Türkiye Barolar Birliği (TBB), İstanbul’da Avukat Mürsel Ünder’in toplu taşıma ile seyahat etmek isterken, bekçiler tarafınca durdurularak GBT sorgulaması yapılmak istendiğini, avukatın itiraz etmesi üzerine aykırı kelepçe takılarak darp edildiğini ve karakola gdolayıldüğünü deklare etti.
TBB’den yapılan açıklamada, “Toplu taşıma ile seyahat etmekten diğer hiç bir hareketi bulunmayan birinin bekçiler tarafınca keyfi biçimde durdurulması ve bu uygulamanın hukuksuz olduğunu tabir etmesi üzerine darp edilerek özgürlüğünden yoksun bırakılması, bir hukuk devletinde kabul edilemez” tabirleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamı şöyleki:
“Meslektaşımız Av. Mürsel Ünder, 17 Ocak 2022 tarihinde İstanbul’da toplu taşıma ile seyahat etmek üzere iken, maddede aranan kuralların hiç birisi gerçekleşmediği biçimde bekçiler tarafınca durdurularak GBT sorgulaması yapılmak istenmiştir. Bir avukat olarak, yapılan sürecin yasaya karşıt olduğunu belirtmesine karşın meslektaşımıza aykırı kelepçe uygulanmış ve darp edilerek karakola gdolayılmüştür.
Gdolayıldüğü karakolda hukuka, kanuna ve insan onuruna alışılmamış muamele görmeye devam eden meslektaşımız, kendisine hiç bir bilgi verilmeden uzun müddet bekletildikten daha sonra özgür bırakılmıştır.
Bekçilere tanınan durdurma ve kimlik sorma ytesirinin şartları, 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 7. hususunda açıkça düzenlenmiştir. Durdurma ytesirinin kullanılabilmesi için bu hususta tahdidi olarak sayılan ögelerle bir arada makul bir kuşkunun olması ve yetkinin keyfilik oluşturmayacak biçimde kullanılması gerekir.
Toplu taşıma ile seyahat etmekten öbür hiç bir aksiyonu bulunmayan birinin bekçiler tarafınca keyfi biçimde durdurulması ve bu uygulamanın hukuksuz olduğunu tabir etmesi üzerine darp edilerek özgürlüğünden yoksun bırakılması, bir hukuk devletinde kabul edilemez. Aksi niyet, gündelik hayatlarını sürdürmekten öbür hiç bir şey yapmayan istisnasız her vatandaşın, seyahat özgürlüğü üzere en temel hak ve özgürlüklerinin “makul şüphe” ismi altında kolluğun nezaret ve kısıtlamasına tabi tutularak ihlal edilmesi manasına gelir ki, bu durum, yönetimi hukukla sınırlanmayan polis devletine işaret eder.
Türkiye Barolar Birliği olarak meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın özgürlüklerini tehdit eden her türlü yasa dışı fiilin karşısında yer alacağımızı, maddede bakılırsav ve yetki tarifi yapılan bekçilerin bu yetkilerini aşarak hukuk dışı ve insan onuruna alışılmamış hareketlerde bulunma uğraşlarını kabul etmediğimizi, buna katiyen geçit vermeyeceğimizi, meslektaşımız özelinde yasal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna hürmetlerimizle duyururuz.”
TBB’den yapılan açıklamada, “Toplu taşıma ile seyahat etmekten diğer hiç bir hareketi bulunmayan birinin bekçiler tarafınca keyfi biçimde durdurulması ve bu uygulamanın hukuksuz olduğunu tabir etmesi üzerine darp edilerek özgürlüğünden yoksun bırakılması, bir hukuk devletinde kabul edilemez” tabirleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamı şöyleki:
“Meslektaşımız Av. Mürsel Ünder, 17 Ocak 2022 tarihinde İstanbul’da toplu taşıma ile seyahat etmek üzere iken, maddede aranan kuralların hiç birisi gerçekleşmediği biçimde bekçiler tarafınca durdurularak GBT sorgulaması yapılmak istenmiştir. Bir avukat olarak, yapılan sürecin yasaya karşıt olduğunu belirtmesine karşın meslektaşımıza aykırı kelepçe uygulanmış ve darp edilerek karakola gdolayılmüştür.
Gdolayıldüğü karakolda hukuka, kanuna ve insan onuruna alışılmamış muamele görmeye devam eden meslektaşımız, kendisine hiç bir bilgi verilmeden uzun müddet bekletildikten daha sonra özgür bırakılmıştır.
Bekçilere tanınan durdurma ve kimlik sorma ytesirinin şartları, 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 7. hususunda açıkça düzenlenmiştir. Durdurma ytesirinin kullanılabilmesi için bu hususta tahdidi olarak sayılan ögelerle bir arada makul bir kuşkunun olması ve yetkinin keyfilik oluşturmayacak biçimde kullanılması gerekir.
Toplu taşıma ile seyahat etmekten öbür hiç bir aksiyonu bulunmayan birinin bekçiler tarafınca keyfi biçimde durdurulması ve bu uygulamanın hukuksuz olduğunu tabir etmesi üzerine darp edilerek özgürlüğünden yoksun bırakılması, bir hukuk devletinde kabul edilemez. Aksi niyet, gündelik hayatlarını sürdürmekten öbür hiç bir şey yapmayan istisnasız her vatandaşın, seyahat özgürlüğü üzere en temel hak ve özgürlüklerinin “makul şüphe” ismi altında kolluğun nezaret ve kısıtlamasına tabi tutularak ihlal edilmesi manasına gelir ki, bu durum, yönetimi hukukla sınırlanmayan polis devletine işaret eder.
Türkiye Barolar Birliği olarak meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın özgürlüklerini tehdit eden her türlü yasa dışı fiilin karşısında yer alacağımızı, maddede bakılırsav ve yetki tarifi yapılan bekçilerin bu yetkilerini aşarak hukuk dışı ve insan onuruna alışılmamış hareketlerde bulunma uğraşlarını kabul etmediğimizi, buna katiyen geçit vermeyeceğimizi, meslektaşımız özelinde yasal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna hürmetlerimizle duyururuz.”