Türkiye’nin dev kamu şirketlerini bünyesinde bulunduran Türkiye Varlık Fonu’ndan yapılan açıklamada; “Fon’un azınlık hisseye sahip olduğu Türk Telekomünikasyon AŞ’nin toplam sermayesinin %55’ini temsil eden hisselerini satın almak hedefiyle LYY Telekomünikasyon AŞ ile görüşmelere başladığı, gelişmelerin bilahare kamuoyu ile paylaşılacağı” duyurulmuştu.
“Büyük bir özelleştirme başarısı” olarak kamuoyuna sunulan Türk Telekom’un özelleştirilme sürecinin senelerca kamuoyunun gündeminde yer aldığını ve nihayet 2005 yılında gerçekleştiğini tabir eden CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Türk Telekom’un % 55 çoğunluk payı kullanım hakkının 21 yıllığına Oger Telekomünikasyon A.Ş’ye (OTAŞ) 6,5 Milyar dolar bedelle devredildiğini hatırlattı.
Yabancı yatırımcıların AKP’nin yönettiği Türkiye’ye olan inançlarının bir sembolü haline geleceği ve yabancı sermaye girişine örnek olacağı argüman edilen bu özelleştirmenin hiç de söylendiği üzere bir iş olmadığının vakit içinde ortaya çıktığını belirten Bekaroğlu, “2004 yılında 2,2 milyar lira net kârı olan, 2005 yılında ise kasasında 2 milyar doları bulunan Türk Telekom 6,5 milyar dolara özelleştirilmiştir. Altyapısı devlete ilişkin olan ve 21 yıllık işletme imtiyazı ile Türk Telekom’u 6,5 milyar dolara satın alan OGER kümesi, bu alım için yurtharicinden para girişi bile sağlamamış, satın alma bedelinin hayli değerli bir kısmını Türk bankalarından aldığı kredi ile ödemiştir” dedi.
OGER ÖDEMELERİ BANKA KREDİSİ İLE YAPTI, KREDİYİ ÖDEMEDİĞİ biçimde YİNE BORÇ ALDI
Türk Telekom için peşinat olarak Hazine’ye 2005 yılında 1,31 milyar dolar ve 2006’da faiz dahil 1,431 milyar dolar olmak üzere iki ödeme yapan OGER kümesi, 2007 yılında Türk Telekom özelleştirmesinden kalan taksitleri olan 4,31 Milyar doları ise bankalardan kredi alarak ödemişti.
OGER kümesinin bankalardan aldığı bu kredinin yalnızca 900 Milyon Dolarlık kısmını ödediği, geriye kalan 3,6 Milyar dolarlık kredinin ödenmesi için bir daha bankalardan 4,75 Milyar dolarlık borç aldığı savlarını hatırlatan Bekaroğlu, “OGER kümesinin 2013 yılında aldığı 4,75 Milyar Dolarlık kredinin 500 Milyon Dolarının İş Bankasına, 1 Milyar Dolarlık kısmının Garanti Bankasına, 1,5 Milyar Dolarının ise Akbank’a ilişkin olduğu öğrenilmiştir” dedi.
BANKALAR ZİYAN YAZACAK
OGER kümesinin bu krediyi kullanırken teminat olarak Türk Telekom paylarını rehin ettiğini ve 2006-2018 yılları içinde Türk Telekom’un kârının yüzde 55’ini tertipli olarak aldığı biçimde bankalara olan borcunu ödemediğini hatırlatan Bekaroğlu, 2018 yılında OGER kümesine kredi kullandırmış olan bankaların kurduğu “Levent Yapılandırma İdare A.Ş.”nin kelam konusu kredi borcu karşılığında OGER kümesinde bulunan yüzde 55 oranında TT payını devraldığını da ekledi.
Levent bir daha Yapılandırma A.Ş.’nin toplam % 69,28 payı üç bankaya (%22.12 payı Garanti Bankasına, % 35.55 payı Akbank’a, % 11.59’u İş Bankasına), geriye kalan % 30,72 payı ise öbür 26 bankaya ilişkin olduğu bilgisini veren Bekaroğlu, Türk Telekom’un 1 Ekim 2021 tarihi itibariyle toplam piyasa pahasının yaklaşık 2,9 milyar dolar olduğunu, bankalara ilişkin olan yüzde 55 payın piyasa pahasının ise yaklaşık 1,6 milyar dolar olduğunun hesaplandığını belirtti.
