Gazetemiz müellifi Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” isimli köşesinde “Öcalan’ın CHP mesajları” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Pehlivan, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt meselesini HDP ile çözebiliriz” açıklamasının akabinde eski HDP Eş Genel Lideri Sezai Temelli’nin “Çözümün adresi İmralı” cevabıyla başlayan siyasi tartışmaları kıymetlendirdi.
Yazısında, 2013-2015 yılları içinde İmralı’da, terör örgütü PKK önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin kayıtlarına yer veren Pehlivan, “İmralı notlarına bakıldığında iki temel nokta görülüyor: Hem epeyce sert CHP eleştirisi birebir vakitte CHP’yi sürecin bir kesimi haline getirme eforu.” dedi. Pehlivan, Öcalan’ın CHP’ye hak verdiği konuşmasına ve devlet nazaranvlisinin cevabına da yer verdi.
Pehlivan’ın yazısı şöyleki:
“Önce özet:
Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt problemine dair konuştu. ‘İmralı legal değil, HDP ile çözebiliriz” dedi. CHP başkanı Meclis’i işaret etti.
Eski HDP Eş Genel Lideri Sezai Temelli karşılık verdi: ‘Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır.’
Artık…
‘imralı’ diye kodlanan terör örgütünün önderi Abdullah Öcalan.
Pekala, husus ‘çözüm süreci’ ise Öcalan, CHP’yi nasıl görüyordu?
Cevap için kütüphanemdeki bir kitaba göz atıyorum. ‘Demokratik Kurtuluş ve Özgür hayatı İnşa’ isimli kitap, 2013-2015 yılları içinde İmralı’da yapılan görüşmelerin kayıtlarını ve Öcalan’ın iletilerini içeriyor. Yani hem HDP heyetinin birebir vakitte devlet yöneticilerinin şahit olduğu kelamları aktarıyor.
İmralı notlarına bakıldığında iki temel nokta görülüyor:
Hem hayli sert CHP eleştirisi tıpkı vakitte CHP’yi sürecin bir kesimi haline getirme eforu.
Uzatmadan, Öcalan’ın dediklerinden birkaç alıntı aktarayım:
‘Bu süreci şahsen biz hazırladık alışılmış. Evvel devleti ısıttık, ortak ettik. Artık de AKP’yi ısıtıyoruz. O denli eskisi üzere değil, evvelce farklı olarak siz de varsınız olağan. Bütün bunlar sizin masanıza da gelecek. (Sırrı’ya dönerek) Solu da sizin uğraşlarınızla katıyoruz. BDP’nin rolü kıymetlidir alışılmış, o denli arabuluculuk falan değil. Gazetelerde ‘postacı’ üzere şeyler yazıyorlar, o denli değil. Bütün bu anayasal-yasal boyut, yani parlamento boyutu sizin işinizdir. AKP’nin de CHP’nin de bütün bunları kendi ortasında tartışması lazım. Sizin de onlarla görüşüp tartışmanız gerekir. Hatta canı isterse MHP bile katılır, katılmasa da kendisi bilir. CHP bir çıkmazı yaşıyor. Ben de varım dediği noktada adım atamıyor ya da ne söylemiş olduğini bilmiyor.’
ÖCALAN: ‘CHP HAKLI, BU HUKUK DIŞI’
Ne demişti Kılıçdaroğlu o tartışılan açıklamasında: ‘Devlet dediğimiz kurum gayri legal organla muhatap olmaz. Erdoğan bunu yaptı.’
Haksız değildi. Kaldı ki, Öcalan da o günlerde bunu gündeme getiren CHP’ye hak veriyor ve yasal taban istiyordu:
‘Düşünsenize, ağır cezalık bir mahkûm parlamentonun gündemine gelecek bir teklif sunuyor! Bunu hangi sıfatla yapıyorum, bu yasal mıdır? Hayır, cürümdür. Bu yasadışılığın bir biçimde giderilmesi gerekecek.
