur. Nerede bir anarşist olay görülmüşse orada CHP çıkmıştır. Bu partinin kalemşörlüğünü yapan zihniyetler, ulusal dokuda tabansız kuyular açmak için çırpınmışlar, nazaranvleri bitince de soluğu yabancı ülkelerde aldıkları ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu bir sonuçtur, sebepler ise CHP’nin son 50 yıllık tarihinde yatmaktadır. O denli bir evreye gelinmiştir ki Kılıçdaroğlu’nun istikameti tamamıyla şaşmış, bütün yolları Kandil’e açılmıştır. HDP’nin kuklasına dönen, PKK’nın eline avucuna düşen CHP’nin hali utanç vesikasıdır. Türkiye’nin haklı gayretine sırt çeviren iş birlikçilik markaları, CHP ile, yanında bulunan öbür operasyon partilerinden oburu değildir. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kıran, teröristlerle çabaya karşı çıkan, ‘hayır’ diyen CHP’dir, bu güvenlik sorunu parti, tercihini şeytandan yana kullanmıştır.
Uygunca sıkışan, hareket alanı daralan Kılıçdaroğlu, soluğu bu kere da Yozgat’ta almıştır, motamot şunları lisana getirmiştir: Kandil denen yuvayı yerle yaksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler! Güler misiniz, ağlar mısınız… Karga kekliği taklit edeyim derken, kendi yürüyüşünü şaşırırmış. Sayın Kılıçdaroğlu, Kandil’de yuva değil, mağara delikleri vardır, senin karşı çıktığın ancak bizim kabul ettiğimiz tezkere yardımıyla teröristlere o deliklerlerde Allah’ın müsaadesi ile yok edeceğiz. Ağzına bir kere olsun PKK’yı al da bakılırsalim. Bir defa olun PKK’ya hainsin, katilsin, canisin diyerek seslen de teröre karşı tutumunu öğrenelim. Sanıyorum bilmiyorsun, zira takip etmiyorsun. Teröristler yalnızca Kandil’de bulunmuyor. Ayrıyeten özgürlüğünü istediğin, niye içeride tutulduğunu sorguladığın Demirtaş, Kandil yetiştirmesi, azılı ve kanlı bir teröristtir. Kesin olan şey şudur: Senin yasal kabul ettiğin HDP, Kandil’in siyaset ayağı, hıyanet odağıdır. Siyasi ahlakını, vicdanını bir kesim da olsa mahpus tutuyorsan bari bunu kabullen, milletin huzuruna çıkarak af ve merhamet dilen.
Diyarbakır başta olmak üzere analar evlatlarını almak için HDP binalarında nöbet tutuyor. Kılıçdaroğlu, şayet mertsen, gözün kesiyorsa HDP’nin yoldaşlarının karşısına dikil de Kandil’i yerle yaksan edeceğini söyle.”
DETAYLAR GELİYOR…