Varlık Fonu’nun kelam konusu payları piyasa pahası üzerinden satın alacak olursa, yaklaşık 1,6 milyar dolar ödemesi gerekeceğini kaydeden Bekaroğlu, “Bu fiyat bankaların kelam konusu krediden kaynaklanan alacaklarını karşılamaya yetmeyecektir. Zira bankaların OGER kümesine kullandırmış olduğu kredinin ödenmeyen fiyatı 4,75 milyar dolardır. Bu niçinle bu fiyat temel alınırsa bankalar kredinin değerli bir kısmını tahsil edememiş olacaktır. Bu durum kelam konusu bankaların yaklaşık 3,1 milyar dolar ziyan yazmaları manasına gelecektir” sözlerini kullandı.
VARLIK FONU NE HEDEFLE KURULDU, NE YAPIYOR?
Sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurtarasında kamuya ilişkin olan varlıkları iktisada kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için, 6741 sayılı Kanunla kurulan Türkiye Varlık Fonu kaynaklarının bu biçimdesi bir kurtarma operasyonunda kullanılmak istenmesinin niçininin izaha muhtaç olduğunu vurgulayan Bekaroğlu, “2026 yılında imtiyaz mukavelesi dolacak ve altyapısının tamamı bir daha devlete dönecek olan Türk Telekom’un yüzde 55 payı karşılığında Varlık Fonu’nun ne kadar bir bedel ödeyeceği ve bu süreci yapmasındaki kamusal faydanın ne olduğu tartışmalıdır. Ayrıyeten Türk Telekom’un özelleştirilmesinde kamu ziyanına niye olan ihmallerin, yolsuzlukların ve bunların sorumlularının tespiti de gerekli bulunmaktadır” dedi.
Bekaroğlu, ulusal ve yerli kuruluş olan ancak başarısız bir özelleştirme operasyonuna muhatap olan lakin özelleştirilen paylarının tamamı özelleştirme müddeti bittiği için 2027 yılında Hazine’ye geçecek olan Türk Telekom’un özelleştirilmesinde kamu ziyanına niye olan ihmallerin, yolsuzlukların ve bunların sorumlularının tespiti; Türkiye Varlık Fonu tarafınca yapılması düşünülen pay alım sürecinin Türkiye Varlık Fonunun kuruluş emellerine uygun olup olmadığının, Fonun bu tercihte bulunmasının varsa haklı niçinlerinin saptanması; ayrıyeten bundan bu biçimde Türk Telekom ile ilgili tüm süreç ve tasarrufların kamu ziyanına niye olmaksızın sonuçlandırılması için; hususun TBMM tarafınca bütün bilgileriyla incelenip kıymetlendirilmesi hedefiyle Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105’inci hususları yeterince Meclis Araştırması açılmasını istedi.
“Büyük bir özelleştirme başarısı” olarak kamuoyuna sunulan Türk Telekom’un özelleştirilme sürecinin senelerca kamuoyunun gündeminde yer aldığını ve nihayet 2005 yılında gerçekleştiğini tabir eden CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Türk Telekom’un % 55 çoğunluk payı kullanım hakkının 21 yıllığına Oger Telekomünikasyon A.Ş’ye (OTAŞ) 6,5 Milyar dolar bedelle devredildiğini hatırlattı.
Yabancı yatırımcıların AKP’nin yönettiği Türkiye’ye olan inançlarının bir sembolü haline geleceği ve yabancı sermaye girişine örnek olacağı argüman edilen bu özelleştirmenin hiç de söylendiği üzere bir iş olmadığının vakit içinde ortaya çıktığını belirten Bekaroğlu, “2004 yılında 2,2 milyar lira net kârı olan, 2005 yılında ise kasasında 2 milyar doları bulunan Türk Telekom 6,5 milyar dolara özelleştirilmiştir. Altyapısı devlete ilişkin olan ve 21 yıllık işletme imtiyazı ile Türk Telekom’u 6,5 milyar dolara satın alan OGER kümesi, bu alım için yurtharicinden para girişi bile sağlamamış, satın alma bedelinin hayli değerli bir kısmını Türk bankalarından aldığı kredi ile ödemiştir” dedi.
OGER ÖDEMELERİ BANKA KREDİSİ İLE YAPTI, KREDİYİ ÖDEMEDİĞİ biçimde YİNE BORÇ ALDI
Türk Telekom için peşinat olarak Hazine’ye 2005 yılında 1,31 milyar dolar ve 2006’da faiz dahil 1,431 milyar dolar olmak üzere iki ödeme yapan OGER kümesi, 2007 yılında Türk Telekom özelleştirmesinden kalan taksitleri olan 4,31 Milyar doları ise bankalardan kredi alarak ödemişti.