MHP ve CHP gece gündüz ‘İşte bu hukuk dışıdır’ diye bağırıp çağırıyorlar. Yanlışsız diyorlar, haklılar. Siz çabucak Adalet Bakanı’na gidip anlatın, bu yasadışılığın giderilmesi gerekir deyin. Bakın, MİT müsteşarlarının belgesi hala savcıda duruyor. Bu bir darbeydi, zira müsteşarların yaptığının yasal desteği yoktur.
Benim durumuma dair ne olabilir? Örneğin infaz erteleme olabilir. Cumhurbaşkanı’nın da yetkisi var. Sıhhat problemleri vesaire nedeni öne sürülerek, sürecin sonuna kadar örneğin. Lakin bunun olabileceğini sanmıyorum natürel. Siz bir daha de bunu AKP ile konuşmalısınız. Bunu konuşmamış olmanızı yadırgadım doğrusu.’
Ve 15 Eylül 2013’te Pervin Buldan’ın, Selahattin Demirtaş’ın ve bir devlet yetkilisinin de katıldığı görüşme… Bakın İmralı’daki Öcalan ne diyor, devlet yetkilisi nasıl cevap veriyor:
‘Öcalan: AKP ile görüşme yapın; ateşkes sürmeli, yeni moda geçebilmeliyiz. Ortadoğu işte ateş ortasında, bir tahlil bulmalıyız. kararında anayasayı da uzlaşarak yazacağız. Sol, Kürt ve İslam ittifakı Türkiye’de yeni anayasanın sosyolojisidir. CHP’nin ırkçılığı ile olmaz. bol ölçüde röportaj yapın, TV’lere çıkın.
Yetkili: Dışarıda biroldukca kesim barışı gösterip savaş istiyor. Bunlara bir tek söz bile vermemek lazım bence. Bunlar savaşı kışkırtmak için bir tek ‘Süreç bitti’ cümlesinin peşine düşecekler.’
Tartışmayı beklentelerimizle değil de olgularla yaparsak tahlili buluruz. Dün hiç yaşanmamış üzere yarına uyanamayız.”
Pehlivan, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt meselesini HDP ile çözebiliriz” açıklamasının akabinde eski HDP Eş Genel Lideri Sezai Temelli’nin “Çözümün adresi İmralı” cevabıyla başlayan siyasi tartışmaları kıymetlendirdi.
Yazısında, 2013-2015 yılları içinde İmralı’da, terör örgütü PKK önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin kayıtlarına yer veren Pehlivan, “İmralı notlarına bakıldığında iki temel nokta görülüyor: Hem epeyce sert CHP eleştirisi birebir vakitte CHP’yi sürecin bir kesimi haline getirme eforu.” dedi. Pehlivan, Öcalan’ın CHP’ye hak verdiği konuşmasına ve devlet nazaranvlisinin cevabına da yer verdi.
Pehlivan’ın yazısı şöyleki:
“Önce özet:
Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt problemine dair konuştu. ‘İmralı legal değil, HDP ile çözebiliriz” dedi. CHP başkanı Meclis’i işaret etti.
Eski HDP Eş Genel Lideri Sezai Temelli karşılık verdi: ‘Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır.’
Artık…
‘imralı’ diye kodlanan terör örgütünün önderi Abdullah Öcalan.
Pekala, husus ‘çözüm süreci’ ise Öcalan, CHP’yi nasıl görüyordu?
Cevap için kütüphanemdeki bir kitaba göz atıyorum. ‘Demokratik Kurtuluş ve Özgür hayatı İnşa’ isimli kitap, 2013-2015 yılları içinde İmralı’da yapılan görüşmelerin kayıtlarını ve Öcalan’ın iletilerini içeriyor. Yani hem HDP heyetinin birebir vakitte devlet yöneticilerinin şahit olduğu kelamları aktarıyor.
İmralı notlarına bakıldığında iki temel nokta görülüyor:
Hem hayli sert CHP eleştirisi tıpkı vakitte CHP’yi sürecin bir kesimi haline getirme eforu.
