Migren hastalarına iki ay evvel aşılarla ilgili Sıhhat Bakanlığı muştuyu duyurmuştu. Yaklaşık 3 yıldır kullanılan aşı hakkında pekala biz neler biliyoruz. Türk Nöroloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Necdet Karlı, aşılarla ilgili şunları söylemiş oldu:
MİGREN ATAKLARI TOPLUMSAL HAYATI ETKİLİYOR
“Migren oldukça sık görülen bir baş ağrısı. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) migreni, 50 yaş altında bayanlarda en epey engelliliğe niye olan hastalıklar sırasında birinci sırada gösteriyor. Bu yaş kümesi migren atakları tuttuğunda işe gidemiyor, toplumsal hayatlarından geri kalıyorlar. Örneğin diyabetle karşılaştırıldığında, migren hayli daha fazla insanı etkiliyor. Türkiye’de 50 milyon yetişkin nüfus var. 25 milyonu bayan. Bu bayanların 6 milyonunda migrene rastlanıyor. 3 milyon da migrenli erkek bulunuyor. Hatta 4’te üçü yani yaklaşık 7.5 milyon kişi ayda 4 gün ve daha fazla baş ağrısı çekiyor. Üstelik bir küme hastada işler daha da makûs. Bu bireyler ayda 8-10 gün baş ağrısına maruz kalabiliyor. Migren tedavi edilmediğinde şahısları epeyce etkileyen bir hastalık. Daha evvel hami tedavi veriyorduk. Yani ağrının gelmesini ilaçla engellemeye çalışıyorduk. Lakin bu ilaçların hiç biri migrenin temeline yönelik ilaçlar değildi. Kimi kalp, kimi tansiyon, kimi epilepsi üzere diğer hastalıklar için üretilmiş ilaçlardı.
ŞİMDİ ÖDEME KAPSAMINA ALINMADI
Bedende CGRP molekülü var. Bu, migrende ağrının ortaya çıkmasına niye olan bir molekül. Bu moleküle karşı bir antikor geliştirildi. Bunun iki çeşidi var. Biri molekülün kendisine karşı, başkası de molekülün bağlandığı noktaya karşı bir antikor. İkisinin de aktifliği tıpkı. Bu iki antikor CGRP molekülünün aktifliğini engelliyor. ötürüsıyla ağrının oluşması engelleniyor ve atak ortaya çıkmıyor. Aktiflikleri yüzde 60-80’lerde ve de kıymetli bir yan tesiri yok. Tarih boyunca birinci kere migrene karşı bir ilaç üretilmiş oldu. Dünyada üç yıl evvel kullanılmaya başlandı. Türkiye’de ise iki ay evvel onay aldı. Bu aşıları hastaya ayda bir kez, yaklaşık bir yıl boyunca yapmak gerekiyor. daha sonra yavaş yavaş azaltılıp kesiliyor. Fiyatı ise 1500 lira ile 3 bin lira içinde. çabucak hemen ödeme kapsamına alınmadı. Bu aşılar bilhassa ayda 15 günden çok ağrı çeken kronik migren hastalarında epey tesirli.
AÇLIK VE GERİLİM TETİKLİYOR
Migrenin biroldukca tetikçisi var. Bunların başında uykusuzluk, açlık ve gerilim geliyor. Hava şartları, süratli merdiven çıkma, parlak ışık, sigara dumanı, güneş ışığı, bayanlarda adet periyodu de tesirli. Bu etkenlerden biri de yiyecek çeşitleri. Alkol, fazla tüketilen kahve, çay migreni tetikleyebiliyor. Kimi beşerde peynir, kimisinde çikolata tetikleyici olabiliyor. Kimi şahısların alerjik tepki gösterdiği besinler da migren atağına niye olabiliyor. Bu yiyeceklerden kaçınmak vakit zaman tesirli olabiliyor lakin uykusuzluk ve açlıktan kaçınmak kadar tesirli değil.”
BAYANLARDA ERKEKLERE NAZARAN İKİ KAT FAZLA
Migren bayanlarda erkeklere nazaran iki kat fazla. Her 4 bayandan birinde migren var. Çok sık rastlanan bir hastalık bulunmasına karşın, bir o kadar az tanınan ve az tedavi edilen bir hastalık. Olağanda tedavi olması gereken insanların fakat onda biri tedaviye ulaşabiliyor, zira doktorlarda teşhis koyma oranı da düşük.
