ÂLÂ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Muğla’da yangından etkilenen köyleri ziyaret ederek, yurttaşların kaygısını dinledi. Akşener; Milas’ın, Göksel Mahallesi’nde yangından mağdur olan yurttaşlar ile kahvehanede bir ortaya geldi. Bir bayan, Akşener’e fesleğen ikram etti.
Akşener, kahvehanedeki yurttaşlara, şunları söylemiş oldu:
“Büyük bir yangın geçirdiniz. Kaygılarınız var, kaygılarınız var. Soru işaretleriniz oldu. Yanan yerlerin söndürülmesi ile ilgili derin bir beceriksizlik oldu. Köylünün istediği, yanan yerlerin imara açılmaması, betonlaşmaması. Mağdur olan, meskeni yanan, hayvanı yanan, işletmesi yanan insanlara yardım edilmesi. Artık, ben de aranızda bunları dinlemek, sizin halinizi sormak, durumunuzu öğrenmek hedefli geziyorum. Yangın çıktığında geldim, ancak bu türlü kendimi göstermek üzere bir tarafa gitmedim. Yangın söndü; acınızla, eksiğinizle, gediğinizle baş başasınız. Artık bunu konuşacağız ki biz sizin için ne yapabiliriz? Ülkeyi yönetenlerin sizin için ne yapmasını istiyorsunuz, onun peşinden biz koşacağız. Sizi gündemde tutacağız. Kelam sizin, nutuk atmaya gelmedim.”
“ORMANLARIMIZIN YEŞİLLENMESİNİ İSTİYORUZ”
Bir bayan, Akşener’e; “Ormanlarımızın yeşillenmesini istiyoruz. İçimiz kan ağlıyor. Topraklarımız, zeytinlerimiz yandı. Bizim tüm geçimimiz zeytinlerdedir.” dedi. Hayvanlarının yandığını belirten yurttaş, yangının şokunu atamadıklarını kaydederek, “Ne için müdahale olunmadı?” sorusunu sordu. Geçim kaynaklarının artık kalmadığını lisana getiren yurttaş, “Ciğerimiz yandı. Kendimize gelemedik kaç vakittir. Niçin bu biçimde yapıyorlar. Şokları atamadık. Nasıl geçim sağlayacağız bilemiyoruz. Aylığımız yok, yıllığımız yok” dedi.
Yurttaş, gözyaşlarını tutamayarak; “Kaçamadık, ağlıyor annem. 93 yaşında. Siz kaçacaksınız biz çatır çatır yanacağız dediler yani. Hala ağlıyor. Hem ormanımız yandı, hem konutumuz yandı diyor” kelamları ile annesinin durumunu aktardı. Yurttaş, “Artık kuş cıvıltılarının da duyamayacak mıyız?” diye sordu.
“BİZ NEYLE GEÇİM SAĞLAYACAĞIZ?”
Bir diğer bayan yurttaş da mallarının ve zeytinliklerinin yanmasıyla geçim kaynaklarının gittiğini belirterek, “Biz neyle geçim sağlayacağız? Gerimizde durmanızı istiyoruz, devletimizin. 10-15 sene yeşillenene kadar” dedi.
“BİZE ÇAY ATTI, EKMEK TEKNEMİZ GİTTİ BİZİM”
Bir öteki bayan yurttaş gözyaşlarını tutamayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yangının akabinde Marmaris’te çay dağıtması için şunları söylemiş oldu:
“Bize çay attı, dondurma attı. Bizim çaya, dondurmaya muhtaçlığımız yok. Benim bir oğlum yangından kaçarken kaza yaptı, düştü. bu biçimde çalışmaya gidiyor, ekmek davası, ekmek. Bir gün peşimizde durmayın, 15 sene durun peşimizde 15 sene. Bir kilo makarnaya, pirince muhtaçlığımız yok. Yeşilimiz, ormanımız, ekmek teknemiz gitti bizim… Buraya geldiniz, sağ olun, kaygımıza ortak oldunuz. Fakat bir gün değil, her vakit peşimizde olun. Her gün peşimizde olun. Zira içimiz kan ağlıyor. Zeytinlerimiz gitti. Benim oğlum yara bere ortasında çalışmaya gidiyor, ekmek davası. Çıkıyor, şak şak şak. Bize ekmek teknesi lazım, bize geçim lazım. Anlayın halimizden, anlayın kaygımızdan. Ben propaganda yapmaya gelmedim, halimi arz etmeye geldim.”
Bir öteki bayan yurttaş ise arılarının yandığını söyleyerek, “Kovanlarımıza geldi, epeyce üzüldük. Niçin duymadılar, görmediler bizi” dedi.
Akşener ise yurttaşlara; “Çalışmaya, üretmeye hazırsınız. Ancak devlet ardınızda duracak. Çocuklarınızın işsizliğini engelleyecek, istihdam yaratacak adımlar atılacak. Ağaları bunları tamamını şöyleki yapa yapa ileteceğim” diyerek eliyle “Kafalarına sokacağım” manasına gelen işaret yaptı.