Uzatmadan, Öcalan’ın dediklerinden birkaç alıntı aktarayım:
‘Bu süreci şahsen biz hazırladık alışılmış. Evvel devleti ısıttık, ortak ettik. Artık de AKP’yi ısıtıyoruz. O denli eskisi üzere değil, evvelce farklı olarak siz de varsınız olağan. Bütün bunlar sizin masanıza da gelecek. (Sırrı’ya dönerek) Solu da sizin uğraşlarınızla katıyoruz. BDP’nin rolü kıymetlidir alışılmış, o denli arabuluculuk falan değil. Gazetelerde ‘postacı’ üzere şeyler yazıyorlar, o denli değil. Bütün bu anayasal-yasal boyut, yani parlamento boyutu sizin işinizdir. AKP’nin de CHP’nin de bütün bunları kendi ortasında tartışması lazım. Sizin de onlarla görüşüp tartışmanız gerekir. Hatta canı isterse MHP bile katılır, katılmasa da kendisi bilir. CHP bir çıkmazı yaşıyor. Ben de varım dediği noktada adım atamıyor ya da ne söylemiş olduğini bilmiyor.’
ÖCALAN: ‘CHP HAKLI, BU HUKUK DIŞI’
Ne demişti Kılıçdaroğlu o tartışılan açıklamasında: ‘Devlet dediğimiz kurum gayri legal organla muhatap olmaz. Erdoğan bunu yaptı.’
Haksız değildi. Kaldı ki, Öcalan da o günlerde bunu gündeme getiren CHP’ye hak veriyor ve yasal taban istiyordu:
‘Düşünsenize, ağır cezalık bir mahkûm parlamentonun gündemine gelecek bir teklif sunuyor! Bunu hangi sıfatla yapıyorum, bu yasal mıdır? Hayır, cürümdür. Bu yasadışılığın bir biçimde giderilmesi gerekecek.
MHP ve CHP gece gündüz ‘İşte bu hukuk dışıdır’ diye bağırıp çağırıyorlar. Yanlışsız diyorlar, haklılar. Siz çabucak Adalet Bakanı’na gidip anlatın, bu yasadışılığın giderilmesi gerekir deyin. Bakın, MİT müsteşarlarının belgesi hala savcıda duruyor. Bu bir darbeydi, zira müsteşarların yaptığının yasal desteği yoktur.
Benim durumuma dair ne olabilir? Örneğin infaz erteleme olabilir. Cumhurbaşkanı’nın da yetkisi var. Sıhhat problemleri vesaire nedeni öne sürülerek, sürecin sonuna kadar örneğin. Lakin bunun olabileceğini sanmıyorum natürel. Siz bir daha de bunu AKP ile konuşmalısınız. Bunu konuşmamış olmanızı yadırgadım doğrusu.’
Ve 15 Eylül 2013’te Pervin Buldan’ın, Selahattin Demirtaş’ın ve bir devlet yetkilisinin de katıldığı görüşme… Bakın İmralı’daki Öcalan ne diyor, devlet yetkilisi nasıl cevap veriyor:
‘Öcalan: AKP ile görüşme yapın; ateşkes sürmeli, yeni moda geçebilmeliyiz. Ortadoğu işte ateş ortasında, bir tahlil bulmalıyız. kararında anayasayı da uzlaşarak yazacağız. Sol, Kürt ve İslam ittifakı Türkiye’de yeni anayasanın sosyolojisidir. CHP’nin ırkçılığı ile olmaz. bol ölçüde röportaj yapın, TV’lere çıkın.
Yetkili: Dışarıda biroldukca kesim barışı gösterip savaş istiyor. Bunlara bir tek söz bile vermemek lazım bence. Bunlar savaşı kışkırtmak için bir tek ‘Süreç bitti’ cümlesinin peşine düşecekler.’
Tartışmayı beklentelerimizle değil de olgularla yaparsak tahlili buluruz. Dün hiç yaşanmamış üzere yarına uyanamayız.”