OGER kümesinin bankalardan aldığı bu kredinin yalnızca 900 Milyon Dolarlık kısmını ödediği, geriye kalan 3,6 Milyar dolarlık kredinin ödenmesi için bir daha bankalardan 4,75 Milyar dolarlık borç aldığı savlarını hatırlatan Bekaroğlu, “OGER kümesinin 2013 yılında aldığı 4,75 Milyar Dolarlık kredinin 500 Milyon Dolarının İş Bankasına, 1 Milyar Dolarlık kısmının Garanti Bankasına, 1,5 Milyar Dolarının ise Akbank’a ilişkin olduğu öğrenilmiştir” dedi.
BANKALAR ZİYAN YAZACAK
OGER kümesinin bu krediyi kullanırken teminat olarak Türk Telekom paylarını rehin ettiğini ve 2006-2018 yılları içinde Türk Telekom’un kârının yüzde 55’ini tertipli olarak aldığı biçimde bankalara olan borcunu ödemediğini hatırlatan Bekaroğlu, 2018 yılında OGER kümesine kredi kullandırmış olan bankaların kurduğu “Levent Yapılandırma İdare A.Ş.”nin kelam konusu kredi borcu karşılığında OGER kümesinde bulunan yüzde 55 oranında TT payını devraldığını da ekledi.
Levent bir daha Yapılandırma A.Ş.’nin toplam % 69,28 payı üç bankaya (%22.12 payı Garanti Bankasına, % 35.55 payı Akbank’a, % 11.59’u İş Bankasına), geriye kalan % 30,72 payı ise öbür 26 bankaya ilişkin olduğu bilgisini veren Bekaroğlu, Türk Telekom’un 1 Ekim 2021 tarihi itibariyle toplam piyasa pahasının yaklaşık 2,9 milyar dolar olduğunu, bankalara ilişkin olan yüzde 55 payın piyasa pahasının ise yaklaşık 1,6 milyar dolar olduğunun hesaplandığını belirtti.
Varlık Fonu’nun kelam konusu payları piyasa pahası üzerinden satın alacak olursa, yaklaşık 1,6 milyar dolar ödemesi gerekeceğini kaydeden Bekaroğlu, “Bu fiyat bankaların kelam konusu krediden kaynaklanan alacaklarını karşılamaya yetmeyecektir. Zira bankaların OGER kümesine kullandırmış olduğu kredinin ödenmeyen fiyatı 4,75 milyar dolardır. Bu niçinle bu fiyat temel alınırsa bankalar kredinin değerli bir kısmını tahsil edememiş olacaktır. Bu durum kelam konusu bankaların yaklaşık 3,1 milyar dolar ziyan yazmaları manasına gelecektir” sözlerini kullandı.
VARLIK FONU NE HEDEFLE KURULDU, NE YAPIYOR?
Sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurtarasında kamuya ilişkin olan varlıkları iktisada kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için, 6741 sayılı Kanunla kurulan Türkiye Varlık Fonu kaynaklarının bu biçimdesi bir kurtarma operasyonunda kullanılmak istenmesinin niçininin izaha muhtaç olduğunu vurgulayan Bekaroğlu, “2026 yılında imtiyaz mukavelesi dolacak ve altyapısının tamamı bir daha devlete dönecek olan Türk Telekom’un yüzde 55 payı karşılığında Varlık Fonu’nun ne kadar bir bedel ödeyeceği ve bu süreci yapmasındaki kamusal faydanın ne olduğu tartışmalıdır. Ayrıyeten Türk Telekom’un özelleştirilmesinde kamu ziyanına niye olan ihmallerin, yolsuzlukların ve bunların sorumlularının tespiti de gerekli bulunmaktadır” dedi.
Bekaroğlu, ulusal ve yerli kuruluş olan ancak başarısız bir özelleştirme operasyonuna muhatap olan lakin özelleştirilen paylarının tamamı özelleştirme müddeti bittiği için 2027 yılında Hazine’ye geçecek olan Türk Telekom’un özelleştirilmesinde kamu ziyanına niye olan ihmallerin, yolsuzlukların ve bunların sorumlularının tespiti; Türkiye Varlık Fonu tarafınca yapılması düşünülen pay alım sürecinin Türkiye Varlık Fonunun kuruluş emellerine uygun olup olmadığının, Fonun bu tercihte bulunmasının varsa haklı niçinlerinin saptanması; ayrıyeten bundan bu biçimde Türk Telekom ile ilgili tüm süreç ve tasarrufların kamu ziyanına niye olmaksızın sonuçlandırılması için; hususun TBMM tarafınca bütün bilgileriyla incelenip kıymetlendirilmesi hedefiyle Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105’inci hususları yeterince Meclis Araştırması açılmasını istedi.