Akşener, kahvehanedeki yurttaşlara, şunları söylemiş oldu:
“Büyük bir yangın geçirdiniz. Kaygılarınız var, kaygılarınız var. Soru işaretleriniz oldu. Yanan yerlerin söndürülmesi ile ilgili derin bir beceriksizlik oldu. Köylünün istediği, yanan yerlerin imara açılmaması, betonlaşmaması. Mağdur olan, meskeni yanan, hayvanı yanan, işletmesi yanan insanlara yardım edilmesi. Artık, ben de aranızda bunları dinlemek, sizin halinizi sormak, durumunuzu öğrenmek hedefli geziyorum. Yangın çıktığında geldim, ancak bu türlü kendimi göstermek üzere bir tarafa gitmedim. Yangın söndü; acınızla, eksiğinizle, gediğinizle baş başasınız. Artık bunu konuşacağız ki biz sizin için ne yapabiliriz? Ülkeyi yönetenlerin sizin için ne yapmasını istiyorsunuz, onun peşinden biz koşacağız. Sizi gündemde tutacağız. Kelam sizin, nutuk atmaya gelmedim.”
“ORMANLARIMIZIN YEŞİLLENMESİNİ İSTİYORUZ”
Bir bayan, Akşener’e; “Ormanlarımızın yeşillenmesini istiyoruz. İçimiz kan ağlıyor. Topraklarımız, zeytinlerimiz yandı. Bizim tüm geçimimiz zeytinlerdedir.” dedi. Hayvanlarının yandığını belirten yurttaş, yangının şokunu atamadıklarını kaydederek, “Ne için müdahale olunmadı?” sorusunu sordu. Geçim kaynaklarının artık kalmadığını lisana getiren yurttaş, “Ciğerimiz yandı. Kendimize gelemedik kaç vakittir. Niçin bu biçimde yapıyorlar. Şokları atamadık. Nasıl geçim sağlayacağız bilemiyoruz. Aylığımız yok, yıllığımız yok” dedi.
Yurttaş, gözyaşlarını tutamayarak; “Kaçamadık, ağlıyor annem. 93 yaşında. Siz kaçacaksınız biz çatır çatır yanacağız dediler yani. Hala ağlıyor. Hem ormanımız yandı, hem konutumuz yandı diyor” kelamları ile annesinin durumunu aktardı. Yurttaş, “Artık kuş cıvıltılarının da duyamayacak mıyız?” diye sordu.
“BİZ NEYLE GEÇİM SAĞLAYACAĞIZ?”
Bir diğer bayan yurttaş da mallarının ve zeytinliklerinin yanmasıyla geçim kaynaklarının gittiğini belirterek, “Biz neyle geçim sağlayacağız? Gerimizde durmanızı istiyoruz, devletimizin. 10-15 sene yeşillenene kadar” dedi.
“BİZE ÇAY ATTI, EKMEK TEKNEMİZ GİTTİ BİZİM”
Bir öteki bayan yurttaş gözyaşlarını tutamayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yangının akabinde Marmaris’te çay dağıtması için şunları söylemiş oldu:
“Bize çay attı, dondurma attı. Bizim çaya, dondurmaya muhtaçlığımız yok. Benim bir oğlum yangından kaçarken kaza yaptı, düştü. bu biçimde çalışmaya gidiyor, ekmek davası, ekmek. Bir gün peşimizde durmayın, 15 sene durun peşimizde 15 sene. Bir kilo makarnaya, pirince muhtaçlığımız yok. Yeşilimiz, ormanımız, ekmek teknemiz gitti bizim… Buraya geldiniz, sağ olun, kaygımıza ortak oldunuz. Fakat bir gün değil, her vakit peşimizde olun. Her gün peşimizde olun. Zira içimiz kan ağlıyor. Zeytinlerimiz gitti. Benim oğlum yara bere ortasında çalışmaya gidiyor, ekmek davası. Çıkıyor, şak şak şak. Bize ekmek teknesi lazım, bize geçim lazım. Anlayın halimizden, anlayın kaygımızdan. Ben propaganda yapmaya gelmedim, halimi arz etmeye geldim.”
Bir öteki bayan yurttaş ise arılarının yandığını söyleyerek, “Kovanlarımıza geldi, epeyce üzüldük. Niçin duymadılar, görmediler bizi” dedi.
Akşener ise yurttaşlara; “Çalışmaya, üretmeye hazırsınız. Ancak devlet ardınızda duracak. Çocuklarınızın işsizliğini engelleyecek, istihdam yaratacak adımlar atılacak. Ağaları bunları tamamını şöyleki yapa yapa ileteceğim” diyerek eliyle “Kafalarına sokacağım” manasına gelen işaret yaptı.