KAYNAK: HÜRRİYET
MİGREN ATAKLARI TOPLUMSAL HAYATI ETKİLİYOR
“Migren oldukça sık görülen bir baş ağrısı. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) migreni, 50 yaş altında bayanlarda en epey engelliliğe niye olan hastalıklar sırasında birinci sırada gösteriyor. Bu yaş kümesi migren atakları tuttuğunda işe gidemiyor, toplumsal hayatlarından geri kalıyorlar. Örneğin diyabetle karşılaştırıldığında, migren hayli daha fazla insanı etkiliyor. Türkiye’de 50 milyon yetişkin nüfus var. 25 milyonu bayan. Bu bayanların 6 milyonunda migrene rastlanıyor. 3 milyon da migrenli erkek bulunuyor. Hatta 4’te üçü yani yaklaşık 7.5 milyon kişi ayda 4 gün ve daha fazla baş ağrısı çekiyor. Üstelik bir küme hastada işler daha da makûs. Bu bireyler ayda 8-10 gün baş ağrısına maruz kalabiliyor. Migren tedavi edilmediğinde şahısları epeyce etkileyen bir hastalık. Daha evvel hami tedavi veriyorduk. Yani ağrının gelmesini ilaçla engellemeye çalışıyorduk. Lakin bu ilaçların hiç biri migrenin temeline yönelik ilaçlar değildi. Kimi kalp, kimi tansiyon, kimi epilepsi üzere diğer hastalıklar için üretilmiş ilaçlardı.
ŞİMDİ ÖDEME KAPSAMINA ALINMADI
Bedende CGRP molekülü var. Bu, migrende ağrının ortaya çıkmasına niye olan bir molekül. Bu moleküle karşı bir antikor geliştirildi. Bunun iki çeşidi var. Biri molekülün kendisine karşı, başkası de molekülün bağlandığı noktaya karşı bir antikor. İkisinin de aktifliği tıpkı. Bu iki antikor CGRP molekülünün aktifliğini engelliyor. ötürüsıyla ağrının oluşması engelleniyor ve atak ortaya çıkmıyor. Aktiflikleri yüzde 60-80’lerde ve de kıymetli bir yan tesiri yok. Tarih boyunca birinci kere migrene karşı bir ilaç üretilmiş oldu. Dünyada üç yıl evvel kullanılmaya başlandı. Türkiye’de ise iki ay evvel onay aldı. Bu aşıları hastaya ayda bir kez, yaklaşık bir yıl boyunca yapmak gerekiyor. daha sonra yavaş yavaş azaltılıp kesiliyor. Fiyatı ise 1500 lira ile 3 bin lira içinde. çabucak hemen ödeme kapsamına alınmadı. Bu aşılar bilhassa ayda 15 günden çok ağrı çeken kronik migren hastalarında epey tesirli.
AÇLIK VE GERİLİM TETİKLİYOR
Migrenin biroldukca tetikçisi var. Bunların başında uykusuzluk, açlık ve gerilim geliyor. Hava şartları, süratli merdiven çıkma, parlak ışık, sigara dumanı, güneş ışığı, bayanlarda adet periyodu de tesirli. Bu etkenlerden biri de yiyecek çeşitleri. Alkol, fazla tüketilen kahve, çay migreni tetikleyebiliyor. Kimi beşerde peynir, kimisinde çikolata tetikleyici olabiliyor. Kimi şahısların alerjik tepki gösterdiği besinler da migren atağına niye olabiliyor. Bu yiyeceklerden kaçınmak vakit zaman tesirli olabiliyor lakin uykusuzluk ve açlıktan kaçınmak kadar tesirli değil.”
BAYANLARDA ERKEKLERE NAZARAN İKİ KAT FAZLA
Migren bayanlarda erkeklere nazaran iki kat fazla. Her 4 bayandan birinde migren var. Çok sık rastlanan bir hastalık bulunmasına karşın, bir o kadar az tanınan ve az tedavi edilen bir hastalık. Olağanda tedavi olması gereken insanların fakat onda biri tedaviye ulaşabiliyor, zira doktorlarda teşhis koyma oranı da düşük.
KAYNAK: HÜRRİYET