Her izlendiğinde hala herkesi güldürebilen Yeşilçam’ın efsanesi Hababam Sınıfı’nın oyuncularının son hallerini bakılırsanler şok oluyor. Hababam Sınıfı’nın çalışan Ahmet’i olarak tanınan Ahmet Sezerel’in son hali ağızları açık bırakıyor. Şimdiki mesleğini duyanlar şok oluyor. yıllar ona da acımamış! İşte Hababam Sınıfı’nın suçsuz yüzlü çalışkanı Ahmet’in inanılmaz değişimi…
YEŞİLÇAM’IN GÜNAHSIZ YÜZLÜSÜYDÜ
Yeşilçam’ın efsanevi projelerinden olan Hababam Sınıfı yinedan gündem oldu. Sinemada çalışan Ahmet olarak hafızalara kazınan pak yüzlü Ahmet Sezerel bakın artık ne yapıyor? Yeşilçam’ın usta isimlerinden olan oyuncu Ahmet Sezerel’in yıllar içerisindeki değişimi herkesi şok etti.
SON HALİYLE AĞIZLARI AÇIK BIRAKTI
Resmi Instagram hesabından kendisi hakkında aktör, direktör yardımcısı, direktör, fotoğrafçı. Artık baba ve dede olarak tanımlayan Ahmet Sezerel, verdiği röportajda gündeme bomba üzere düşmüştü. Gelin bir arada o röportaja bir göz atalım.
İşte Ahmet Sezerel’in hayli konuşulacak açıklamaları…
Türk sinemasında hafızamızda yer eden ne kadar sinema var ise ya oyuncu ya direktör ya üretimci olarak yer almışsınız. hem de ‘Hababam Sınıfı’nın birinci ve tek mezunusunuz…
Evet; diplomamın haklı gurunu yaşıyorum. (Gülüyor) Her şey tiyatroya adım atışımla başladı. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda başladım oyunculuğa. daha sonra Metin Erksan’ın yazıp yönettiği ‘Kadın Hamlet’te Ofelya’yı oynadım. Akabinde Şerif bakılırsan’in sineması ‘Darbe’de oynadım. daha sonra aslına bakarsanız Dilek Sinema devri başlıyor… Dilek Sinema’da bir aile üzereydik. Ertem (Eğilmez) Ağabey’in konutunda toplanılırdı. Gırgır şamata… Hem işimizi yapar birebir zamandali üzere eğlenirdik. Alışılmış bu biçimde her şey epey oburdu. Çalışma disiplini de farklıydı.
Nasıldı?
Özellikle İstek Sinema takımında her şey öteki türlü ilerlerdi. örneğin evvel tretman yazılırdı. Diyaloglar sette yazılırdı. Şimdiki üzere evvel senaryoyu birinin büsbütün yazıp bitirmesi diye bir şey yoktu. Yavuz Turgul, Sadık Şengil, Halit Akçatepe diyalogları yazardı. Ertem Ağabey’in meşhur bir öğle uykusu vardı. Uykusundan uyanır, yazılanlara bakardı. Beğenirse çekerdi, beğenmezse yırtar atardı.
‘Hababam Sınıfı’nda oynadığınızda kaç yaşındaydınız?
21 sanırım. O set de bir panayır üzere, lunapark üzereydi. Ertem Abi uyanana kadar biz tüm çocuklar top oynardık, voleybol oynardık. Kemal (Sunal), Halit Abi, Adile (Naşit) Abla da daima bizimle alışılmış. Artık bakıyorum; işi olmayan oyuncu o gün sete gitmiyor. Bizde o denli bir şey yoktu. O gün bizim çekimimiz olmasa dahi hepimiz orada olmak zorundaydık. Ertem Abi hepimizi yanında isterdi.
Sosyal medyayla aranız nasıl?
bazı kimi Facebook’a kim ölmüş diye bakıyorum. (Gülüyor) Oradan haber alıyorum birçok şeyi. birlikte çalıştığım yol arkadaşlarımın neredeyse hiç biri artık yok. Eski fotoğraflar geliyor kimi vakit elime, sayıyorum. 10 kişilik kümeden dört kişi kalmışız yalnızca. Çok hoş kıymetlerimizi kaybettik. Hayatta oldukları sürece dostluğumuz daima devam etti. Kemal’le (Sunal) sevgili Ayşen Gruda ile, Münir (Özkul) Abi ile.
Nerede buluşurdunuz vakit geçireceğiniz vakit?
Çiçek Bar efsanesi vardı, bilen bilir. Artık o da bitti maalesef. Sahibi değişince devrettiler, devredilince ruhu da gitti. Üç yıl öncesine kadar, hayatta kalanlar olarak orada buluşmaya devam ediyorduk.
YEŞİLÇAM’IN GÜNAHSIZ YÜZLÜSÜYDÜ
Yeşilçam’ın efsanevi projelerinden olan Hababam Sınıfı yinedan gündem oldu. Sinemada çalışan Ahmet olarak hafızalara kazınan pak yüzlü Ahmet Sezerel bakın artık ne yapıyor? Yeşilçam’ın usta isimlerinden olan oyuncu Ahmet Sezerel’in yıllar içerisindeki değişimi herkesi şok etti.
SON HALİYLE AĞIZLARI AÇIK BIRAKTI
Resmi Instagram hesabından kendisi hakkında aktör, direktör yardımcısı, direktör, fotoğrafçı. Artık baba ve dede olarak tanımlayan Ahmet Sezerel, verdiği röportajda gündeme bomba üzere düşmüştü. Gelin bir arada o röportaja bir göz atalım.
İşte Ahmet Sezerel’in hayli konuşulacak açıklamaları…
Türk sinemasında hafızamızda yer eden ne kadar sinema var ise ya oyuncu ya direktör ya üretimci olarak yer almışsınız. hem de ‘Hababam Sınıfı’nın birinci ve tek mezunusunuz…
Evet; diplomamın haklı gurunu yaşıyorum. (Gülüyor) Her şey tiyatroya adım atışımla başladı. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda başladım oyunculuğa. daha sonra Metin Erksan’ın yazıp yönettiği ‘Kadın Hamlet’te Ofelya’yı oynadım. Akabinde Şerif bakılırsan’in sineması ‘Darbe’de oynadım. daha sonra aslına bakarsanız Dilek Sinema devri başlıyor… Dilek Sinema’da bir aile üzereydik. Ertem (Eğilmez) Ağabey’in konutunda toplanılırdı. Gırgır şamata… Hem işimizi yapar birebir zamandali üzere eğlenirdik. Alışılmış bu biçimde her şey epey oburdu. Çalışma disiplini de farklıydı.
Nasıldı?
Özellikle İstek Sinema takımında her şey öteki türlü ilerlerdi. örneğin evvel tretman yazılırdı. Diyaloglar sette yazılırdı. Şimdiki üzere evvel senaryoyu birinin büsbütün yazıp bitirmesi diye bir şey yoktu. Yavuz Turgul, Sadık Şengil, Halit Akçatepe diyalogları yazardı. Ertem Ağabey’in meşhur bir öğle uykusu vardı. Uykusundan uyanır, yazılanlara bakardı. Beğenirse çekerdi, beğenmezse yırtar atardı.
‘Hababam Sınıfı’nda oynadığınızda kaç yaşındaydınız?
21 sanırım. O set de bir panayır üzere, lunapark üzereydi. Ertem Abi uyanana kadar biz tüm çocuklar top oynardık, voleybol oynardık. Kemal (Sunal), Halit Abi, Adile (Naşit) Abla da daima bizimle alışılmış. Artık bakıyorum; işi olmayan oyuncu o gün sete gitmiyor. Bizde o denli bir şey yoktu. O gün bizim çekimimiz olmasa dahi hepimiz orada olmak zorundaydık. Ertem Abi hepimizi yanında isterdi.
Sosyal medyayla aranız nasıl?
bazı kimi Facebook’a kim ölmüş diye bakıyorum. (Gülüyor) Oradan haber alıyorum birçok şeyi. birlikte çalıştığım yol arkadaşlarımın neredeyse hiç biri artık yok. Eski fotoğraflar geliyor kimi vakit elime, sayıyorum. 10 kişilik kümeden dört kişi kalmışız yalnızca. Çok hoş kıymetlerimizi kaybettik. Hayatta oldukları sürece dostluğumuz daima devam etti. Kemal’le (Sunal) sevgili Ayşen Gruda ile, Münir (Özkul) Abi ile.
Nerede buluşurdunuz vakit geçireceğiniz vakit?
Çiçek Bar efsanesi vardı, bilen bilir. Artık o da bitti maalesef. Sahibi değişince devrettiler, devredilince ruhu da gitti. Üç yıl öncesine kadar, hayatta kalanlar olarak orada buluşmaya devam ediyorduk.